Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, AKP'nin Trabzon adayı Ahmet Metin Genç'e cevap verdi. Yıldırım " Fenerbahçe’ye parmak sallayan, FETÖ Kumpasından medet uman, şike kumpasına sarılan siyasiler bilmelidir ki 15 Temmuz’da milletin kananına giren, kendisine millet adına emanet edilen silahları milletine ve onun temsilcisi TBMM’ye ve Cumhurbaşkanına çevirenlerle aynı yola girmişlerdir" dedi.
AKP’nin Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Metin Genç, olaylı geçen Trabzonspor-Fenerbahçe maçına dair yaptığı açıklamada "UEFA'nın sitesinde güncel olarak hâlâ Beşiktaş ve Fenerbahçe şikeci kulüp olarak duruyorken utanmadan bu iki kulüp 2011'in Süper Kupası'nı oynamaya kalkıyor. Aklımızla dalga mı geçiyorsunuz?" ifadelerini kullanmıştı.
Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, söz konusu açıklamaya cevap verdi.
Yazılı yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Trabzonlu siyasetçiler temsil ettikleri partinin ismi ne olursa olsun kendilerini destekleyen kitleleri yanıltıyor, toplumsal kutuplaşmaya sebep olup, çatışma ortamı yaratıyor. Söz konusu siyasetçilerin; “2010-2011 Şampiyonluk Kupası kimde biliyoruz” şeklindeki hedefi açık söylemleri de “Bir gün hukuk tecelli ettiğinde kupa müzemize gelecek” söylemleri de açıkça geniş kitlelere söylenen büyük bir yalandır. 2010-2011 şampiyonluk kupasının Trabzonspor’a verilmesine yönelik TFF Yönetim Kurulu’na yapılan başvuru önce TFF Yönetim Kurulu, ardından da TFF Tahkim Kurulu tarafından reddedilmiştir. Bu karara karşı AİHM’e yapılan başvuru da
reddedilmiştir. Aynı konuda UEFA’ya yapılan başvuru UEFA, ardından CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. FİFA’ya yapılan başvuru FİFA, ardından CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bu şekilde 2010-2011 şampiyonunun Fenerbahçe Spor Kulübü olduğu futbolu düzenleyen ulusal ve uluslararası kuruluşların kararları ve bu kararlara karşı yapılan hukuki başvuruları reddeden CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi Kararları ile de kesinleşmiştir. 2010-2011 şampiyonluk kupasını bir yerlerde aramak da hukuki başvuru yolları ile geri alınabileceğini beklemek de boşa vakit kaybıdır. İster oy elde etmek için, ister başka bir amaçla bu yalanlar ile kitleleri oylamak da kandırmak da ahlaksızlıktır. 2010-2011 şampiyonluk kupası sonsuza dek müzemizde olacaktır ve ziyarete açıktır.
UEFA’nın Disipline ilişkin vermiş olduğu, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi tarafından onanan kararlara karşı olağan bir yargı yolu bulunmadığından, sonrasında ise ulusal mahkemelerce verilen beraat kararları 11 yıl sonra kesinleştiğinden bir müracaatta bulunulamamıştır. Bu konuyu ağzına pelesenk edenler de bu imkansızlığı çok iyi bilmektedir. Ancak kamuoyundan ısrarla saklanan gerçek ise Fenerbahçe Spor Kulübü’nün hakkında UEFA tarafından verilen disiplin kararlarının TFF’nin yönetsel kararlarına dayandırıldığıdır. Bu husus UEFA’nın yargı süreçlerinde sunduğu yazılı deliller ile sabittir. Bunun içindir ki Fenerbahçe Spor Kulübü, UEFA tarafından verilen disiplin kararlarının mali sonuçlarının tazmini talebi ile TFF aleyhine dava açmıştır. Açılan bu davada verilecek karar ile UEFA tarafından TFF yönetsel kararlarına dayandırılan disiplin uygulamalarının haksızlığı yargı kararı ile ortaya çıkacaktır. Döneminin TFF yönetiminin FETÖ’cu unsurları tarafından Fenerbahçe’nin UEFA’dan disiplin cezası alması sağlanmış olup, Türk Yargısı bunun kurumsal sorumluluğu hakkında bir karar verecektir. Bu itibarla “Fenerbahçe, UEFA’dan ceza aldı, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi bu kararı onayladı. Fenerbahçe bu karara karşı bir şey yapamadı” şeklindeki söylemler, halen sürmekte olan davalar karşısında içi boş, tamamen spekülatif bir yalandır.