Usta sanatçı Selda Bağcan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99’uncu yıl dönümü kutlaması sebebiyle Üsküdar Meydanı’nda konser verdi. Selda Bağcan, Posta Gazetesi'nden Alev Gürsoy Cimin'e samimi açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet bayramı vesilesiyle sahnede olmak size nasıl hissettiriyor?
Atatürkçü bir kadının 29 Ekim vesilesiyle sahnede olmak gurur verici. Şahane bir konserdi. Muazzam bir kalabalıktı. Onur ve gurur duydum. Cumhuriyet coşkusunu doyasıya yaşadık. Atamızı andık. Sonsuza dek Cumhuriyet değerlerini savunan bir sanatçı olacağım. Son nefesime kadar liderimiz Ulu Önder Atatürk’ü seveceğim ve şükran duyacağım. Dilerim daha çooook Cumhuriyet Bayramı görürüz ve ben de Cumhuriyet sevdalılarına en güzel şarkılarımı söylerim.
Cumhuriyet resepsiyonlarına katılıyor musunuz?
Her 29 Ekim’de programım mutlaka dolu olur. Her 29 Ekim’de Külliye’den davet alıyorum ancak konserlerime denk geldiği için gitmiyorum.
Konseriniz olmasaydı gider miydiniz?
Gitmezdim sanırım. Cumhuriyet’imizin kurulduğu günde Selda Bağcan sahnede olmazsa hangi gün olacak? Ben bir Cumhuriyet kadınıyım ve bundan onur duyuyorum. Cumhuriyet olmasa sanatçı mı olabilecektik? İran’a, Arabistan’a dönüp bakın isterseniz! Cumhuriyet’in değerleri olduğu için bugün buradayız.
Bir kesim Cumhuriyet’in değerlerinin yara aldığını söylüyor. Bu doğru mu?
Ben öyle düşünmüyorum. Cumhuriyet çok güçlü, kimsenin yıkmaya gücü yetmez! Bu korku yersiz ama kısmen doğru çünkü Cumhuriyet değerlerine saldırı var.
ATATÜRK’E YAPILANLAR BENİ KAHREDİYOR, BU KADAR NANKÖRLÜK OLMAZ!
Atatürk’le tanışmak ister miydiniz?
Hem de çok! Şarkılarımı dinlesin isterdim. Severdi bence. Onu yakından tanımak hatta arkadaş olmak isterdim. Sonsuz bir sevgi ve saygı besliyorum. Milletimizin olmazsa olmazıdır. Hayranlığın ötesi bu. Yokluklarla mücadele ederek bütün milleti bir araya getirdi. Yüzde 5’lik bir kesim, halifeliği kaldırdığı için ona düşman ama yüzde 95’lik kesim hem çok seviyor hem de şükran duyuyor. Bu gönül bağını kimse yok edemez. Atatürk’e yapılanlar beni kahrediyor. Bu kadar nankörlük olmaz! Atatürk, Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu’na gelmiş, annem anlatır. Gözlerine bakamamışlar. “Gözleri çakmak çakmaktı” dedi.
Atatürk sevgisi azaldı mı sizce?
Tam tersine katlanarak artıyor. Bir kesim hücum ettikçe bizler daha çok sahipleniyoruz. Aileler çocuklara önce Allah, peygamber, sonra Atatürk sevgisi aşılar.
ESAS ACILARIN KADINI BERGEN DEĞİL BENİM!
Hayatınızın en ilginç dönemi hangisi?
Bergen’in filmi çekildi, biliyorsun. Büyük acılar ve dram var o filmde ama esas acıların kadını Bergen değil benim! Acıların kadını olmak konusunda Bergen birinci sıradaysa ben de ikinciyim.
Neden böyle düşünüyorsunuz?
1981’de ve 1984’de üç kere hapse atıldım. Şarkılarım ve düşüncelerim yüzünden defalarca hapislere düştüm. Kitlelere gözdağı vermek için o kadar çok içeri attılar ki beni... 12 Eylül’ün kurbanı oldum. Korkunç günlerdi. Hiç hak etmedim hiç! Öyle ilginç şeyler yaşadım ki... Hayatım kitap olacak. Orada her şeyi anlatıyorum.
Cezaevinden bir anınızı dinlemek isterim.
Ring arabasıyla Metris’e giderken jandarmalar arabanın arkasında ‘Kızıldere’ türkümü söylemeye başladılar ve ben şaşırdım. Bir star’ı şarkılarını bahane ederek içeri atıyorsun, sonra o star aynı şarkılarla dünya çapında oluyor. Dünya insanları sesimdeki haykırışı fark ettiler. Sesim dünyayı etkiledi.
O DÖNEM CEZAEVİNDE YATAN TEK KADIN SANATÇIYDIM
Cezaevi günleri sizi çok yaralamış. Hâlâ içinizden atamamışsınız?
Sinirleniyorum anlatırken. 1987’ye kadar pasaportuma el koydular. Bir sürü festivalden davet aldım, gidemedim. O dönem cezaevinde yatan tek kadın sanatçıydım.
O dönemle bu dönemin şartlarını karşılaştırır mısınız?
O dönem iftira atılmadı bana. Dönem icabı kurban olarak seçilmiştim ama bu dönemde iftiralarla içeri atıyorlar insanları. Basın önce beni içeri attırmaya çalıştı, sonra da dışarı çıkmam için uğraştı.
