Haksız rekabet, ticaret hukukunda bir kişi ya da kurumun bir diğeri üzerinde herhangi bir alanda uyguladığı zarar verici hareketler olarak tanımlanır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda haksız rekabet konusu ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun kapsamında dürüst davranma kuralı, haksız rekabetin tanınmasında belirleyici unsurdur. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Haksız rekabet uygulayan kişi ya da kurumlar kimi koşullarda suç işliyor kabul edilebilir ya da karşı tarafa dava açma hakkı doğabilir. Bu kapsamda 6102 Sayılı Kanun’ un 55. Maddesinin (1) numaralı bendinin a-1 bölümünde kötüleme suçu düzenlenmiştir.
Haksız Rekabet Kavramı ve Haksız Rekabet Halleri:
Haksız rekabet kavramı, rekabet etme hakkının dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmasını temine yönelik kurallar getiren ve bu hakkın, dürüstlük kurallarına aykırı olarak kötüye kullanılması halinde gerekli müeyyideleri öngören kuralları kapsamaktadır. 6102 Sayılı Kanun’ a göre haksız rekabet, aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı olarak iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir. Hukuka uygun ve bozulmamış rekabet ortamında (Ortamın her zaman piyasa olması şart değildir.) tüm katılanlar piyasanın tüm aktörlerinin dürüst davranış kurallarına göre hareket edeceğine güvenir ve güvenmek hakkını haizdir. Dürüstlük kuralını ihlal eden bu güvene aykırı hareket etmiş olur. Bu da haksız rekabet oluşturur.
Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı hukuka uygun ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Hukuka uygun rekabet, oyunun dürüstlük kurallarına, centilmenliğe uygun olarak oynadığı saf bir rekabettir. Bozulmamış rekabet ise güven duyulan bir anlamda hilesiz demektir. Rekabet hükümleri hukuka uygun/saf/dürüst ve bozulmamış rekabeti tüm katılanların menfaatine sağlar. Tüm katılanlar ile rekabet hukukunun ekonomi, tüketici ve kamu üçlüsü kastedilmiştir. “Katılanlar” gibi çok geniş bir sözcüğün kullanılması ile rekabet kurallarının rakipler arası ilişkilere özgülenmesinin yolu kapatılmıştır.
Dürüstlük kuralına aykırılık ya davranışlarla ya da ticari uygulamalarla olur. Davranışlar ve ticari uygulamalar iş etiğine, doğruluğa, dürüstlüğe ters, aldatıcı, yanıltıcı, kandırıcı olabilir. Haksız rekabet halleri şu şekilde sıralanabilir:
Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış Yöntemleri:
Haksız rekabet halleri, davranış kurallarını davranışları tutumları ve işletme faaliyetleriyle saf, dürüst, yani hukuka uygun rekabeti bozabilecek tüm kişilere bozulmamış rekabetin tüm katılanların menfaatine sağlanması için yöneltmiştir. Korunan sadece rakipler, onlar bağlamında işletmeler ve soyut anlamda haklı, dürüst, hukuka uygun rekabet değil; aynı zamanda alıcılar ve dar söylemde tüketicilerdir. Bu sebeple, tedarikçiler ile geniş anlamda alıcılar arasındaki ilişki kuralların kapsamına alınmıştır. Alıcının veya tedarikçinin rakip sıfatını taşımasına gerek yoktur.
Sözleşmeyi İhale veya Sona Erdirmeye Yöneltmek:
Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, Türk haksız rekabet hukuku yeni bir boyut kazanmıştır. Boyut sözleşmenin taraflarından birinin sözleşmenin dışından gelen eylemlerle sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltilmesidir. Bu yeni boyut ile saf, bozulmamış rekabet, rakip, tüketici, tedarik eden ve genel olarak kanun korunmaktadır.
Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Yararlanma:
Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma konusu hukukumuzda yeni olup bir boşluğu doldurmaktadır. Yeni düzenleme hukuken korunan fikri mülkiyet hakları hakkında öngörülmüş değildir; onları da kapsamamaktadır. Bu hal, haksız rekabet hukukuna temellendiren emek ilkesinin geniş bir uygulamasıdır. Hüküm başkalarının emeğinden iş sonuç ve deneyimleri haklı olmayan yararlanmaları önlemeyi amaçlamaktadır. Hükümdeki yararlanma, ekonomik yarar elde etmeyi, başkasının emeğiyle haklı olmadığı halde sonuç almayı ifade etmektedir.
Üretim ve İş Sırları İfşa İle İş Şartlarına Uymamak:
Üretim ve sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa eden dürüstlüğe aykırı hareket etmiş olur. Özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Bununla birlikte, iş şartlarına, özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranış olur.
