"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5087 %0.13
36,4694 %0.3
3.362.972 %2.933
2.956,78 0,74
Ara
İşçi Haber Kültür Sanat Havva Yorgancı'nın kaleminden... Maia Szalavitz: Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk

Havva Yorgancı'nın kaleminden... Maia Szalavitz: Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk

Şu an geçmişe baktığında neyi farklı yapmış olmayı dilerdin?

Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Maia Szalavitz

Maia Szalavitz, bilim, kamu kuralları ve bağımlılık tedavileri üzerine çalışmalar yapan, gazeteci ve yazardır. New Yorkta yetişen yazar, Monroe - Woodbury Lisesinden 1993 yılında mezun olmuştur sonrasında Columbia Üniversitesinde eğitimine devam etmiştir.

Koridor Yayıncılık. Syf: 456. Basım Tarihi: 2017. İlk Yayın Tarihi: 2007.

Dr. Bruce D. Perry bir çocuk psikiyatristi. Küçük yaşta istismara uğramış ya da şiddet görmüş veya ihmal edilmiş çocukların davranış bozuklukları ile tedavi süreçlerini 11 bölüm ile okuyucuyla buluşturuyor. Her bölüm, birbirinden bağımsız olarak on farklı çocuğun yürek burkan cinsten gerçek hayat hikâyesinden bahsediyor. Ayrıca beynin nörolojik sisteminin işleyişi hakkında detaylı bilimsel bilgiler de verilmiş. Kitabın en çok üzerinde durduğu konu; çocuklara sevgimizi dokunarak göstermenin, onlarla göz teması kurarak iletişim halinde olmanın onların gelişimine olan olumlu etkisi ve sevginin her zaman en iyi tedavi yöntemi olduğu. Her anne babanın, öğretmenin ve çocuklarla iletişim halinde olan her bireyin okuması gerektiğini düşünüyorum. Andrew Vachss bu kitabın tanıtımında şunları söylüyor: "...Yazar bu kitapla türümüzün en derin gizemini keşfetmemiz için bize bir fırsat tanıyor; Bazı çocuklar neden kahraman olur da diğerleri avcı hayvanları andıran sosyopatlara dönüşür?" Bu sorunun cevabını merak ediyorsanız vakit kaybetmeden okumaya başlayabilirsiniz. Kitabı okurken zihnimizde bile canlandıramadığımız sahneleri küçücük çocukların yaşadığını ve bunların hayatları boyunca sırtlarında yük olarak taşıdıklarını görmek inanın sadece acı, üzüntü vermiyor hiçbir şey yapamamanın utancını da yaşıyorsunuz. Kitaptaki bazı kahramanları kısa kısa tanıttım. Onlar travma yaşamış, ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş, sevilmemiş küçücük çocuklar ve tüm bunlara rağmen tekrar hayata yeni bir adım atabilmiş minik kahramanlar. 
Justin; Köpek gibi büyütülmüş çocuk hikâyesinin kahramanı... Kitabın adı bu hikâyeden alınmış. Annesi iki aylıkken terk ediyor Justin'ı. Justin'e ilk zamanlar anneannesi bakıyor ama o da kısa bir süre sonra ölüyor. Justin'ın bakımı anneannesinin erkek arkadaşına kalıyor. Arthur köpek bakıcılığı yapan yaşlı iyi bir amca ama daha önce hiç bebek bakmamış, nasıl bebek bakılır hakkında hiçbir fikri yok. Justin'a köpeklerine davrandığı gibi davranıyor. Bir köpek kafesinde karnını doyuruyor, altını temizliyor. Beş sene boyunca Justin o kafeste hiç konuşmadan, oyun oynamadan, dokunulmadan büyüyor. 
Sandy; Üç yaşında küçük bir kız, gözlerinin önünde annesi tecavüz edilip öldürülüyor. Vahşi, Sandy'e de zarar verip, ölüme terk ediyor onu. Sandy'nin bilinci yerine geldiğinde dolaptan süt alıp içmek istiyor ama içemiyor çünkü Sandy'in boğazı tam iki defa kesilmiş her yudumladığı süt boğazından tekrar dışarıya akıyor... Tam on bir saat boyunca annesinin cesedi ile birlikte kalıyor Sandy... 
Amber; Anne ve baba boşanmış bir çocuk. Annesi erkek arkadaşıyla her içki içtiğinde daha yedi yaşında olan Amber'i istismar ediyor. Amber istismarın ne zaman geleceğini bilmediği için sürekli bir korku ve endişe içinde, bu durumu annesine anlatamıyor ama durumu kontrol altına almak için şöyle bir yol deniyor; Annesinin erkek arkadaşına sürekli içki verip onu kışkırtıyor. Böylece normalde olan istismarın belki birkaç katını yaşıyor! Şöyle anlatıyor başından geçenleri Amber; "Bunu ilk yaşamaya başladığımda, çok korkmuştum. Canım da yanıyordu. Bazen nefes alamıyordum. Kendimi çok çaresiz, ufak ve güçsüz hissediyordum. Anneme söylemek istemedim. Çok utanıyordum ve aklım karışmıştı. O yüzden, o iş olacağı zaman gözlerimi yumup başka şeyler düşünmeye çalışıyordum. Çok geçmeden zihnimdeki güvenli bir yere gidebiliyordum." Bu durum 9 yaşına kadar devam ediyor. Tüm bu olanlara kalbiniz dayanıyor mu? İnanır mısınız Amber'in de dayanmıyor, duruyor kalbi neyse ki doktorların müdahalesi sayesinde tekrar hayata dönüyor. 
Kitabı okurken onlar gibi başka çocuklarla da tanışacaksınız hepsinin hikâyesi ayrı hepsinin hüznü ayrı. İnsanlar en büyük yıkımı ne zaman yaşarlar biliyor musunuz? Tacize, tecavüze uğradıklarında ya da dehşet verici bir ana şahit olduklarında değil "Sizi sevmesi gereken kişiler tarafından incitilmek, onlar tarafından terk edilmek, güvende olmanızı, değer verilmenizi ve insancıl olmanızı sağlayan teke tek ilişkilerden mahrum bırakılmak..." bu durumlar çok daha yıkıcıdır. Özellikle de çocuklarda. Unutmayın bu çocukların buzdolabı annelerine (soğuk ve ilgisiz anneler) değil, bebekliklerinden beri onlarla konuşan, sağlıklı dokunuşlar yapan, onları seven, güven ortamı oluşturan ilişkilere ihtiyaçları var. Ve bunlar olmadığı durumlarda beyinleri inanılmaz bir şekilde etkileniyor. Dr. Perry bize ilişkilerin travmaları üzerinde nasıl etki ettiğini şu şekilde anlatıyor; "Bir çocuk ne kadar çok sağlıklı ilişkiye sahipse, travmadan kurtulup sağlıklı bir biçimde hayatına devam etme ihtimali de artar. İlişkiler değişimin aracılarıdır ve en güçlü terapi insan sevgisidir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *