HACER BAYRAM- ÖZEL HABER
AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?
Akran zorbalığı, bireyin kendi yaş grubundan bir diğerine sözlü veya fiziksel saldırıda bulunması olarak tanımlanıyor. Genellikle ilkokul ve lise dönemlerinde, çocukların zihinsel ve sosyal gelişimlerini tamamlamadan bir araya geldikleri okul ortamlarında daha sık görülüyor. Okullar, çocukların kişilik gelişimlerinin şekillendiği önemli alanlar olurken, olumlu gelişimlerin yanında akran zorbalığı gibi ciddi sorunların da ortaya çıkabildiği yerler haline gelebiliyor. Son yıllarda yaşanan ve sosyal medyada geniş yankı uyandıran akran zorbalığı olayları, bu sorunun ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Peki, akran zorbalığı neden ortaya çıkıyor, hangi çocuklar risk altında ve aileler bu süreçte nasıl bir tutum sergilemeli? Psk. Dan. Rana Yangın, akran zorbalığının nedenlerini, hangi çocukların daha çok risk altında olduğunu ve ailelerin bu süreçte nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini anlattı.
Zorbalık yapan çocuklar genelde belirli bir sosyal çevreden mi geliyor? Ailenin ekonomik durumu ya da eğitim seviyesi bu durumu etkiler mi?
"Zorbalık yapan çocukların doğrudan belirli bir sosyal çevreden geldiğini söylemek doğru olmaz. Bu davranış farklı sosyoekonomik düzeydeki ailelerde veya sosyal çevrelerde farklı şekillerde görülebilir. Fakat zorbalığı etkileyen; aile dinamikleri, sosyoekonomik durum, sosyal çevre ve sosyal medya gibi geniş bir yelpazeden bahsedilebilir. Aile dinamiklerini bu yelpazenin temeli olarak tanımlayabiliriz. Aile içi ilişkilerde fiziksel ve duygusal şiddet söz konusuysa çocuğun davranışlarını doğrudan etkileyebilir. Bu etki sadece çocuğun doğrudan şiddet görmesi değil, şahit olmasıyla beraber de oluşur. Örneğin çatışmalı ilişkilerle büyüyen bir çocuk; kendini ifade etmenin, duyguyu düzenlemenin ya da öfkeyi ifade etmenin bir yolu olarak şiddeti benimseyebilir ve zorbalık davranışıyla dışa vurabilir. Çocuğun içerisinde büyüdüğü aile ortamında zorbalık yapan ve mağdur olan bir ilişki örüntüsü varsa çocuğun zihni bu ikili ilişkiyi öğrenebilir. Öğrenilen zorba-mağdur ilişkisinde çocuk zaman zaman zorbalayan, zaman zaman zorbalanan bir noktaya gelebilir. Bu ilişki farklı ortamlarda ve farklı ekonomik düzeylerde yeniden ortaya çıkabilir.
Ailelerde ve çocukta sosyoekonomik düzeyin getirdiği, yönetilemeyen bir stres faktörü söz konusuysa bu durum da çocukların agresif davranışlarını tetikleyebilir niteliktedir. Okullarda yüksek oranda sosyoekonomik ve sosyal sınıf farklarının olması çocuklar arası alay etme, gruplaşma ve dışlanma davranışlarını ortaya çıkabilir. Bununla beraber günümüzde birçok çocuğun erişebildiği sosyal medyanın da tetikleyici bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Medya ve popüler kültür, zorbalığı ve şiddeti normalize edebilecek, zaman zaman gülünç ve güçlü gösterebilecek bir etkiye sahip olabilir. Şiddet ve hakaret içeren kısa videolara, oyunlara, programlara maruz kalmak çocukların gözünde bu davranışı normalleştirebilir ve model almasına sebep olabilir. Özetle zorbalık davranışı sadece bireysel bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Zorbalıkla mücadelede, zorbalığı tetikleyen ve yayılmasına neden olan duygusal ve çevresel faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır."
Çocuklar neden birbirine zorbalık yapar? Bu sadece “çocukluk” mudur?
"Zorbalık davranışı sadece “çocukça bir davranış” olarak görülmemelidir. Müdahale edilmediğinde çocukluktan ergenliğe, ergenlikten yetişkinliğe farklı yaş dönemlerinde devam eden bir davranış örtüsü haline gelebilir. Çocukların zorbalık yapma nedenini tek bir nedene bağlamak güçtür, birden fazla nedeni bulunabilir. Rekabet ve güç kurma arzusu, kıskançlık, öfke ve duygu düzenleme sorunları, evde gördüğü ilişki modelleri, aile dinamikleri, travmatik durumlar, çevreden öğrenilmiş ve onaylanmış davranışlar zorbalık yapmanın nedenleri arasında görülebilir. Çocuklar sosyal rollerinde ve sosyal ortamlarda duygusal olarak güçlü olma veya popüler olma ihtiyacı hissedebilir. Zorbalıkla bir diğerinin üzerinde baskı kurmak çocuğa kendini güçlü ve popüler hissettirebilir. Bazı çocuklar yaşadığı stresi, öfkeyi, zorlu duyguları iç dünyalarında yönetebilme ve düzenleme noktasında zorluk yaşar. Bu durumlarda da zaman zaman çocuklarda onları zorlayan duyguları dışa vurmanın, baş etmenin bir yolu olarak zorbalık davranışını gözlemleyebiliyoruz. Aslında baktığımızda çocukların zorbalık yapmasının birden çok nedeninden bahsedebiliriz. Aile yapısı, okul ortamı, maruz kalınan sosyal medya içerikleri, arkadaş grupları zorbalık davranışını şekillendirebilir."
Okulda akran zorbalığına uğrayan çocuğa aile nasıl yaklaşmalı?
"Ailelerin, zorbalığa uğrayan çocuklara karşı tutumu oldukça kıymetlidir. Çünkü zorbalığa uğrayan bir çocuğun yaşadığı duygusal zorluk ailelerin tahmin edebileceğinden çok daha derin olabilir. Aile yaklaşımında öncelenmesi gereken ilk adım çocuğunu güvende hissettirmek, yanında olmak ve yaşadığı duygusal zorluğu dinlemek olabilir. Çocuk uğradığı zorbalığı anlattığında verilen ilk tepki kendini ifade edebilmesi, açabilmesi ve koruyabilmesi noktasında çok önemlidir. “Çocuksunuz siz olur bunlar.”, “Öyle olmamıştır sen abartıyorsun.”, “Sen de karşılık verseydin” gibi dönütler çocuğun kendini yalnız, güvensiz ve suçlu hissetmesine neden olabilir. Bunun yerine “Böyle bir durum yaşadığın için üzgünüm, senin yanındayım, senin de üzgün olduğunu görüyorum” gibi cümlelerle çocuğun deneyimlediği duyguyu anlamak, onaylamak, empatik ve güvenli bir ilişki kurmak gerekir. Çocuğunu korumak isteyen birçok anne-baba, yaşanan zorbalığı öğrendiğinde öfkeye kapılabilir.
Fakat bu öfkeyi çocuğun yanında şiddetli bir şekilde ortaya koymak, yüksek tepkiler vermek çocuğun daha da tedirgin hissetmesine yol açabilir. Bu durumlarda çocuğa yöneltilen sorularda ebeveynlerin duygusu da önemli bir rol oynamaktadır. “Sen bir şey mi yaptın?”, “Sen ne yaptın da böyle oldu?”, “Bize daha önce neden anlatmadın?” gibi sorgulayıcı sorular çocuklara suçluluk ya da utanç duygusu vererek kendini geri çekmesine, içe kapanmasına, yaşadıklarını anlatmamasına neden olabilir. Bu yüzden anlattıklarını sorgulamamak ama merak etmek, empatiyle dinlemek ve yanında olmak çok önemlidir. Süreçte aileler tarafından “Kendini korusaydın” yaklaşımıyla değil kendini nasıl koruyabileceği, nasıl destek alabileceği noktasında bir yaklaşım benimsenebilir. Aileler aynı zamanda zorbalık durumuna karşı okulla ya da okul psikolojik danışmanıyla iş birliği kurabilir. Zorbalık, çocukların iç dünyasında kendilik algısına ve özgüvenine zarar verebilir. Böyle bir durumda bir psikolojik danışmandan ya da psikologdan destek almak sürece fayda sağlayacaktır. Akran zorbalığına maruz kalmış bir çocuğun süreçte yalnız olmadığını hissetmesi, duygularının anlaşılması, güvenilir ilişkiler ve alanlar kurulması çok güçlü bir destek olacaktır."
Zorbalık yapan çocuklar ilgi mi çekmek istiyor, yoksa öfke mi kusuyor?
"Zorbalık yapan çocukların bu davranışa yönelik motivasyonu birçok duygusal ihtiyaca temas edebilir. Her çocuğun yaşam deneyimi, psikolojik yapısı ve çevresel şartları farklı olduğu için bunu sadece ilgi çekme ve öfke kusmaya indirgemek doğru olmaz. Fakat bu davranışın altında hem ilgi ihtiyacının hem de duygusal boşalımının olabileceğini söyleyebiliriz. Zaman zaman ilgi ihtiyacı ve öfke birbiriyle iç içe olan iki durum da olabilir. Bazı çocuklar evinde, sosyal çevresinde ya da okulunda yeterince görülmeyen, takdir edilmeyen bir nokta olabilir. Zorbalık yaparak görüldüğünü, kabul edildiğini deneyimleyen ve öğrenen bir çocuk ise bunu görülme ve onaylanma ihtiyacıyla sürdürebilir.
Aslında zorbalık yapan çocukların davranışları çoğu zaman psikolojik bir sinyale benzer. “Benim iç dünyamda yolunda gitmeyen bir şeyler var ve bu anlatmanın sağlıklı bir yolunu bilmiyorum” sinyalidir. Bu yüzden akran zorbalığıyla mücadele ederken sadece davranışa odaklanmak değil davranışla beraber çocuğun duygusal ihtiyacını anlamaya çalışmak, arka plana odaklanmak çok önemlidir."
Zorbalık denince genellikle içe kapanık, sessiz çocuklar akla gelir. Kendine güvenen, çok yönlü ve hayata bağlı çocuklar da zorbalığa uğrayabilir mi?
"Zorbalık denildiğinde her ne kadar akla içe kapanık ya da sessiz çocuklar gelse de zorbalık sadece içe kapanık veya sessiz/sakin olarak tanımlanan çocuklara yönelik bir davranış değildir. Fakat zorbalığa uğrayan çocukların zamanla içe kapandıklarını, sessizleştiğini, daha az sosyalleştiklerini gözlemleyebiliyoruz.
Kendine güvenen, neşeli ve hayata bağlı çocuklar da akran zorbalığının hedefine haline gelebilir. Hayata bağlı ve kendine güvenen çocukların kendini ortaya koyması, onaylanması, takdir edilmesi, öne çıkması zorbalık yapan çocuklar için risk olarak görülebilir. "