Ayrıca dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanan ve özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan veya sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Kötüleme Suçu:
Haksız rekabet kapsamında kötüleme suçu, 6102 Sayılı Kanun’ un 55/1/a-1 maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde şu şekilde hüküm altına alınmıştır:
“Madde 55-1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır:
a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1.Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek…”
Genel olarak kötülemek diye adlandırılan Mülga Ticaret Kanunu’ ndaki düzenlemenin tekrarıdır. Değişiklik “fiyatlarını” sözcüğünün eklenmiş olmasındadır. Kötüleme soyut olaya göre karalamayı, perdelemeyi, değerini küçümsetmeyi ve düşürtmeyi kapsar. Hükmün yeni boyutu kötülemenin, perdelemenin, küçümsetmenin fiyatlara da yönelik olmasıdır. Kötüleme iki eylemle ifade edilmiştir: Yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalar. Bu iki eyleminin de nesnel bir değerlendirme ile gerçek olmaması gerekir; yani kötülemede bulunanın açıklamaları gerçekse haksız rekabet oluşmaz. “Yanlış” sözcüğü hükmün amacını açıkça belirtmektedir.
Öğretide ve bazı mahkeme kararlarında “yanıltıcı” kavramı; iş ürününe, faaliyete, mallara veya fiyata ilişkin açıklamanın veya nitelendirmenin, takdim ediliş tarzının, seçilen sözcüklerin, resimlerin veya yapılan karşılaştırmanın hedef kitlede veya kişilerde bıraktığı genel izlenimle, bunların açıklama konusunu olduğundan değişik ve olumsuz algılaması şeklinde ifade edilmiştir. “Yanıltıcı” ibaresi hedef kitle veya farklı bir deyişle muhatapla birlikte değerlendirilmelidir. Gereksiz yere incitici beyanlar, amacını aşan değer yargılarıdır; amacın aşılmasıyla yargılar (Eleştiri de denilebilir.) gerçek dışı veya gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan gerçeğe ters hale gelmiştir. Ölçüsüzlük ve üslup gerçek payının mevcudiyetine rağmen eleştiri kavramı ile uyuşmuyorsa, eleştiri (beyan) inciticidir. Ölçüsüzlük hatta gerçeğe uygunluk sınırını zorluyorsa, gene gereksiz yere inciticilikten söz edilir. Mal ile gerçek anlamda ticarete konu, bir gereksinime cevap veren bir şey kastedilmiştir. İş ürünü ise çok daha geniştir. Bir patent, tasarım, makale, film, sahneye koyuş, bir icra iş ürünüdür. Kötüleme sebebiyle hükmün uygulanabilmesi için kusurun varlığı şart değildir. Düzenleme “başkasının” yani doğrudan bir kişinin veya kişiliği olmayan bir topluluğun kötülenmesi halinde de uygulanır.
Haksız rekabet suçlarından olan kötüleme suçunun ihdasıyla, ticari faaliyette bulunan kişilerin ticari itibarının korunması amaçlanmaktadır. Zira bu suçu oluşturan tipik hareketlerle, mağdurun ticari itibarı zedelenmekte ve piyasa da iktisadi rekabet olanakları olumsuz etkilenmektedir. Dolayısıyla bu suç ile korunan hukuki değer ticari itibardır.
Suç tipi, rakiplerin ticari itibarının ve mal varlığının yanı sıra tüketicileri ve rekabet düzenini de korumayı amaçlamaktadır. Failin, mağdurun rakibi olması ya da ticari faaliyette bulunması gerekmemektedir. Mağdurun ise belirlenebilir olması lazımdır. Fakat belirli bir sektörün tamamına yönelik olan fiiller de bu kapsamda değerlendirilecektir.
Cezai Sorumluluk:
Kötüleme suçunun cezai sorumluluğu iki yıla kadar hapis cezasıdır. Şöyle ki; ceza hükmünün uygulanmasında dikkat edilmesi gereken husus, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uyarınca Kanun’ da özellikle ibaresinden sonra sayılan fiillere aykırılık halinde ceza söz konusu olabilecek, maddede doğrudan sayılmayan ancak haksız fiil oluşturabilecek diğer hallere aykırılık durumunda ise ceza verilmeyecektir.
· 6102 Sayılı Kanun’ da yazılı haksız rekabet hallerinde söz konusu fiillerinden birini kasten işleyenler,
· Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
· Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
· Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
Fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikayeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
Öte yandan, tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız rekabet fiili işlenirse yukarıda yer alan düzenlemeler, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Haksız rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.
KAYNAKÇA:
Rezzan İtişgen, Türk Ticaret Kanunu’ nda Düzenlenen Kötüleme Suçu
Ercüment Erdem, Rekabet Hukuku ve Haksız Rekabet İlişkisi