Bazı insanlar bedel ödememek için görüşlerinden ödün verebiliyorlar. Siz neden öyle yapmadınız?
O benim karakterime ters. Bunu yapanlara “Dönek” diyoruz. O tarz insanlar fırıldaktır. Ben asla ödün vermem.
DENİZ GEZMİŞ NİŞANLIM DEĞİLDİ, TANIŞMADIK BİLE
Deniz Gezmiş’in gizli nişanlınız olduğuna dair bir söylenti var. Bu doğru mu?
Hayır ya değildi. Hep öyle yazılıp çiziliyor ama tanışmadık bile. Ben Ankara’da okuyordum, o da İstanbul’da. Yolumuz hiç kesişmedi. Tanışsak belki sevgili olurduk. Devrimci bacıyla devrimci genci millet yakıştırdı işte.
Neden yakıştırdılar sizi?
1971’de ilk plağımı yapmıştım; ‘Mahpushanelere güneş doğmuyor’… Denizler hapisteyken dinlemişler beni. Ben de sevgilisine ağıt yakmış gibi oldum. Öyle zannettiler. Yakıştırdılar ya da yakıştırmak istediler galiba, bilemiyorum. 1976’da ilk defa duydum bunu; kulisime küçük bir kız gelmişti. “Deniz Gezmiş’le çıktınız mı?” dedi. Çok güldüm. Şehir efsanesi oldu bu.
Romantik bir kadın mısınız?
Fizikçi olduğum için pek romantik sayılmam. Matematiğim de çok kuvvetli. Unkapanı’ndaki şirketim, Majör Müzik Yapım’ın muhasebesine hâlâ ben bakıyorum. Şimdiki gençler çok şanslı. Herkes artık şarkısını yapıp YouTube’a yüklüyor. Bir sene boyunca plağımı çıkarmak için uğraşmıştım. Ne zor günler yaşamıştım. Şimdi herkesin işi kolay. Bir plak çıkarmak için yaşadığım o zor günleri en iyi bilirim.
İLK AŞKIM ÜNLÜ BİR TÜRKÜCÜYDÜ
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
İlk aşk çok yaralar, hiç unutulmaz. Ünlü bir türkücüydü.
Kimdi?
Geçelim bu soruyu. Ayıp olur karşıdaki insana. Yıllar geçmiş üzerinden.
Şu anda aşık olduğunuz biri var mı?
Her yürekte kıpırtılar vardır.
Neden hiç evlenmediniz?
Kısmet. Benim beğendiklerim, beni beğenmedi. Beni beğenenleri de ben beğenmedim. Evde kaldım. (Gülüyor)
SİYASETE GİREMEYECEK KADAR TEMBELİM, HER GÜN MECLİSE GİDEMEM
Siyasete girmeyi düşünüyor musun?
Teklifler geliyor ama siyasete giremeyecek kadar tembelim. Her gün meclise gidemem. Bir de siyaset yapmadığım halde bedelini ödedim. Bu yaştan sonra ağır gelir yeni bedeller.
Büyük bir servetiniz var mı?
Ben ömür boyu para sıkıntısı çektim. Solcu olduğum için konser ücretlerim çok değildi. Pandemiden sonra biraz arttı.
Ekonomiyle aranız nasıl?
Son birkaç yıldır rahata erdim. O yüzden kasımda vakıf kuracağım. Çocuk okutacağız ve sokak hayvanları için bir barınak kuracağız.
Albüm hazırlığı nasıl gidiyor?
‘40 Yılın 40 Şarkısı’ serisinin üçüncüsü çıkacak.
Konser trafiğiniz nasıl olacak?
Kasımda İstanbul Kongre Merkezi’nde, aralıkta da Londra’da konser vereceğim. 21 Aralık’ta, en uzun gecede Londra’da olacağım. En uzun günü de yaşamayı çok severim. Çok önemli bence. 21 Haziran’da da bir farkındalık olması lazım. O gün arkadaşlarımı toplayıp yemek yerim mutlaka. En uzun günü yaşamak için…
‘AĞLAMA ALEYNA, BEN KARŞINDAYIM İŞTE’
Aleyna Tilki sevginiz nereden geliyor?
Bugüne kadar sadece iki kere gördüm ama başka bir hukukumuz var onunla. Bir gün Aleyna tweet atmış, “Selda Bağcan’ı rüyamda görüp sabaha kadar ağladım” diye. Bunun üzerine aradım onu, “Ağlama Aleyna, ben karşındayım işte” dedim. Aradan aylar geçti. Gaziantep konserimden sonra yemekteyken Aleyna aradı, Bostancı’da konserine davet etti. “Tek bir şartım var, adımı geçirmeyeceksiniz” dedim. Sürpriz olarak çıktım sahnesine ve millet şok oldu. Aradan birkaç yıl geçti ve bu defa biz Aleyna’yı çağırdık konserime. Birlikte şarkı söyledik. Aleyna bir konuşma yaptı, şok oldum. O kadar düzgün cümlelerle beni anlattı ki... Bu küçücük kızdan o konuşmalar nasıl çıktı, şaşırdık.
Son dönemde LGBTQ+ destekçisi sanatçıların konserleri iptal edildi. Sizin duruşunuz ne?
İnsanları özgür bırakmalılar her bakımdan. Aleyna’ya da haksızlık yapılıyor. İnsanları rahat bıraksınlar. Çok ayıplıyorum. Hele konser iptal etmek çok ayıp.