Sosyal medya ve akıllı telefonların yaygınlık kazanmasıyla ekran başında geçen zamanın artması, kontrolsüz şekilde internet ortamında vakit geçiren çocuk ve gençlere yönelik riskleri yeniden gündeme taşıdı.
Nüfusun büyük bir çoğunluğu ve özellikle çocuk ve gençlerin ekran başında geçirdiği uzun süreler manipülasyon, dijital zorbalık, dezenformasyon, nefret söylemi, müstehcen içerikler, mahremiyetin ihlali, dolandırıcılık ve siber güvenliğe dair endişeleri artırarak ülkeleri farklı gerekçelerle akıllı telefonlara ve sosyal medya platformlarına yönelik düzenleme, kısıtlama ve yasaklar getirmesine yol açtı.
Avrupa'da çok sayıda siyasetçi sosyal medya yaşının 15 ya da 16 ile kısıtlanmasını önerirken, platformların kendi koydukları 13 yaş sınırının da gerektiği gibi uygulamadığını savunuyor.
AVUSTRALYA HÜKÜMETİNDE YASA HAZIRLIĞI
Datareportal’ın Temmuz 2024 verilerine göre, yaklaşık 5,5 milyar insan yani dünya nüfusunun yüzde 67’si internet, yüzde 70’i de cep telefonu kullanıyor. Sosyal medya profillerinin oranı ise nüfusun yaklaşık yüzde 64’üne karşılık geliyor. Dünyada internet kullanıcıları günde ortalama 6,5 saatini çevrim içi geçiriyor.
Geçen hafta Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, sosyal medyanın çocukları gerçek hayattan, ailelerinden ve arkadaşlarından uzaklaştırdığını ifade ederek, yıl sonuna kadar sosyal medya platformlarına yaş sınırı getirmek için bir yasa tasarısı sunmayı planladıklarını ve yasanın uygulanacağı yaş grubu üzerinde fikir alışverişlerinin sürdüğünü söyledi.
Sosyal medyayla ilgili endişeler ve düzenlemeler, son olarak Avustralya hükümetinin, yanlış bilgi ve dezenformasyonu engellemek amacıyla hükümetin sosyal medya platformlarına "baskı" yapabilmesini öngören yasa tasarısını tanıtmasıyla gündeme gelmişti.
Tasarı, federal hükümet yetkililerine, yanlış bilgi ve dezenformasyonun önlenmesi için sosyal medya şirketlerine "baskı" yapma imkanı sunuyor.
Avustralya İletişim Bakanı Michelle Rowland, ülke halkının yüzde 75'inin yanlış bilgi ve dezenformasyonun etkilerinden endişe duyduğunu belirtti.
Sosyal medya şirketlerinin "yalan haberlerin yayılmasına izin verdikleri" gerekçesiyle mercek altına alınabilmesine olanak sağlayacak yasa tasarısıyla hükümet, şirketlere bu konuya ilişkin yüksek meblağlarda cezalar verebilecek.
Öte yandan yasa tasarısı, Avustralya İletişim ve Medya Kurumu'na (ACMA), sosyal platformlardan kayıtlarını saklamalarını ve teslim etmelerini isteme yetkisi sağlayacak.
Şu anda Avustralya’nın getirmeyi planladığı yasalar gündemde olsa da sosyal medya ve telefonlara dair yasakların uzun bir geçmişi bulunuyor.
İLK KISITLAMALAR TELEFONLA GELDİ
Telefonlara ilişkin ilk yasak dalgası 1980'lerin sonları ve 1990'ların başlarında Kuzey Amerika'da başlıyor ve bu süreçte birçok okul sektörü, öğrencilerin okulda cep telefonları ve mesajlaşma cihazları kullanmalarını engelleyen politikalar veya yasalar uygulamaya başladı.
Yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nde 42 eyaletin başsavcısı, Kongre'den sosyal medya platformlarının çocukların ruh sağlığına etkisi hakkında bu platformlara uyarı koyulması çağrısında bulundu.
Washington Post gazetesinin haberine göre, başsavcılar, ABD Kongresine gönderdikleri mektupta, sosyal medya platformlarının çocuk ve gençlerin ruh sağlığına olası tehditlerine karşı uyarıların olması gerektiğini belirtti.
Ayrıca, ABD Kamu Sağlığı Hizmetleri Birimi Başkanı Vivek Murthy, New York Times gazetesi için kaleme aldığı 17 Haziran tarihli yazısında, federal kanun koyucuları "gençlerde önemli ruh sağlığı zararlarına yol açan sosyal medya platformlarına" uyarı koymaya çağırmıştı.
AVRUPA'DA OKULLARDA TELEFON YASAĞI YAYGINLAŞIYOR
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de, ekran bağımlılığı ve siber zorbalıkla mücadele amacıyla okullarda akıllı telefonlara kullanım yasağı getiriyor.
İtalya’da da çocukların akıllı telefon kullanması ve sosyal medya hesabına sahip olmasının yasaklanması için başlatılan imza kampanyası, tartışmalara yol açtı.
