Uzmanlar, koltuk altı kokusunun oluşmasının genetik faktörlerle doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. ABCC11 genindeki değişiklikler, özellikle zorlu egzersizler veya uzun süreli aktiviteler sonrası kötü kokuya yol açabiliyor. Yapılan araştırmalar, terlemenin genetik varyantlara bağlı olarak farklılık gösterdiğini ortaya koydu.
Kötü kokuya yol açan ter moleküllerinin üretimi, genetik varyantlara bağlı olarak değişiyor. GG genotipine sahip kişiler genellikle daha güçlü kokular yayarken, AA varyantına sahip olanlar daha az koku üretir. Bir araştırmaya göre, katılımcıların sadece yüzde 2’si AA genetik varyantına sahipken, bu varyant genellikle Asya kökenli bireylerde daha yaygın.
Vücut Kokusunu Etkileyen Genetik Faktörler
ABCC11 geninin, ter bezlerinden salgılanan ve bakterilerle etkileşime girerek kokuya dönüşen moleküllerin üretimini düzenlediği bilinmektedir. Terleme, vücutta kokuya yol açan molekülleri serbest bırakırken, bakteriler bu molekülleri parçalayarak güçlü kokulara dönüştürür.
GG genotipine sahip bireyler, deodorantları daha fazla kullanma eğilimindedir. Bir araştırma, GG varyantına sahip kadınların AA varyantına sahip olanlardan 10 kat daha fazla deodorant kullandığını göstermektedir. Bunun nedeni, kokuya yol açan moleküllerin daha fazla olmasıdır.
Uzmanlar, aerosol gazları içeren deodorantların zararlı olabileceğini ve alerjik reaksiyonlara yol açabileceğini belirtiyor. Bunun yerine, benzoil peroksit veya Hibiclens gibi bakterileri öldüren ürünlerin kullanılması öneriliyor. Dr. Kornmehl, koltuk altı terlemesi olan hastalarına etkili ter önleyici ürünler kullanmalarını tavsiye ediyor.