Antalya'nın Kepez ilçesinde yaşayan 18 aylık Burak, nefes darlığının yanı sıra çok su içme, sık sık tuvaletini yapma, kilo kaybı gibi şikayetlerle özel hastaneye götürüldü. Tetkikler sonrası bebek, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Burada yapılan testlerde çocuğun kan şekerinin çok yüksek olduğu, diyabet komasına girdiği belirlendi.
Vakit kaybedilmeden çocuk yoğun bakım ünitesine alınan ve Tip 1 diyabet teşhisi konulan minik Burak'a insülin tedavisi uygulandı. Hayata tutunan Burak'ın kan şekeri 15 günlük tedavisinin ardından normale döndü.Doktorların "Ömür boyu insülin kullanması gerekiyor" dediği çocuğun annesi İrem Karakoç da hastanede insülin kullanımı ve diyabet hastalığıyla ilgili eğitime alındı. Tedavisi tamamlanan Burak, taburcu edildi.
ANNESİ İNSÜLİNİ KENDİSİ YAPIYOR
Anne İrem Karakoç, çocuklarını götürdükleri hastanede yaşananlara uzun süre anlam veremediklerini söyledi.Oğlu Burak'ın şeker komasına girdiğini öğrenince çok şaşırdığını anlatan Karakoç, "18 aylık oğlumun şeker komasına girmesini hiç beklemiyordum, öğrendiğimde çok kötü oldum. 'Bronşit ya da astım hastasıdır' diye düşünüyorduk. Oğluma insülini kendim yapıyorum. İğneyi yaparken içim acıyor, çok zorlanıyorum" diye konuştu.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Doğa Türkkahraman ise hastaneye getirildiğinde vakit kaybetmeden yoğun bakımda çocuğun tedavisine başlanıldığını bildirdi."İlk geldiğinde sağlık durumu çok ağırdı. Solunumu sıkıntılıydı ve bilinç kaybı vardı. Şeker komasına girmişti" diyen Türkkahraman, yoğun tedavinin ardından hastalarının kendisini toparlayabildiğini ifade etti.
Burak'ın kan şekerinin sürekli ölçülmesi gerektiğini vurgulayan Türkkahraman, şunları kaydetti: "Burak'ın günde 3-4 kez olmak üzere ömür boyu insülin kullanması gerekiyor. Hastamız hayatı boyunca yediklerine dikkat edecek, diyet uygulanacak ve şekerli gıdaları tüketmeyecek. Küçük yaştaki çocuklarda nadir de olsa şeker hastalığını görmeye başladık. Tip-1 diyabet hastalığı genelde genetik ve çevresel faktörlerden etkileniyor. Çevresel faktörler arasında, şekerli gıdaların çok aşırı tüketilmesi, glikoz şurubunun aşırı miktarda kullanılması da var. Atıklar, fabrika atıkları dahi, daha bilemediğimiz birçok faktör bu hastalığın ortaya çıkmasını tetikliyor. Diyabetik hastalar eskiye göre çok daha fazla geliyor. Bunda da bu çevresel faktörleri ön planda tutmak gerekiyor. Burada önemli olan hastanın komaya girmeden erken tanının konulması. Bu hastalık hakkında toplumun bilinçlenmesi gerekiyor."
Kaynak: Habertürk