"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,7420 %0.07
36,5578 %0.17
3.340.094 %-0.927
2.951,69 0,28
Ara
İşçi Haber Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Trump ile samimi bir görüşme yaptık

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Trump ile samimi bir görüşme yaptık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretlerinde başarılı işbirliklerine imza attı. Trump'ın ABD başkanlığının Orta Doğu'daki etkilerini değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesine vurgu yaptı ve uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Trump'ın ABD başkanlığı, Orta Doğu'daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi biçimde etkileyecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Ziyaretleri başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, ziyaretin ilk bölümünde Kırgızistan'da Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı'nı düzenlediklerini anımsattı. Bu toplantıda Kırgız Cumhuriyeti'yle ilişkileri stratejik ortaklıktan kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselttiklerini aktaran Erdoğan, konsey toplantısında güvenlik, enerji, kültür gibi alanlarda ortak bildiri dahil toplam 19 anlaşmaya imza attıklarını söyledi.

Erdoğan, Kırgızistan'daki en yüksek seviyeli devlet nişanı olan Manas Nişanı'nın Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından şahsına tevcih edilmesinden bahtiyarlık duyduğunu ifade etti.

Manas Üniversitesinde toplam 110 tesis, eser, proje ve hizmetin resmi açılış törenini düzenlediklerini belirten Erdoğan, "1995 yılında faaliyete geçen üniversitemiz, 7 bine yaklaşan öğrenci sayısı, 13 bini aşan mezunuyla çok önemli hizmetler yapıyor. Üniversitemizin dünyanın ilk 1000 yükseköğretim kurumu arasına girmesi bizim açımızdan oldukça anlamlıydı." diye konuştu.

TÜRK-KIRGIZ DOSTLUK HASTANESİ AÇILDI

TİKA'nın katkısıyla inşa edilen Türk-Kırgız Dostluk Hastanesi'nin açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptıklarını aktaran Erdoğan, "Toplam 150 yataklı Dostluk Hastanemize şahsımın isminin verilmesinden büyük bir onur duydum. Hastanenin iki ülke arasındaki kardeşliğin ve dayanışmanın sembollerinden biri olacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Caparov'un dirayetli liderliğinde Kırgızistan'ın büyük bir atılım içinde olduğunu gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Türkiye olarak bu süreçte biz de Kırgız kardeşlerimize her türlü desteği vermenin çabasındayız. Gelecekte müşterek gayretlerimizle çok daha iyi yerlerde olacağımızdan şüphe duymuyorum." dedi.

Ziyaretin ikinci gününde Türk Devletleri Teşkilatı 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katıldıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

“Merhum Gaspıralı İsmail Bey'in 'dilde, fikirde, işte birlik' şiarı doğrultusunda, Türk dünyası olarak bağlarımızı güçlendiriyoruz. 175 milyona ulaşan genç ve dinamik bir nüfusa, 1,2 trilyon doları bulan ticaret hacmine sahibiz. Ekonomi başta olmak üzere bilim, enerji, ulaştırma, savunma ve güvenlik gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkarmakta kararlıyız. Zirvemizde Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında süren İsrail soykırımına karşı atılacak ortak adımların yanı sıra, Güney Kafkasya ve Ukrayna’daki durumu da görüştük. Ayrıca zirvemiz sırasında teşkilatımız bünyesinde toplam 8 belgeye imza atıldı. Ortak Türk alfabesi üzerinde de titizlikle çalışıyoruz. Ortak alfabeye geçebilirsek tarihi bir eşiği daha aşacak, böylece büyük bir kucaklaşmayı sağlamış olacağız. Zirvede diğer konularla birlikte özellikle bu meseleyle ilgili hassasiyetlerimizi de vurguladım. Zirve vesilesiyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in yanı sıra katılımcı diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla da temaslarımız oldu.”

GAZZE VE LÜBNAN'DAKİ SOYKIRIM

Dün de Macaristan'da Avrupa Siyasi Topluluğu 5. Zirvesi'ne katıldıklarını belirten Erdoğan, burada göç ve ekonomik güvenlik konuları dahil karşı karşıya olunan sınamaları değerlendirdiklerini ifade etti. Erdoğan, Topluluğun 2022 yılında Prag'da gerçekleştirilen ilk zirvesine de katıldıklarını hatırlattı.

