"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,4874 %0.07
36,2632 %-0.25
3.375.098 %3.519
2.959,29 0,82
Ara
İşçi Haber Siyaset MHP lideri Bahçeli: "Özgür Bey ne yiyip ne içtiğine dikkat etmeli"

MHP lideri Bahçeli: "Özgür Bey ne yiyip ne içtiğine dikkat etmeli"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu ortak toplantısının ardından basın açıklaması yaptı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Davamız halkın davası, haklının davası, hakikatin davası, elbet Allah davasıdır.” dedi. Partisinin MYK-MDK toplantısında konuşan Bahçeli, “Değişim dalgalarına, çivisi çıkmış manzaraya tedbirli ve uyanık yaklaşarak, asıl gelişme dinamiklerinin milli ve manevi kaynağımızda olduğunu bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz.” ifadelerine yer verdi.

Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Davamız halkın davası, haklının davası, hakikatin davası, elbet Allah davasıdır. Yolumuz uzun, yükümüz ağır ve lakin irade ve inancımız çelik gibidir. Sınırı ve sonu olmayan bir hayal gibi görünen ülkümüz, her dava arkadaşımın milletimize hizmet sürecinde takip edeceği yol haritasında bir kılavuz çizgidir.

Her an yenilenerek ancak kontrolsüz değişim dalgalarına, çivisi çıkmış manzaraya tedbirli ve uyanık yaklaşarak, asıl gelişme dinamiklerinin milli ve manevi kaynağımızda olduğunu bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevdamız millet, gücümüz devlettir. Allah’ın izniyle daha yapacağımız çok işler, ulaşacağımız çok hedefler vardır.

17 Mart 2024’te yapacağımız partimizin 14’üncü Olağan Büyük Kurultayımız öncesi son MYK ve MDK toplantımız vesilesiyle her dava arkadaşıma bugüne kadarki çalışmalarından dolayı tebriklerimi iletiyorum. 55 yıldır ülkeye sevdalandık, ülküye yemin ettik. İlk günkü azim ve kararlılıkla nice 55 yıllara, nice yüzyıllara, bizler göremesek bile Allah’ın hikmetle partimizin vasıl olacağından şüphe duymuyoruz.

"TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN YENİ BİR DURUŞ MUHASEBESİ YAPMASI GEREKMEKTEDİR"

Ülkümüz büyük Türk milletini, ona farklılık ve değer kazandıran, dil, gönül, ahlak, inanç, akıl ve vicdanda taşınan muhteşem değerler manzumesini, bir kutlu emanet olarak köklerinden kopartmandan anlayıp, geliştirerek, insanlık var oldukça sonsuza kadar yaşatmak, milli devletimizin Türklük, İslamlık ve insanlığın esenliği için çalışmaktır.

Medeniyetler arasında değişen güç dengeleri, göç ve sığınmacı akını, azgınlaşan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, çatışma ve savaş alanları, inanç ve kültürel cizgileri doğrultusunda yeniden biçimlenmeye başlayan küresel siyaset arenası, Türk milliyetçiliğinin yeni bir duruş muhasebesi yapmasını acil hale getirmektedir.

"RUSYA'NIN NATO'YLA SAVAŞMASI, TÜRKİYE İÇİN BEKA SORUNUDUR" 

Kuzeyimizde süre gelen Rusya-Ukrayna savaşının yayılması, küresel mahiyet alması için yapılan telkinler, barış ümitlerini sabote etmektedir. Macron’un Ukrayna’ya asker göndermeyi telaffuz etmesi, bu ülkenin savunma bakanının Ermenistan’a uzun menzilli füze vereceklerini duyurması kabus senaryolarına canlılık kazandırmaktadır.

Macaristan’ın İsveç’in NATO’ya katılımını onaylamasının ardından bu tartışmanın alevlenmesi, Kremlin tarafından Macron’un sözlerinin fiiliyata yansıması halinde NATO’yla çatışmanın kaçınılmazlığına vurgu yapılması hafife alınacak güvenlik riski değildir. Rusya’nın NATO’yla savaşması demek; Türkiye için beka düzeyinde bir sorundur. 2022 yılında İstanbul’da kurulan müzakere masasının tekrar güncellenerek silahların susması, bölgemizde barış ikliminin tesis edilmesi her ülkenin çıkarınadır.

"TÜRKİYE'NİN ULUSLARARASI ADALET DİVANI'NA BEYANI İSRAİL'İN MASKESİNİ İNDİRDİ" 

Diğer taraftan İsrail ile Filistin arasında derhal ateşkesle birlikte kalıcı çözüm ve barış beklentileri fiile geçmelidir. Akan kan durmalı, soykırımcı İsrail hesap vermelidir. Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’na sunduğu sözlü beyanı, mazlum Filistin halkına tercüman olmuş, İsrail’in maskesini bir kez daha indirmiştir."

"TÜRKİYE'NİN TUTUMU VE DURUŞU DOĞRUDUR"

İki devletli çözüm dışında barış ortamına davetiye çıkaracak başka seçenek yoktur. 1967 sınırlarına haiz, başkenti Doğu Kudüs olan, egemenliğini, toprak bütünlüğünü tescillemiş bir Filistin devletinin kurulması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Sayın Cumhurbaşkanımızın emekleri ziyan olmayacak, adalet mutlaka tecelli edecektir. Türkiye’nin tutumu ve duruşu doğrudur. 

