DOSYA HABER- DİLARA ADAK
ABD ve Ukrayna arasındaki maden anlaşması, iki ülke için büyük stratejik öneme sahip bir gelişme. Bu tür anlaşmalar genellikle nadir toprak elementleri olan kömür, demir, titanyum ve diğer değerli madenleri kapsar. Ukrayna, özellikle nadir toprak elementleri bakımından oldukça zengin doğal kaynaklara sahip bir ülke. Bu yüzden ABD, bu kaynaklara erişim sağlayarak hem ekonomik hem de jeopolitik çıkarlarını güçlendirmeyi hedefliyor.
Anlaşmanın Tarihçesi, Kapsamı ve İçeriği
ABD ve Ukrayna arasındaki maden iş birliği fikri, 2014'te Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesiyle başladı. O dönemde Ukrayna'nın Batı ile ilişkilerini daha da güçlendirme çabaları hızlandı ve maden kaynaklarının kullanımı bu ilişkilerin temeli haline geldi. Ancak, bugüne kadar somut bir anlaşma imzalanmış değil. Görüşmeler devam ediyor ve bu süreçte teknoloji transferi, yatırımlar ve kaynakların işletilmesi gibi konular ele alınıyor.
Anlaşma, Ukrayna'nın lityum, titanyum, nadir toprak elementleri, uranyum gibi stratejik minerallerinin ortaklaşa geliştirilmesini kapsıyor. Bu mineraller, özellikle yüksek teknoloji, savunma sanayi ve yeşil enerji sektörlerinde kritik bir rol oynuyor. Başlangıçta, ABD'nin Ukrayna'dan elde edilen mineral gelirlerinin 500 milyar dolara kadar bir kısmını talep ettiği belirtilmişti. Ancak müzakereler sonucunda, Ukrayna bu gelirlerin %50'sini ABD ile paylaşmayı kabul etti.

anlaşmanın imzalanması Savaşı Sonlandırabilir mi?
Trump, Rusya ve Ukrayna arasında bir barış anlaşması yapılması gerektiğini söyledi. Ancak böyle bir anlaşmanın sağlanabilmesi için, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önemli tavizler vermesi gerektiğini ifade etti. Trump, Ukrayna'ya yönelik güvenlik garantilerinden ise söz etmedi. Zelensky, anlaşmanın henüz güvenlik garantilerini içermediğini belirtmişti. Ancak Trump, ABD’nin Ukrayna’daki minerallere erişiminin, Ukrayna için "otomatik güvenlik" sağlayacağını ileri sürdü.
Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, “ön anlaşma” konusunda mutabık olduklarını duyurdu. Şmihal, anlaşmada ABD'nin, kalıcı barış için gerekli güvenlik garantileri sağlamayı kabul ettiğini ifade etti. Ayrıca, Şmihal, anlaşmanın bir yatırım fonunun kurulmasını da öngördüğünü söyledi. Bu fon, Ukrayna'nın yeniden inşası için kullanılacak ve Kiev ile Washington tarafından ortaklaşa yönetilecek.
Zelensky ise ABD'den güvenlik garantileri talep etmeye çalışırken, bu konuda henüz başarılı olamadığını belirtti. BBC’ye yaptığı açıklamada, "Eğer güvenlik garantileri olmazsa, ateşkes sağlanamaz ve hiçbir şey işlemez" dedi. Trump ise, Ukrayna'ya verdiği yardımlar sayesinde savaşın daha uzun sürebildiğini ve bu yardımların devam etmesi gerektiğini söyledi. Trump ayrıca, bir barış anlaşması sonrasında Ukrayna'da barış gücü yerleştirilmesi gerekeceğini de ekledi, ancak bunun “herkes için kabul edilebilir” olması gerektiğini vurguladı.

ABD, KENDİ REZERVLERİ VARKEN NEDEN UKRAYNA'NINKİLERİ İSTİYOR?
Nadir toprak mineralleri, cep telefonları, sabit diskler ve elektrikli ile hibrit araçlar gibi birçok tüketici teknolojisinin üretimi için gerekli olan 17 elementten oluşan bir bileşen setidir. Ukrayna'nın nadir toprak mineralleri, savaş ve maden endüstrisini etkileyen devlet politikaları nedeniyle büyük ölçüde kullanılmaz durumda. Ayrıca, ülke nadir toprak madenciliğinin gelişimi için gerekli bilgi ve deneyimden de yoksundur.
Çin, dünya genelindeki lityum rezervlerinin yüzde 16,5’ine sahip olduğunu belirtse de, analistler Çin’in lityum rafinasyon kapasitesinin yüzde 60’ını ve lityum-iyon pil üretim kapasitesinin ise yüzde 75’ini kontrol ettiğini vurguluyor.
ABD hükümeti ise, Çin'in lityum ve diğer kritik mineraller üzerinde kurduğu hakimiyet nedeniyle endişeli, çünkü bu durum ABD'nin bu kaynaklara erişimini kısıtlayabilir. Lityuma olan talebin hızla arttığı düşünüldüğünde, bu durum daha da kritik hale geliyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, küresel lityum ihtiyacı 2040 yılına gelindiğinde, 2023 seviyesinin sekiz katına çıkacak. Bu nedenle, ABD hükümeti, yerli maden şirketlerini daha fazla lityum üretmeleri için teşvik etmek amacıyla Joe Biden döneminde Enflasyonu Azaltma Yasası kapsamında şirketlere finansal krediler sağladı.
Örneğin, ABD Savunma Bakanlığı, Albermarle şirketine Carolina’daki bir lityum madenini yeniden faaliyete geçirerek askeri amaçlar için pil üretimine destek vermesi amacıyla kredi sağladı.
Prof. Anderson, "ABD'deki bazı kaynaklardan edindiğim bilgiye göre, özellikle askeri kullanım için lityum üretimi talep ediliyor" diyor ve ekliyor:
"Ancak görünüşe göre, Trump daha çok Ukrayna'nın nadir toprak elementlerine odaklanıyor."

Rusya'nın Tepkisi ve Putin’in Açıklamaları
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki nadir minerallere erişim sağlanmasına ilişkin ABD-Ukrayna anlaşmasına sıcak baktığını ancak, bu konuda Rusya’nın da çok daha büyük kaynaklara sahip olduğunu iddia etti. Putin, ayrıca, Rusya'nın işgali altındaki Ukrayna topraklarında yabancı ortaklarla işbirliği yapmaya açık olduğunu belirtti.
Anlaşmanın Potansiyel Sonuçları
Eğer anlaşma imzalanırsa, Ukrayna ekonomisi ciddi şekilde güçlenebilir. Maden kaynaklarının işlenmesi, ülkedeki ekonomik kalkınmayı hızlandırabilir. ABD ise bu kaynaklara erişim sağlayarak özellikle teknoloji ve savunma sanayisindeki ihtiyaçlarını daha verimli bir şekilde karşılayabilir. Ayrıca, bu anlaşma, Ukrayna'nın Batı ile olan bağlarını daha da kuvvetlendirebilir, Rusya'nın bölgedeki etkisini zayıflatabilir.
Ukrayna ve ABD, mineral zenginlikleri konusunda büyük bir adım atmaya hazırlanırken, bu anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini de değiştirebilir. Güvenlik garantileri konusunda yaşanan belirsizlikler ise, bu sürecin gelecekte nasıl şekilleneceğini belirleyecek gibi görünüyor.