Zirveye hitabında savunma ve güvenlik başta olmak üzere enerji, ulaştırma, gıda güvenliği, göç yönetimi gibi alanlarda Türkiye ile işbirliğinin önemini dile getirdiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

“Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimizin bazı kesimlerin kısır siyasi hesapları nedeniyle engellenmesinin stratejik akıl ve hakkaniyetle bağdaşmadığının altını çizdim. Gazze'deki İsrail soykırımı ve Lübnan'da yaşanan vahşetin durdurulması için Avrupa'nın üzerine düşen ahlaki ve vicdani sorumluluğunu bir kez daha hatırlattım. Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın ancak tüm tarafların diplomasiye alan açmasıyla mümkün olabileceğini ifade ettim. Zirve marjında ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Emmanuel Macron, Hollanda Başbakanı Sayın Dick Schoof, Danimarka Başbakanı Sayın Mette Frederiksen, NATO Genel Sekreteri Sayın Mark Rutte, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Sayın Ursula von der Leyen ile ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bunlara ilaveten Kosova, Polonya, Ermenistan, Ukrayna, İsviçre, Arnavutluk, İtalya, Avusturya, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Sırbistan liderleriyle temaslarımız oldu. Toplantı, görüşme ve temaslarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD başkanlık seçimini Donald Trump'ın kazandığı anımsatılarak, "Siz Sayın Trump ile görüştünüz ve kendisini tebrik ettiniz. Sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz, seçim sonucu Türk-Amerikan ilişkilerine nasıl yansıyacak?" sorusu üzerine Erdoğan, bu seçimin Amerika Birleşik Devletleri'ne, bölgeye ve dünyaya hayırlı olmasını diledi.

“BAŞARILI BİR SINAVI YILMADAN USANMADAN ATLATTI”

Trump'ın seçim sürecinde suikast girişimi dahil birçok güçlükle büyük bir mücadele örneği verdiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Malum, kendisini vurmaya yeltendiler, mermi kulağını sıyırdı. Elleri kelepçeli halde karakollara götürdüler. Bütün bu olaylar cereyan ederken o, seçim kampanyasını gerçekten çok çok güçlü bir şekilde yılmadan, usanmadan, direnerek devam ettirdi. Bu, her siyasetçinin rahat rahat başaracağı bir uğraş değildir. Trump bunu başardı. Seçimin ilk dönemlerine girerken hep söylenen şuydu, 'Kamala Harris açık ara bu seçimi alır.' Hep bunu söylediler. Trump'a da doğrusu şans vermiyorlardı. Fakat son dönemece girildiğinde fark sürekli açılmaya başladı. Trump inanmıştı ve neticeyi de başarılı bir şekilde aldı. Bu süreçte yanında sadece Elon Musk vardı. Elon Musk onunla el ele, baş başa verdi. Bütün bu yargı süreci de dahil olmak üzere bu kadar yüklenmelerine rağmen Trump, bence çok çok başarılı bir sınavı yılmadan, usanmadan atlattı. Neticede seçimi aldı.”

Trump ile yaptığı telefon görüşmesine de değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sayın Trump ile samimi bir görüşme yaptık. O esnada aile yemeğindeydiler. Elon Musk ve Musk'ın çocuğu yanındaydı ve kendileriyle görüşmemizi bu şekilde yaptık. Seçim sürecini ve Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki işbirliğini ele aldık. Bundan sonraki sürece yönelik Türkiye ile ilgili de güzel ifadeleri oldu. Kendisini ülkemize davet ettik. Temenni ederim ki davetimize de icabet eder ve böylece Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki işbirliğini geçmiş dönemden farklı bir şekilde güçlendiririz. Çünkü ABD ile aramızda F-35 konusu bulunuyor. S-400 ile ilgili bir süreç var. F-35 konusu ile ilgili Trump'ın başkanlığı döneminde Türkiye'den bahsederken 'Parayı verdiler buna rağmen siz hala uçakları vermiyorsunuz?' beyanları bulunuyor. Yeni dönemde bu meseleleri bakalım nasıl bir zemine oturtacağız ve yolumuza nasıl devam edeceğiz? Bizim, Türkiye olarak müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri'nden beklentilerimiz biliniyor. Başta Filistin meselesi ve Rusya-Ukrayna krizi olmak üzere pek çok sınama ile karşı karşıyayız. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri işbirliği ile bunların üstesinden gelmek mümkün. Trump'ın başkanlığıyla birlikte bölgesel ve küresel çapta yaşanan savaşların ve krizlerin son bulmasını ümit ediyorum. Sayın Trump'la daha önceki başkanlık döneminde de beraber çalıştık. Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşansa da Türkiye ve ABD'nin model ortaklığı tartışılmaz."

