CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "nas", "Faiz ödemek haramdır, günahtır.", "Faizi ödemeyeceğiz.", "Faizi indireceğiz.", "Faizi sıfırlayacağız." diyenlerin, 10 Temmuz 2018'den bu yana 68 milyar 249 milyon dolar ödediğini ve bunun sadece yabancılara ödenen faiz olduğunu ileri sürdü.
Bir avuç yabancıya çalışıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "84 milyon kişiyi kime mahkum ettiler? Bir avuç kişiye mahkum ettiler. Bunlar devleti mi yönetiyor? Devleti yönetmiyorlar. Bunlar başka bir işin peşindeler. Türkiye'yi bir sömürü alanı haline getirdiler. Bugün için, her ay 1 milyar 551 milyon dolar faiz ödüyoruz yabancılara. Her gün, akşam olduğunda 51 milyon dolar faiz ödeyeceğiz. 51 milyon 7 bin 895 dolar faiz ödeyeceğiz. Her saat 2 milyon 125 bin dolar faiz ödeyeceğiz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, millete yalan söyleyerek, kandırarak oy devşirmeye çalışıldığını savunarak, "Ama millet artık alana indi, pazara gitti, markete gitti, gerçekle karşılaştı. Bunlar doğruları söylemiyor. Bunlar vatandaşa değil, 84 milyona değil, bir avuç ve saray şürekasına hizmet ediyorlar." ifadesini kullandı.
"Para dilenmek için" Körfez ülkelerine gidildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, Türkiye tarihinde, "düne kadar hakaret edilen ülkelere gidip yalvaran bir yönetim" görülmediğini söyledi.
"Bürokrasinin bu kadar aşağılandığı bir dönemi görmedim"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Hazine ve Maliye Bakanlığı memuru var. Bunlar memurlarla aynı statüye tabi. Bunlara bakan deyince eski bakan sanıyorlar. Hayır efendim, bunların iradeleri yok. O kadar zavallı bir duruma düşmüşler ki?" ifadelerini kullandı.
Fransa'da yabancı yatırımcılarla bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin "En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz." ifadelerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, aslında Nebati'nin, "Burası sömürge ülkesi, ne mevzuatı ne kanunu ne Anayasası; bunların hepsini değiştiririz, yeter ki gelin buraya." dediğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, bürokrasinin bu kadar aşağılandığı bir dönemi görmediğini, sırf para gelsin diye böyle yapıldığını iddia etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu duruma ne dediğini merak ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yarın Nebati 'Biz Bahçeli'yi de alaşağı edeceğiz, o da engel çıkarırsa onu da alaşağı edeceğiz.' diyecek." ifadesini kullandı.
Dünyada bürokrasi olmayan bir devlet olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Devletin omurgası bürokrasidir." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, istikrar yoksa yabancı yatırımcının gelmeyeceğini söyledi.
Yap-işlet-devret modeli eleştirisi
Yap-işlet-devret modelini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Defalarca söyledim, bu kamu-özel iş birliği, yap-işlet-devret modeli bu memleketin başına bela olacak. Bir faiz belası vardı, şimdi bir de taahhüt belası var." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her seferinde "Hayır efendim. Bu milletin cebinden 5 kuruş para çıkmaz, devletin cebinden para çıkmaz." dediğini ileri sürdü. Erdoğan'ın konuyla ilgili ifadelerini içeren bir video izleten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yıllar yılı bu millete yalan söyleyip, oy devşirip, yıllar geçtikten sonra benim söylediğim noktaya gelip 'Evet, biz bunu devletin kasasından ödeyeceğiz.' deyip itiraf eden adamın o koltukta bir saniye dahi oturmaması lazım. Diyor ki 'Bay Kemal'in kafası bu işlere basmaz.' Vallahi basmaz. Biz böyle alicengiz oyunları nereden bilelim. Şeytana pabucu ters giydiriyor.
Devletin en tepesinde oturan kişinin yıllar yılı, 'yahu devletin cebinden, milletin cebinden 5 kuruş çıkmayacak' diye yalan söylemesi ve hala dönüp o koltukta oturması, en sonunda da 'arada fark çıkarsa onu da devletin bütçesinden biz ödeyeceğiz' demesi... 'Niye oturuyorsun sen orada?' diye sormak benim hakkım değil mi? Bu milletin hakkını, hukukunu savunmak varken milletin cebinden parayı alıp götürüp bir avuç beşli çeteye tahsis etmek hangi adalette, hangi hukukta, ahlakta, edepte vardır."
Örnekler vereceğini belirten Kılıçdaroğlu, şehir hastaneleri yapım maliyetinin 10 milyar 200 milyon lira, "çetelere taahhüt edilen paranın" ise 82 milyar 500 milyon lira olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapım maliyetinin 3 milyar 300 milyon lira, Hazine garantisinin 9 milyar lira, Osmangazi Köprüsü'nün yapım maliyetinin 1 milyar 200 milyon dolar, Hazine garantisinin ise 15 milyar dolar olduğunu öne sürerek, "Bunlar sıradan rakamlar değil. Bunlar sadece beşli çeteye bırakılacak kadar da küçük rakamlar değil. Neyi kastettiğimi herhalde herkes gayet iyi anlıyor." diye konuştu.
Kütahya Zafer Havalimanı'nın da 50 milyon avroya yapıldığını, 2044'e kadar 208 milyon avro ödeneceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bunlar da din iman da yok. Adamda bir iman olur, din olur, ahlak olur, edep olur. Bu memleketi nasıl bu kadar sömürüyorsunuz? Nasıl yaparsınız? Bu paralar beşli çeteye giden para değil tek başına. Herkesin buradan benim çağrımı dinlemesini isterim. Eğer önümüzdeki seçimlerde hala gidip de 'Ben AK Parti'ye oy vereceğim, ben MHP'ye oy vereceğim diyorsanız.' bu soygunun tarafı olursunuz. Kimse kusura bakmasın."
Kütahya Havalimanı'nda garanti edilen yolcu sayısının 109 bin 811 kişi, ancak yolcu sayısının 1304 kişi olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, “Aradaki fark; Erdoğan ödeyecek. Kendi cebinden ödüyorsan alkışlayacağım, milletin cebinden ödüyorsan sonuna kadar kınayacağım.” dedi.
"Suriyelilerin Türkiye'den gönderilmeyeceğinin" söylendiğini öne süren Kılıçdaroğlu, onları özgür iradeleriyle Suriye'ye göndereceklerini aktardı.
Suriyelilere vatandaşlık verilerek gelecek oylara bakıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Devleti tek başına yöneten bir kişi, kendi halkının iradesine değil de Suriyelilerin iradesine güvenip koltuğunu koruyorsa bilin ki artık onun bu memlekete verecek hiçbir şeyi yoktur." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Eğer köprüden geçmem diyorsanız, buyurun denize atlayıp yüze yüze karşıdan karşıya gidip gelebilirsiniz." dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını, "Tek bir sorum olacak. Sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin?" diyerek tamamladı.