Küçük Kara Balık
Samed Behrengi
Can Yayınları syf: 52. Basım Tarihi: 2023 İlk Yayın Tarihi: 1968
Samed Behrengi (Fars:صمد بهرنگی, Azerbaycan: Səməd Behrəngi; 24 Haziran, 1939; Tebriz, İran Şahlığı; ö. 31 Ağustos, 1967; Aras Nehri) Azeri asıllı İranlı öğretmen ve çocuk hikâyeleri ile halk masalları yazarı-derleyicisi. Babasının adı İzzet, annesinin adı Sara idi. İran genelinde seyahatler ile Fars ve Azeri halk kültürü üzerine incelemeler yaptı. Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bunları derlemenin yanı sıra, çocuk öyküleri yazdı. Ne var ki kimilerince çocuk öyküleri olarak görülen bu yapıtlar kimilerince de İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinlerdir. Zamanının Şah yönetimine karşı masal ve hikâyeler yazarak karşı koymaya çalışmış, başkaldırmıştır. Samed Behrengi öğretmen okulunda okumuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra köy okullarında öğretmenliğe başlamıştır. Kısa hayatı boyunca her zaman çocuklara hayatı anlatmaya çalışmış ve öğretmenlik görevinde kalmıştır. Samed Behrengi (1967) 29 yaşındayken şüphe uyandıran bir biçimde Aras Nehri'nde ölmüştür. Yüzerken boğulduğu söylentisi yayılsa da buna kimse inanmadı, çünkü Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına çöreklenmiş Şahlık düzenini açıkça eleştiyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Bu yüzden suikaste uğradığı düşünülmektedir. Yapıtları onlarca dile çevrilmiştir.
“Küçük Kara Balık”, 12 Eylül darbesi döneminde ülkemiz de dâhil olmak üzere birçok ülkede yasaklanmış olup günümüzde de İran’da yasaklanan kitaplar arasında bulunmakta. Peki, bu yasakların sebebi ne? Kitap 52 sayfadan oluşuyor ama yasaklanması gerektiğini düşündüklerine göre, yeteri kadar mesaj içeren bir kitap olduğunu okumadan da anlamak mümkün gibi gözüküyor. Özgürlüğü, başkaldırıyı, sorgulamayı, değişimi, keşfetmeyi, düşünmeyi, kalıp düşünceleri yıkmayı anlattığı için korkmuş olmalılar diye düşünüyorum. Gelelim kitabın konusuna. Küçük Kara Balık, yaşlı bir balığın etrafına topladığı torunlarına ve onbinlerce balığa anlattığı bir hikayedir. Kara Balık, annesiyle hep aynı şeyleri yapmaktan bir zaman sonra sıkılmaya başlar. Annesine merak duygusunun kamçılandığını, yaşadıkları yerden gitmek istediğini, yeni şeyler görüp, keşfetmek istediğini söyler. Dünya'yı görmek, yeni şeyler öğrenmek, yeni insanlarla arkadaş olup, onları dost edinmek isteyen küçük balığa, önce annesi, komşuları sonra diğer balıklar sert bir karşılık verirler. Yanlış düşünceler edindiğini söyleyip, yaşadıkları yerden başka bir dünya olmadığını dile getirip ona anlatmaya çalışırlar. Ve merak duygusu iyice artan küçük balığın söylediklerine aldırmazlar. Küçük balık, annesinin arkasından gitme diye yalvarmalarına, diğer balıkların kendisine bu düşünceleri bırakmazsan seni artık aramıza almayacağız gibi tehditlerine kanmadan, şimdiye kadar yaşadığı ırmağın nereden gelip, nereye gittiğini bulabilmek umuduyla yola çıkmaya başlar.
Samed Behrengi'nin çocuklara ve çocukların kitap okumalarına verdiği önemi anlayabilmek adına onun şu sözleri çok değerlidir:
“Çocuklar, bu toplum babalarınızın size miras bıraktığı toplumdur. Yaramazlıklarınızı aza indirmeli ya da hatta tümüyle bırakmalısınız. Bu toplumun sorunlarının üstesinden gelecek çözüm araçlarını aramalı, bulmalı ve de hastalıkları yok etmelisiniz. Toplumu tanımanın birkaç yolu vardır. Bu yollardan biri kitap okumaktır. Kitapların hem en iyisini seçmeliyiz, hem de bizim çeşitli sorularımıza yanıt verenlerini. Kitap toplumumuzu ve öteki ulusları bilgilendirmek ve bize toplumsal hastalıkları göstermek zorundadır. Öyküler bizlere, toplumumuzun gerçek bir resmini çizebilir; sorunlarını ve nedenlerini açıklayabilir. Öyküler, okuyanları yalnızca eğlendirmez. Bu yüzden ben de akıllı çocukların öykülerimi yalnızca hoş vakit geçirmek için değil, öğrenip bilgilenmeleri için okumalarını istiyorum’’