“BİZ İSRAİL'E DUR DENİLMESİNİ İSTERİZ”

İsrail'de yapılan kamuoyu araştırmalarının halkın 3'te 2'sinin Donald Trump'a destek verdiğini gösterdiği, seçimi Trump'ın kazanmasının Orta Doğu için kritik bir dönüm noktası olacağına dair analizler bulunduğu, Lübnan saldırıları sonrası İsrail'in nihai hedefinin toprak genişletmek olduğuna dair artan kaygıların söz konusu olduğu ifade edilerek, "Amerikan seçimlerinin bu açıdan Orta Doğu'ya etkileri nasıl olacak?" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:

“Yeni dönemde Donald Trump ile görüşmelerimizi devam ettirerek Orta Doğu'daki gelişmeleri nasıl şekillendireceğimizi, bundan önce olduğu gibi telefon diplomasisiyle gelişmelere göre ele alacağız. Örneğin Suriye'den Amerika Birleşik Devletleri askerlerinin çekilmesi konusunu değerlendireceğiz. PKK/PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteği sonlandırmalarını nasıl olacak? Bunları bizzat telefonla kendisiyle de irtibat kurmak suretiyle görüşerek, konuşarak, belli bir zemine oturtacağımıza inanıyorum. Zira bundan önceki dönemde bizim Sayın Trump ile iletişim kurmakta hiçbir zorluk yaşamadık. 24 saatte irtibatımızı kuruyor ve buna göre de telefon diplomasisiyle netice almaya gayret ediyorduk. Bu dönemde ben bu yönde herhangi bir sıkıntımızın olacağına ihtimal vermiyorum. Trump'ın İsrail tarafından başlatılan bu çatışmaları sonlandırma vaatleri var biliyorsunuz. Biz o vaadin yerine getirilmesini ve İsrail'e 'dur' denilmesini isteriz. Temenni ederiz, Sayın Trump'ın ikinci döneminde bölgede kalıcı barışın ve huzurun sağlandığı bir dönem inşa edilir. Biz barıştan ve huzurdan yanayız.”

İsrail-Filistin meselesinde kalıcı çözümün ortaya konmamasının şiddet sarmalını doğurduğunu ve bölgenin o döngüden kurtulamadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biden dönemindeki politikaların devam ettirilmesi bölgede çözümsüzlüğü derinleştirir ve çatışmayı yayar. Bunu asla istemeyiz. Filistin ve Lübnan topraklarındaki İsrail saldırganlığını durdurmak için Sayın Trump'ın İsrail'e sağlanan silah desteğini kesmesinin iyi bir başlangıç olabileceğini söyleyebilirim. İsrail'in yayılmacı hedeflerini destekleyecek her adım, bölgedeki gerilimi artırabilir ve çatışma alanlarını genişletebilir. Bölge dışındaki ülkelerin tüm bu risklerin göz önünde bulundurularak Orta Doğu politikalarını şekillendirmesinde fayda var. Trump'ın ABD başkanlığı, Orta Doğu'daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi biçimde etkileyecektir. Herkesin bölgede barışı ve istikrarı hedefleyen adımlar atması küresel barışın inşasına fayda sağlayacaktır. Aksi durumda çatışmaların yayılması, katliamların devamı herkese kaybettirir."

“BİZ BU SAVAŞI KOLAYLIKLA BİTİREBİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Rusya-Ukrayna) (Donald) Trump döneminde, meseleye çözüm perspektifinden yaklaşan bir ABD yönetimi görürsek biz bu savaşı kolaylıkla bitirebiliriz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

ABD başkanlık seçiminde zaferini ilan eden Donald Trump'ın başkanlığında ABD'nin Ukrayna-Rusya meselesine yaklaşımının ne yönde değişeceği ve savaşın gidişatına dair beklentilerine yönelik soruya Erdoğan, "Trump açık sözlü biri. Geçmişte (Angela) Merkel'e 'Ben NATO'ya şu kadar para veriyorum, sen Almanya olarak ne veriyorsun?' demişti. Merkel'den orada bir çıt dahi çıkmadı. NATO'ya Amerika'dan sonra en yüksek seviyede para veren ülkelerden birisi de biziz. Bu noktada NATO içinde en fazla savunma harcaması yapan ülkelerden biri Türkiye. Bu dönemde de biz Amerika Birleşik Devletleri karşısında onun rakamını yakalamayabiliriz ama ideal seviyede olan ülkelerden bir tanesi olarak yolumuza devam ederiz." yanıtını verdi.

