Bağışıklığın yükseltilmesi, kilo verme ya da kilo alma, kolejen seviyesini artırmak gibi çeşitli gerekçelerle hekim bilgisi olmadan kullanılan vitamin ve gıda takviyelerinin, böbrek sağlığını bozarak kum oluşumundan böbrek yetmezliğine kadar gidebilen sorunlara neden olabildiği belirtildi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yunus Erdem, yaptığı açıklamada, sağlığın korunması için herhangi bir hastalık tanısı konulmadan ve hekim tarafından reçete edilmeyen her ürünün zararlı olduğunu söyledi.
BÖBREK SAĞLIĞININ KORUNMASI İÇİN NELER YAPILMALI?
Böbreklerin sodyum, potasyum ve kalsiyum gibi önemli elektrolitlerin seviyelerini koruduğunu, su ve asit-baz dengesini sağladığını, tansiyon için gerekli hormonları ve kan yapımı için kemik iliğini çalıştıran hormonları ürettiğini anlatan Erdem, yaşamsal öneme sahip organların başında gelen böbreklerin korunması için temel kurallara özen gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Erdem, "Böbrek sağlığının korunması için unlu mamuller, yağ, şeker, meyve, kuruyemiş gibi kalorisi yüksek gıdaların azaltılması ve ideal kilonun sağlanması gerekmektedir." dedi.
"AŞIRI PROTEİNLİ BESLENMEK BÖBREK SAĞLIĞINI BOZMAKTADIR"
Hipertansiyonun da böbrek sağlığını tehlikeye atan hastalıklardan biri olduğuna işaret eden Erdem, bu nedenle tuz tüketiminin de mutlaka azaltılması gerektiğini bildirdi.
Erdem, fazla tuzun sadece sofra tuzlarından alınmadığına da dikkati çekerek, "Bilimsel araştırmalar, fazla tuz alımına, peynir, zeytin, ekmek, salça, turşu gibi gıdaların tükeminin içinde tuz olan gıdalar olduğunu göstermiştir. Yine aşırı proteinli beslenmek de böbrek sağlığını bozmaktadır." diye konuştu.
Prof. Dr. Erdem, ilaçların da böbrek sağlığını bozabildiğinden mutlaka gereklilik halinde kullanılması gerektiğine dikkati çekti.
GIDA TAKVİYESİ KULLANIMINI ÖNERMİYORUZ
Böbrek sağlığı için alkol ve sigaradan da uzak durulması, fiziksel aktiviteye özen gösterilmesi gerektiğini anlatan Erdem, beslenme olarak Akdeniz tipi ya da porsiyonun sınırlandırıldığı ve kalori hesabının yapıldığı "Dash Diyeti"nin tercih edilmesinin uygun olduğunu söyledi.
Bağışıklığın artrılması, kilo verme ya da kilo alma, kolejen seviyesini artırmak gibi çeşitli gerekçelerle hekim bilgisi olmadan kullanılan vitamin ve gıda takviyelerinin, böbrek sağlığını bozabildiğini vurgulayan Erdem, gereksiz gıda takviyesi ve vitamin tüketiminin kum oluşumundan böbrek yetmezliğine kadar gidebilen sorunlara neden olabildiğine işaret etti.
Erdem, kan tahlili ve diğer tetkiklerin sonucuna bağlı olarak gereklilik halinde hekim tarafından verilmediği sürece hiç kimsenin gıda takviyesi kullanmasını önermediklerinin altını çizdi.
"BİLİM İNSANLARI OLARAK GIDA VE VİTAMİN TAKVİYESİ ALINMASINI TAVSİYE ETMİYORUZ"
Gıda takviyelerinin bir çoğunun Gıda ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırıldığını anımsatan Erdem, "Bu tür ürünler sağlığı doğrudan ilgilendirdiğinden, gereklilik halinde hekim tarafından reçete edilmiş ve Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış ürünler arasından seçilmeli." dedi.
Prof. Dr. Erdem, özellikle böbrek yetersizliği olanların, halk arasında "bitkisel tedavi" diye isimlendirilen yöntemleri kesinlikle tercih etmemesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bilim insanları olarak, gıda ve vitamin takviyesi alınmasını tavsiye etmiyoruz. Çünkü, bitkisel tedavilerde doz ayarı yapılması zor. Böbreklerin zararlı maddeleri atmakta zorlandığı durumlarda toksik etki yapma ihtimali yükselmektedir ve böbrekleri yormaktadır. Vücudun ihtiyacından fazla alınan vitamin ve diğer takviye edici ürünler, vücuttan atılamadığı için zamanla taş oluşumuna neden olabilir, hormonların üretimini engeller ve dengesizliklere yol açabilir."