İtalyan basınındaki haberlere göre, pedagog Daniele Novara ile psikoterapist Alberto Pellai tarafından başlatılan ve 14 yaş altı çocukların cep telefonu sahibi olması ile 16 yaş altı çocukların sosyal medya mecralarında profiller oluşturmasını yasal bir düzenlemeyle engellemeye yönelik imza kampanyasına, İtalya'nın ünlü simaları da destek verdi.
Yönetmen Paola Cortellesi'nin yanı sıra Alba Rohrwacher, Stefano Accorsi ve Luca Zingaretti gibi İtalyan oyuncular, çocukların cep telefonu ve sosyal medyadan korunması gerektiğini savunarak kampanyaya katıldı.
İtalya'da temmuz ayında Eğitim Bakanı Giuseppe Valditara, gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren ortaokula kadar akıllı cep telefonlarının eğitim dahil herhangi bir amaçla sınıflarda kullanılmasını yasakladığını duyurmuştu.
İtalya'da ve (bölgesel olarak) İspanya'da halihazırda uygulamaya son olarak Hollanda katıldı.
HOLLANDA'DA ORTAOKUL VE LİSELERDEN SONRA İLKOKULLARDA DA AKILLI TELEFON KULLANIMI YASAKLANDI
Hollanda'da öğrencilerin dikkatini dağıtması ve sınav sonuçlarını olumsuz etkilemesi gerekçesiyle ortaokul ve liselerden sonra ilkokullarda da akıllı telefon kullanımı yasaklandı.
Hollanda'dan kısa süre önce Belçika'da da Fransızca eğitim veren okulların bağlı olduğu Valonya-Brüksel Eğitim Ağı (WBE) benzer bir karar aldı.
Fransızca eğitim veren 373 okulda, 26 Ağustos'ta başlayan 2024-2025 eğitim-öğrenim dönemi itibarıyla ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin beraberlerinde akıllı telefon getirmesi yasaklandı.
Yunanistan'da ise alınan karar göre, öğrenciler okula telefonlarıyla gelebilse de çantalarından çıkaramıyor.
Fransa'da 200 kadar orta dereceli okulda öğrencilerin telefonlarını dolaplarına kilitlemesini öngören bir pilot uygulama başlatılacak.
Eğitim Bakanlığı, uygulamanın başarılı olması halinde yasağı 2025'te ülke geneline yaymayı hedefliyor.
İrlanda'da 16 yaş altı öğrencilerin akıllı telefon kullanımının tamamen yasaklanması seçeneği tartışılıyor.
ABD'DE DURUM NASIL?
Brezilya, yakın zamanda ülkenin dezenformasyon karşıtı yasalarına uymadığı için sosyal medya platformu X'e (eski adıyla Twitter) geçici bir yasak getirdi.
Brezilya hükümeti, özellikle seçimlerle ilgili yanlış bilgiyle ilgili içerikleri etkili bir şekilde denetlemeyen platformlara baskı yapıyor. Hükümet yasağın amacının, yanlış bilgilerin kaldırılması ve içerik denetleme süreçlerinde şeffaflığın sağlanması gibi yerel düzenlemelere uyumu sağlamak olduğunu söylüyor.
Sosyal medyaya yönelik katı denetimleriyle bilinen Çin'de ise Facebook, X ve YouTube gibi birçok uluslararası platform yasa dışı sayılıyor ve yerli alternatifler kullanılıyor. Bu platformlara kullanıcıların gerçek kimlikleriyle kayıt yaptırmaları zorunlu tutuluyor.
Hindistan'da 2020 yılında TikTok ve WeChat gibi uygulamalara yasak getirirken, bu adımı ülke güvenliği ve kullanıcıların gizliliği endişeleri doğrultusunda attığını açıkladı.
ABD'de ise TikTok'un devlet cihazlarında kullanımını yasaklanmış, pek çok eyalet de bu uygulamayı çeşitli gerekçelerle yasaklama yoluna gitmişti. Yasaklar yürürlüğe konulurken siber güvenlik endişeleri, gençlerin ruh sağlığına zarar vermesi gibi sebepler öne sürüldü.
Birleşik Krallık, Fransa, Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri de TikTok ve benzeri platformlara yönelik yasaklar getirdi. Bu yasaklar çoğunlukla devlet memurlarının kullandığı cihazlarda uygulanıyor ve siber güvenlik endişeleri temel gerekçe olarak öne sürülüyor.
İran ise Facebook, Twitter ve YouTube gibi birçok sosyal medya platformuna erişimi ahlaki ve ulusal güvenlik gerekçesiyle kısıtlıyor. İran hükümeti, sosyal medyayı gözetim altında tutarak ahlaka aykırı olarak değerlendirilen içeriklerden dolayı kişilere yaptırım uyguluyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde de WhatsApp, Skype ve Facetime gibi platformlar kısmen kısıtlanmış durumda. Bu yasaları ihlal edenler, para cezası, hapis cezası ve yabancı uyruklular için sınır dışı edilme gibi ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.
Mısır da ise 5.000'den fazla takipçisi olan sosyal medya kullanıcılarının medya düzenleyicisine kaydolmaları ve medya yasalarına tabi olmaları zorunlu tutuluyor.