"HAYAT PAHALILIĞI KADERİMİZ DEĞİLDİR, BİTECEKTİR"

Cumhuriyetin yeni yüzyılı, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın ilk perdesidir. Bu yüzyılda Türkiye yükselişini hızlandıracaktır. Sosyal ve ekonomik sorunların, terörün üstesinden gelinecektir. Hayat pahalılığı kaderimiz değildir, bitecektir. Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler cömertce yapılacaktır. Enflasyonla mücadele başarıya ulaşacak.

Türkiye öngörülebilir bir ülkedir. Türkiye yatırımcılarına kucak açan, özel mülkiyete saygı duyan, hukukun üstünlüğüne bağlı ve demokratik güvenliği tartışmasız olan bir ülkedir. Türkiye geleceğin parlayan yıldızı ve süper gücüdür. Hiçkimse ülkemiz hakkında kuşku uyandıracak bir komploya tevessül etmemelidir.

"FETÖ TARAFINDAN KUMANDA EDİLEN FİYAT ANARŞİSTLERİ"

Marketlerde fiyat etiketlerini günbegün değiştiren, vatandaşlarımızın sofrasına kan doğrayan kim olursa olsun dürüst olamaz. Daha önce temas ettiğim üzere FETÖ tarafından kumanda edilen fiyat anarşistlerine göz açtırılmamalı. Enflasyon düşecek, düşürülecek.

"ÖZGÜR BEY NE YİYİP NE İÇTİĞİNE DİKKAT ETMELİ"

Muhalefetin Türkiye’yi karalama yarışı iflah olmaz bir hastalık seviyesindedir. Bu muhalefetin hedefi içine kapanan, etrafına yabancılaşan bağımlı bir Türkiye’dir. Bu muhalefet Türkiye’ye hepten yabancılaşmıştır. Şu hususu herkesin anlamasında fayda var; Türkiye’yi aç hürler, tok esirler ülkesi yapmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

31 Mart 2024 seçimlerinde merkezi yönetimin hedefleriyle örtüşecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasıyla uyum içinde olacak bir sonucun çıkması, yeni yüzyılın en önemli demokrasi başarısı olacaktır. Demlendikçe şuurunu kaybeden CHP’nin yönetimi altındaki belediyelerin, milletin iradesiyle toparlanması başlıca amaç ve arzumuzdur. CHP yerel yönetimlerde başarısızdır. CHP yerel yönetimlerde acizdir. CHP yerel yönetimlerde iflastadır, itibarsızdır.

Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM yanyana, diğerleri yedektedir. Zillet masasının altıyla üstü yer değiştirmiştir. Oyunu görüyoruz. Kent uzlaşması dedikleri PKK ittifakıdır, ülkemize karşı beşinci kol faaliyetidir. İstanbul’da davetiye polemiği çıkaran, partisinin eş başkanı gibi hareket eden şahıs için son görülmüştür.

Özgür Bey’in halüsinasyon görerek grup toplantısında yaptığı konuşma ruh sağlığı konusunda hepimizi kaygılandırmıştır. “Atatürk sizden partisini iktidar yapmasını bekliyor” diyerek tuhaf bir açıklamada bulunmuştur. Bugünkü CHP, Atatürk’ün partisi değil, DEM’in oyun uşağı, Türkiye düşmanlarının altı oklu uydusudur. Neymiş Atatürk dile gelmiş… Böyle konuşan Özgür Bey’in ne yiyip içtiğine dikkat etmesi samimi tavsiyemdir. CHP'de Atatürk'ten geriye hiçbir şey kalmamıştır."

"DİLE ORTAK KOŞMAYA İZİN VERİLİRSE, DEVLETE DE ORTAK KOŞMAK DURUMUNDA KALINIR"

Dile ortak koşmaya izin verilirse, devlete de ortak koşmak durumunda kalınacaktır. Ana dilde eğitim, Türkiye üzerinde emelleri olan her mihrakın sıcak tuttuğu gündem maddesidir. Meclis’te Türkçe dışında mahalli bir dille konuşmayı alışkanlık haline getirenler zalimlerin yerli figüranlarıdır. Masum bir kültürel hakkın tanınması gibi sunulmaya çalışılan bu konunun PKK için taşıdığı önem, Türk milletinden ayrı bir millet kimliğinin yaratılmasında dilin temel vasıta olmasından kaynaklanmaktadır. Milli dil ile milli varlık arasındaki bağın kesintiye uğraması, milletlerin geriye dönüşünü kaçınılmaz hale getirecek.

Bizim için her dil saygıdeğerdir. İnsan olmanın en doğal hali ve sonucudur. Kim özel hayatında ana diliyle konuşmak istiyorsa konuşsun. Buna saygı duyarız. Şarkıların söylenmesinden, şiirlerin okunmasından tedirgin olmanın anlamı yoktur. Ancak özel hayattaki kullanım serbestliğin kamusal alana girmeye başlaması, milli dilin önüne dikilen bir bariyerdir."

Ayrıntılar geliyor...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *