İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez'in sorumluluğunda yürütülen kazılar, bu yıl 9 Ağustos'ta başlamış olup, ekim ayı sonuna kadar devam etmesi planlanıyor. Kazı çalışmalarında beş üniversiteden 15 akademisyen ve 15 teknik personel görev almakta.
Kazılarda şu ana kadar birçok çanak, çömlek, takı ve heykel gibi önemli buluntular elde edildi. Prof. Dr. Dönmez, Oluz Höyük'te 18 yıldır süren kazı çalışmalarının, 2007 yılında başlatıldığını ve artık oldukça ileri bir aşamaya geldiğini belirtti.
Dönmez, kazılarda tabakalaşmanın çok iyi anlaşılabildiğini ve bu süreçte Amasya'nın tarihini somutlaştırma yönünde önemli adımlar attıklarını vurguladı. Oluz Höyük'teki tarihsel sürekliliğin, milattan önce 4500 yılından itibaren Kalkolitik Dönem'den başlayıp erken Türk tarihine kadar uzandığını ifade etti. Dönmez, Helenistik Dönem'de yerleşimin sona erdiğini, milattan önce 47'de gerçekleşen Zela Savaşı'nın ardından Roma komutanı Jül Sezar’ın "Geldim, gördüm, yendim" ifadesiyle tanınan savaş sonucunda Mithridates’in askeri varlığının sona erdiğini ve Oluz Höyük'ün terk edildiğini belirtti.
Dönmez, bin yıl sonra göçebe Türklerin bu bölgede mezarlık oluşturduğunu belirtti. Oluz Höyük'ün Kalkolitik Dönem’den başlayıp, Erken Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Pers, Med ve Helenistik dönemler ile Anadolu'ya ilk gelen Türk topluluklarına kadar tarihsel sürecin izlenebildiğini ifade etti. Ancak, bu büyük yerleşmenin tamamını kazamadıklarını; Frig dönemi, Med dönemi, Pers dönemi ve erken Türk mezarları gibi belirli dönemlere ağırlık verdiklerini belirtti. Dönmez, projenin uzun süreli olduğunu, 50 yıl sürecek bir proje olarak planlandığını ve bu süreçte 2 binin üzerinde eserin Amasya Müzesi’ne teslim edildiğini, bunların bir kısmının sergilendiğini ve ilgili yayın çalışmalarının yapıldığını söyledi.