CHP Grup Başkanvekili Murat Emir TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Emir, 6 Şubat depremlerinin ardından hala konteynerlerde yurttaşların sorunlar yaşadıklarını anlatarak, deprem bölgesi için vaat edilen ve teslim edilen konut sayılarına dair hazırladıkları tabloyu gösterdi. Emir, "Deprem bölgesinde yaşanılan gerçek budur, söylediklerinin ancak yüzde 5'ini teslim etmişler ve hala doğru dürüst çalışma olmadığını görüyoruz. Bu tablo Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışmıyor. Milyonlarını 2 yıl sonra bile konteynerlere terk eden bir Türkiye'yi asla kabul etmiyoruz ve iktidarı sözünü tutmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
"YAPILAN İŞ SORUMSUZLUKTUR, TEKRAR EV SAHİBİ - KİRACI KRİZİNİ TETİKLEMEKTİR"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmek Şimşek'in kira artışında yüzde 25 sınırının devam etmesine gerek olmadığı yönündeki açıklamasına da değinen Emir, konu hakkında şöyle konuştu:
"Piyasayı bozdular piyasayı bozdukları için de yüzde 25 sınırını getirdiler. Bu yüzde 25 sınırı 3 yıldır kiracı ve ev sahibini karşı karşıya getirdi. Zaman zaman cinayet haberleri bile duyduk. Adliyeler tıka basa bu dava haberleriyle dolu. Buradaki barış bozuldu, insanlar kaygılı, kiracı da ev sahibi de kaygılı. Hiçbir düzenleme yapmadan şimdi de yüzde 25 barajını kaldırıyorlar. Yapılması gereken şey, hiçbir şey olmamış gibi, emekliyi asgari ücretliyi açlığa terketmemiş gibi bir gün bir kararla 'yüzde 25'i kaldırdık' demek değil, piyasaya doğru, yerinde ve milyonları koruyan bir müdahale yapmaktır. Aksi halde yapılacak iş sorumsuzluktur, tekrar ev sahibi kiracı krizini tetiklemektir. Mehmet Şimşek'i tetikçi olmaya değil bu sorunu çözmeye davet ediyoruz."
"KATİLLERİ DE KATİLLERİ GÖRMEZDEN GELENLERİ DE UNUTTURMAYACAĞIZ"
Murat Emir, 10 Ekim Gar Katliamı ile ilgili AYM'nin son kararına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'nin bir geleneği, bu tip toplumsal cinayetlerde sanki bir kişi bir nedenle cinayet işlemek istemişler, terör örgütü kurmak istemişler, hiçbir katkı, hiçbir ihmal olmadan bu işi yapmışlar gibi bulabildikleri 3-5 tetikçiyi yargılıyorlar, adalet yerini bulmamış oluyor. Burada da aynısı oldu. Ankara Gar Katliamı'nda bir tek kamu görevlisi araştırılmadı, yargılanmadı. AYM'ye gidildi. AYM'de iç hukuk yollarının tüketilmediği, mağduriyetinin somut olmadığı gibi gerekçelerle başvuruyu reddetti. Biz AYM'den istihbarat raporlarını ciddiye alan ve hukuk devletinde olması gerektiği gibi kamu görevlilerinin sorumluluğunu ortaya koyan tavır göstermesini isterdik, bu da olmadı. Katilleri de katilleri görmezden gelenleri de unutturmayacağız, bu davanın peşinde olacağız."
"UYUTUYORUZ ADI ALTINDA ÖLDÜREREK DEĞİL HAYVANLARIN HAKLARINA SAYGI DUYULARAK YAPILMALI"
Emir, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. AK Parti'nin sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler öngören kanun teklifine tutumlarının ne olacağı sorusuna Emir, "Sokak hayvanlarının önemli bir sorun olduğunu görüyoruz, kabulleniyoruz. Sokak hayvanı sorununun çözülmesi lazım ama onları itlaf ederek, 'uyutuyoruz' adı altında öldürerek değil hayvanların haklarına saygı duyulacak şekilde yapılması gerekir. Topyekun bir yaklaşım gerekir ama sokak hayvanları sorununa el atan bir yaklaşımın içinde olmayı tercih ederiz" yanıtını verdi.
"EŞ, DOST ATAMA ALIŞKANLIĞININ MUTLAKA BİTİRİLMESİ LAZIM"
Bursa Büyükşehir Belediyesi özelinde belediyelere yapılan eş, dost, akraba atamalarına ilişkin bir soru üzerine Emir, "Eş, dost, akrabayı bir yerlere atama alışkanlığının mutlaka Türkiye'de bitirilmesi lazım. İktidar sahipleri bizim hemen düzelttiğimiz örnek üzerinden bizi eleştirmeye çalışıyorlar ama bunun sebebi, biz bir beyaz sayfayız. Ama damadını Maliye Bakanı yapmaktan başlayarak, kamunun bütün organlarında mülakat adı altında bütün yandaşları dolduran iktidar partisinin bizim üzerimize gösterdiği hassasiyetin milyonda birini göstermesi bekleriz" ifadelerine yer verdi.
"TASARRUF TEDBİRLERİ BİLGİ SİSTEMİ'Nİ KAMUOYUNUN DENETİMİNE AÇIN"
Meclis'in tasarruf tedbirlerinin dışında tutulması konusunda da Emir, şunları aktardı:
"Eğer tasarruf edilecekse ne başta bunu yapması gereken TBMM'dir, milletvekilleridir. Biz bunun arkasında oluruz. Tasarruf yapacağız diye başlıyorlar ama bu paketten tasarruf çıkmayacağı gibi bu yapacakları acı reçetenin bir ön hazırlığı, kamuyu hazırlığı şeklinde. Her gün tasarruf etmediklerine dönük bilgiler geliyor, birazcık samimilerse yapılması gereken şu; Tasarruf Tedbirleri Bilgi Sistemi var. Bu bilgi sistemini kamuoyunun denetimine açın, hepimiz görelim kim resmi araçlarından, bina kiralamasından feragat etmiş. Hodri meydan."
"TASARRUF YAPACAKSANIZ SARAY'DAN BAŞLAYACAKSINIZ"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın kiraladığı iddia edilen 15 katlı bina ile ilgili de Emir şu ifadeleri kullandı:
"Şimşek'e buradan sorayım; 10 aydır Bakan'sınız, 10 aydır aklınıza niye gelmedi tasarruf etmek. 10 aydır niye buna izin verdiniz. Bu 10 ayın bedelini kim ödeyecek? Siz gerçekten samimi olsanız öncesinde şu planlamayı yaparsınız; 40 tane memurunuz bir servise biniyor ve işine geliyor, o 40 kişini kendi aracıyla çıktığında çevre kirliliğini, dövize bağımlı olarak petrol alıyoruz, oradaki kaybımızı hesapladınız mı? Elinizi emeklinin, memurun, yoksulun cebinden çekin. Tasarruf yapacaksanız adres belli, Saray... Saray'dan başlayacaksınız."
"SİNAN ATEŞ CİNAYETİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ"
Murat Emir, dünkü grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik soruları ile ilgili şöyle konuştu:
"Bize her aklınıza geldiğinde olur olmaz soruları soramazsınız. Hakkınız da haddiniz de değil. Sizin eğer vatanın, milletin bölünmezliği ile ilgili gerçekten kaygınız varsa önce Sarayda özerklik yanlıları ile el ele tutuşmanızı hatırlayacaksınız. Sonra 'eyalet sistemini Türkiye'nin gündemine getirelim' diyenleri bu Meclis'in içine soktuğunuzu göreceksiniz, ondan sonra bize soru soracaksınız. Sinan Ateş cinayetinin üstünü örtmeye çalışıyorsunuz. Açıkça ortada, tüm Türkiye bunun siyasi bir cinayet olduğunu biliyor ama söz konusu iddianame eksikliklerle dolu. Bir MHP milletvekilinin evinde ne işi vardı bir tetikçinin? Ülkü Ocakları ile MHP ile bu kadar yakın ilişkisi olan bir cinayet davasında adaletin tecelli etmesini beklemek bizim hakkımız değil mi? Biz bunu MHP'li kardeşlerimiz için de istiyoruz. Göz göre göre bir cinayet işleniyor ve bu soruşturma, dava karartılıyor. Tehditlerle, saldırılarla bizi korkutamazsınız, haddinizi bileceksiniz."