Sıradanlığın arasında sıra dışı biri olmayı tercih eden Oğuz Atay, Türk Edebiyatının önemli isimleri arasında kendine yer buldu. Bilinçdışı bilinçsizlik tekniklerini kullanarak okuyucularına farklı bir perspektiften bakmasına yardımcı olan Atay'ın romanlarını incelediğimizde çoğu zaman Dostoyevski'yi anımsatan bir havası olduğunu seziyoruz.
Editörün gözünden Oğuz Atay kimdir?
"Beni anlamalısın.. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz. Yaşarken anlaşılmaya mecburum.” diyen Oğuz Atay'ı yaşarken kimse anlamadı. Birçok yayıncı kitaplarını basmak istemedi ancak şu an ülkenin en iyi kalemleri arasında gösteriliyor. Peki, kimdir bu Oğuz Atay? diğer edebiyatçılardan ayıran özelliği nedir? cevabını okurken kendi içinizde bulabileceğiniz bir yazı ile baş başa bırakıyorum sizi.
Oğuz Atay, çok farklı bir kişilik yapısına sahiptir. Bunu Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Korkuyu Beklerken gibi romanlarındaki kahramanlarından anlayabiliriz. Atay, Turgut Özben, Hikmet Benol, Selim Işık gibi karakterlerle okuyucuya adeta gizli bir mesaj veriyor. Toplumun norm ve değerlerinden sıyrılıp kendi iç dünyasında huzur bulan Tutunamayanlar'ın Turgut Özben'i ya da Tehlikeli Oyunlar'ın Hikmet Benol'u gibi karakterlerle 'yaşam içinde yaşamsızlık' örneklerini günyüzüne çıkartıyor. Daha çok realiteden uzak tembel, miskin ve karamsar karaterler üzerinden bir şey anlatmak isterdi.
Teorik olarak baktığımızda insanlar doğar, büyür ve ölür. Oğuz Atay, çoğu insanın gözünde büyüttüğü hayatının aslında nasıl bayağı olduğunu ve hayatta bir nokta kadar bile yeri olmadığını okucunun yüzüne çarpar. Romanlarının sonunda ise şu mesaj akıllara kazınır: "Herkesleşmek insanın kendine yaptığı en büyük haksızlıktır..."
Korkuyu Beklerken Kitap Özeti
Hiç yaşadığınızı hissetiğiniz zaman kendizini bir anda dış dünyadan soyutlayan ve kendi kabuğuna çekilmiş biri olarak buldunuz mu? ya da hayatınızda her şey yolunda gibi gittiğini düşünürken bir anda yaşam mücadelesi içerisinde kendi benliğinizi kaybettiğinizi hissettiğiniz bir an oldu mu?. "Benim iç dünyamda hayal kırıklığına yer yok" diyen Atay, tüm soruların cevabını romanında vermiştir. Oğuz Atay'ın romanlarını dikkatli okuduğunuz takdirde hayatının yansımasını görebilirsiniz. Umduğu şeylerin olmamasından bıktığı için insanları dışlayarak kendi iç dünyasına çekilme gereksinimini kendinde hak gördüğünü anlayabilirsiniz. Aksi olsaydı; kendi kosmosunda Olric ile mutlu olmayı seçen Turgut Özben, neden insanlardan kaçmayı tercih etsin ki?
Korkuyu Beklerken Özeti
Korkuyu Beklerken'de bir adam, gizli bir cemiyetin zulmüne uğrayacağı korkusuyla evinde kapana kısılır; Ne Evet ne de Hayır'da köşe yazarı tuhaf bir kişisel mektuba yanıt verir ve Unutulan'da kadın tavan arasında tüyler ürpertici bir keşifte bulunur. Başta Yusuf Atılgan dahil olmak üzere Türkiye'deki diğer modernistleri gibi, romandaki karakterlerinin iç yaşamlarına odaklanır ve okuyuculara içsel, psikolojik dramalar olarak sunulur.
Korkuyu Beklerken – Kitap Açıklaması
İçerisinde Oğuz Atay’ın birkaç kısa öyküsünü barındıran Korkuyu Beklerken, 1975’te yayımlanmıştır. Bu nedenle Korkuyu Beklerken eserinin türü Öykü Derlemesidir. Derlemede en çok dikkat çeken öyküler, kitapla aynı adı paylaşan Korkuyu Beklerken ve Beyaz Mantolu Adam adlı hikayelerdir. İlk baskısı May Yayınları tarafından yapılan eserin, güncel baskısı İletişim Yayınları’na aittir.