NATO'nun asker hususunda bir sıkıntısının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Asker sayısı itibarıyla zaten iyiyiz. Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde bazı Batı ülkelerinin Ukrayna'daki savaşın bitirilmesi için çaba sarf etmesi, orada çözümü hızlandırır. Biz, en başından beri hem Ukrayna'nın haklılığını ortaya koyduk hem bu savaşta barışın yanında yer almayı tercih ettik. Savaşın tarafı olmamız konusundaki yönlendirmelere kulak asmadık ve her iki tarafla da teması sürdürdük. Sorunların diplomasi yoluyla çözülebileceğine yönelik inancımızın Batı tarafından yeterince paylaşılmadığını gördük. Trump döneminde meseleye çözüm perspektifinden yaklaşan bir ABD yönetimi görürsek biz bu savaşı kolaylıkla bitirebiliriz. Daha fazla silah, daha fazla bomba, daha fazla kaos ve çatışma bu savaşı bitirmez. Daha çok diyalog, daha çok diplomasi, daha çok mutabakat barışın kapısını aralar. Biz her iki tarafı da aynı masa etrafında buluşturmayı başarmış bir ülkeyiz. Bunu defalarca yaptık ve yine yapabiliriz. Bu savaş artık bitmelidir. Biz gayretlerimizi barış için yoğunlaştırdık ve buna devam edeceğiz. Umarız yeni dönemde yeni başlangıçlar yapar ve tüm çatışmaların ve savaşların sona erdiği bir dünyaya kavuşuruz.”

“VİZYONER BİR YAKLAŞIM BEKLİYORUZ”

Erdoğan, bir gazetecinin, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine ilişkin AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in "AB-Türkiye ortaklığının güçlenmesi ortak bölgemize fayda sağlayacaktır" paylaşımı ve bu konuda yeni bir gelişme olup olmadığını sorması üzerine, görüşmede von der Leyen'den henüz böyle bir tavır görmediklerini söyledi.

Hala görüşme aşamasında atılan adımlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer bize hakikaten böyle bir açılım sağlarlarsa bunu paylaşırız. Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek Avrupa Birliği ile ilgili arkadaşlarımız muhatapları ile temaslarını sıklaştıracak. Biz de liderlerle görüşmelerimizde bu konuyu ele almayı sürdürecek ve inşallah hayırlı bir netice için gayret edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Herkesin Türkiye'nin potansiyelinin farkında olduğunu söyleyen Erdoğan, "Son dönemde Avrupa'nın Türkiye ile işbirliği konusundaki gayretleri de bunun göstergesi. Biz Avrupa Birliği'ne üyelik konusunda tam üyelik hedefimize bağlıyız ve bununla ilgili adımlarımızı attık, atıyoruz. Avrupa Birliği ile siyasi bariyerlere takılmadan, eşit koşullarda ve göz hizasında bir ilişki biçiminden yanayız. Avrupa Birliği'nden kaybedilmiş zamanı telafi edecek hızda vizyoner bir yaklaşım bekliyoruz." diye konuştu.

Bunu Avrupalı muhataplarına her fırsatta söylediğini vurgulayan Erdoğan, "Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisi konusunda adım atılması iyi bir başlangıç olacaktır. Bize verilen sözlerin tutulması Avrupa Birliği'nin de samimiyetini ortaya koyması açısından bir fırsattır. Çünkü biz verdiğimiz tüm sözleri tutarak o sınavdan zaten çoktan geçtik." ifadelerini kullandı.

“BU. ÇOK İLERİ BİR İFADE OLUR”

Türk Devletleri Teşkilatının 11. Devlet Başkanları Zirvesi'nde imzalanan sivil koruma mekanizması anlaşmasının, ileride teşkilatın ortak bir ordu kurmasının öncü adımları olup olmadığına yönelik soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Bu, çok ileri bir ifade olur. Şu anda öyle bir görüntü söz konusu değil. İleride ortak bir ordu kurma gibi bir çalışma, bir gayret şu anda Türk Devletleri arasında bulunmuyor. Sivil Koruma Mekanizması Anlaşması, bölgedeki güvenlik işbirliğini artırma adına önemli bir adım. Afet ve acil durum müdahalelerinde koordinasyon sağlamak, devletlerimiz arasındaki derin işbirliklerini güçlendirecektir. Bu anlaşmanın temel amacı, afet ve acil durumlarda Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin dayanışmasını artırmaktır. Bu dayanışma bizleri afetlere ve afet sonrası süreçlere daha hazırlıklı ve dayanıklı kılacak. Biliyorsunuz bunun fikri temelini asrın felaketi sonrası ülkemizde düzenlediğimiz olağanüstü zirvede atmıştık.

