107 ülke, 164 konfederasyon ve 13 bölgesel yapıyı bir araya getiren 'İşin Geleceği:Tehditler ve Fırsatlar' konferansı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Memur-Sen Genel Merkezi'nde yapıldı. İki gün sürecek konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Memur-Sen camiasının seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum. Seni makamından mı alacak? Seni memurluktan atabilir mi atamaz. Bu ülkede bir hükümet var. Biz yapılacak zulümlere tribünden seyirci olmayız" dedi.
Konferans öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Merkezi'nin yeni binasını açtı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Ali Yalçın, "26 kişinin serveti dünya nüfusunun en fakirini oluşturan 3.8 milyar kişi yani dünyanın yarısının servetine eşit. Öte yandan 2018 yılında en zenginler servetlerini günde 2.5 milyar dolar arttırdı. Memur-Sen olarak biz, hayatın merkezindeki asıl öznenin yani insanın emek mücadelesini verirken, insan insana emanettir diyoruz." diye konuştu.
"BU ÜLKEDE BİR HÜKÜMET VAR"
Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Memur-Sen camiasının seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum. Seni makamından mı alacak? Seni memurluktan atabilir mi atamaz. Bu ülkede bir hükümet var. Biz yapılacak zulümlere tribünden seyirci olmayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"MEMUR-SEN KRİTİK ROL OYNAMIŞTIR"
"Türkiye'de ideolojik sendikacılığın yerini yeni bir sendikal anlayış almıştır. Türkiye'nin son yıllardaki tüm demokrasi hamlelerinde Memur-Sen kritik rol oynamıştır.
31 Mart itibariyle tamamlamış olduğumuz seçimlerden sonra bazı belediyelerdeki gelişmelerden rahatsızlık duyma gibi veya bulundukları yerde mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdüremeyenler sebebiyle Memur-Sen camiasının asla rahatsızlık duymaması gerekir. İnsanoğlu bir yere kadar menfaatleriyle yürür.
"EKONOMİK SALDIRIYA MARUZ KALDIK"
Türkiye olarak 31 Mart'ta bir seçim maratonunu başarıyla tamamladık. 31 Mart seçimleri demokrasi şöleni havasıyla gerçekleşti. Dünyada bizim gibi bir katılım oranına sahne olan bir başka ülke adeta yok gibidir. Yüzde 85'e varan katılım oranıyla yapılan seçimlerin bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. ABD'de bile yüzde 50'nin altında katılım. Seçim sonuçlarının demokrasimizin kalitesini daha da artırdığına inanıyorum. Türkiye'de son 6 yılda Gezi olaylarıyla başlayan çukur eylemleriyle bir üst aşamaya çıkan anti demokratik girişimlere ülkemiz muhatap oldu. 15 Temmuz darbe teşebbüsü tarihimizin en büyük ihanetlerinden biridir. Geçtiğimiz ağustos ayında ise ekonomik saldırıya maruz kaldık.
"YSK SON NOKTAYI KOYDU"
Son 5 yılda 7 kez sandığa gittik. Biz hiçbir zaman seçim ekonomisine tevessül etmesek de seçimlerin ekonomide ağır bir yük oluşturduğu vakadır. Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş artık herkes günlük hayatına yönelmiştir. Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadelesi demokrasının gereğidir. Kimse hak arama mücadelesine girdi diye, bu mücadeleyi verenleri hakaretle eleştirme yoluna gidemez. Her türlü siyasi parti geçmişten bugüne bu tür hak arama mücadelesini vermiştir. Olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz? YSK noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir. Ondan sonra yola devam. Türkiye'nin bekası her türlü politik hesabın üstündedir. Özellikle içinde bulunduğumuz hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi önem arz ediyor.
"DÖNEM BİRLİK VE BERABERLİĞİ PERÇİNLEME DÖNEMİ"
Dönem kızgın demiri soğutma, birlik ve beraberliği yeniden perçinleme dönemidir. Tartışmaları bırakıp asıl gündeme odaklanmalıyız. Yapısal reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Şu anda turizmde yüzde 50 bandına ulaşmakta olan bir Türkiye var. Savunma sanayii ve turizmde yakaladığımız ivmeyi başka alanlarda da inşallah gerçekleştireceğiz."