TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Habertürk canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtladı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın 15 Ağustos'taki Ankara ziyaretinde TBMM Genel Kurulu'na hitap etmesi konusunu değerlendiren Kurtulmuş, Abbas’ın TBMM’de konuşmasının Türkiye ve TBMM tarihi için büyük önem taşıdığını belirtti.
Netanyahu'nun 24 Temmuz’da ABD Kongresi'nde konuşma yapacağı haberi üzerine, Kurtulmuş'un 12 Temmuz’da Abbas'a TBMM'de konuşma yapması için davetiye gönderdiği ifade edildi. Ancak sağlık sebepleri nedeniyle Abbas’ın bu tarihte Türkiye'ye gelemeyeceği anlaşılmış. Ayrıca, Abbas ile birlikte Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’yi de TBMM’ye davet etmeyi planladıklarını ancak Heniyye’nin suikaste uğraması nedeniyle bu planın gerçekleşmediği belirtildi.
Kurtulmuş, Abbas’ın TBMM Genel Kurulu’na hitap ettiği oturumun, Meclis tarihinin en kalabalık oturumlarından biri olduğunu vurguladı. TBMM’nin Filistin davasına verdiği destek konusunda ise, Meclis’in ve Türkiye siyasetinin Filistin’in arkasında durduğunu dünya genelinde gösterdiğini ifade etti.
Filistin halkının tamamının siyasi muhatapları olduğunu ve özgür bir Filistin devleti kurulana kadar destek vermeye devam edeceklerini söyleyen Kurtulmuş, Filistin konusuna destek vermekten çekinmeyeceklerini belirtti. Arap Birliği ve İslam ülkelerinin Filistin konusunda sessizliğini eleştirdi ve bunun İsrail’in en büyük gücünün, İslam dünyasının bölünmüşlüğü olduğunu savundu.
Kurtulmuş, CHP’nin 16 Ağustos'ta TBMM Genel Kurulunun olağanüstü toplantısında yaşanan kargaşayı kabul edilemez bulduğunu ve Meclis Başkanvekilleriyle bu tür görüntülerin önüne geçmek için ortak hareket zeminini oluşturacaklarını belirtti. Ayrıca, TBMM’nin Anayasa Mahkemesi kararlarını değiştirme yetkisi olmadığını ifade ederek, Meclis’in mahkeme kararlarını değiştiremeyeceğini söyledi.
Yeni anayasa süreciyle ilgili olarak, Türkiye’nin tüm siyasi partilerinin anayasa değişikliği üzerinde uzlaştığını ve bu sürecin bir yıl içinde tamamlanmasını ümit ettiklerini belirtti. Ayrıca, TBMM’nin siyasette normalleşmeye öncülük etmesi gerektiğini ve bu konuda tüm siyasi liderlerin, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı resmi törenlere katılmalarını tavsiye etti.