Bu anlaşma, Türk Devletleri Teşkilatının birlik ruhunu biraz daha kuvvetlendirecektir. Afet ve acil durumlarda dost ve kardeşlerimizle dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak bir kez daha öğrendik. Ülkelerimiz arasında eğitim, tatbikat ve teknoloji transferi gibi konular gündemimizde ve bu konuda atılan adımlar var. Tüm bu gelişmeler, güvenlik alanında daha derin bağların kurulmasına yardımcı olabilir. Bu süreçler zaman alır ve çeşitli siyasi, ekonomik ve toplumsal dinamiklerden etkilenir. Çağımızda ittifakların, birliklerin ve uluslararası teşkilatların önemi birkaç kat artmıştır. Bu tip dayanışma temelli adımlar, teşkilatların gücüne güç katar."

“TERÖR ÖRGÜTLERİNİN BİRBİRLERİNDEN FARKI YOK”

Bir gazetecinin, "Kırgızistan ziyaretinizin önemli gündemlerinden birinin de ülkedeki FETÖ okullarının Maarif Vakfına devredilmesi konusu olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir ilerleme kaydedildi mi? Farklı ülkelerle de benzer talepleriniz vardı, beklentileriniz vardı. Örgüt elebaşının ölümünün Türkiye'nin bu mücadelesine olumlu katkısı olacağını değerlendiriyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her şeyden önce bu konu sizin de ifade ettiğiniz gibi Türkiye'yi adeta huzurlu kılan bir adım olmuştur. Kırgızistan, FETÖ'nün tutunmaya çalıştığı, örgütün hedefindeki ülkelerden biri. Son zamanlarda bu sinsi örgütle mücadele konusunda etkin adımlar atılıyor. Manas Üniversitesinde öğrencilere hitabımda, 'aklınızı kiralamaya, şahsiyetinizi gasbetmeye çalışanlara prim vermeyin' uyarısında bulundum. Çünkü FETÖ ve benzeri tüm terör örgütleri, insanları mankurtlaştırıp kullanmak ister. Bu anlamda terör örgütlerinin birbirlerinden farkları yok. Hepsi iradesiz, bilinçsiz, şahsiyetsiz kullanışlı robotlar ister ve onları hedeflerine saldırmakta kullanır.

FETÖ'nün faaliyet gösterdiği bütün ülkelere örgütün gerçek yüzünü anlatıyor, onların ve nesillerinin güvenliği için bu kanserli hücreyi kesip atmaları, onlarla mücadele etmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. FETÖ'nün taktığı maskelerin ne kadar çeşitli olabileceğini, örgütün hipnoz yöntemlerini, onlarla mücadelenin bir güvenlik meselesi olduğunu örnekleri ile izah ediyoruz. Bizi anlayanlar, tehlikeyi fark edenler Kırgızistan örneğinde olduğu gibi harekete geçiyor. Örgütün oluşturduğu tehlikenin farkında olanların sayısı artıyor. Bu artışı sağlamak için biz de gayretlerimizi hiç sonlandırmayacağız. Bu aynı zamanda bir terörle mücadele faaliyetidir. Terörle mücadelenin her şeklinden bir milim bile geri adım atmayız."

FETÖ ile mücadelenin uluslararası boyutunun oldukça önemli olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu örgütün yurt dışındaki yapılanmalarına karşı kapsamlı mücadelemiz her alanda sürüyor. Özellikle eğitim alanında alınacak tedbirlerin öneminin anlaşılmasından ve bu örgütün elindeki eğitim tesislerinin Maarif Vakfımıza devri konusunda adımlar atılmasından memnuniyet duyuyoruz. FETÖ'nün elinde tuttuğu okulların kontrolünü ve yönetimini Maarif Vakfı'nın eğitim anlayışıyla uyumlu hale getirmeyi sürdürüyoruz. Kırgızistan'da da Maarif Vakfımızın etkinliğini yakında çok daha güçlü şekilde hissedeceğiz. Biz FETÖ ve diğer tüm terör örgütleri ile mücadelemizde kararlıyız ve mesafe almaya devam ediyoruz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *