İstanbul Zeytinburnu'nda bulunan Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde görevli hemşire H.Z. ve asistan doktor S.E. tarafından cinsel saldırıya uğradığını iddia eden sağlık çalışanları şikayette bulundu. 

Şikayet sonrası asistan doktor S.E. gözaltına alındı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık çalışanları bugün hastane önünde basın açıklaması yaparak cinsel saldırıyı kınadı.

"Evde, işte, sokakta taciz ve tecavüz her yerde. Susmayacağız sessiz kalmayacağız" pankartının dikkat çektiği eylemde, hazırlanan ortak açıklama, SES Aksaray Şube Eş Başkanı Yasemin Bakır tarafından okundu.

"Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir" "Verilemeyen inatçı kiloların sebebi böbrek üstü bezleriniz olabilir"

"Bu açıklama, iş yerimizde uzun süredir yaşanan ve ifşa etmek için mağdurları beyana ikna edemediğimiz, gelinen noktada sistematik bir şekilde bu kurumda kadınların maruz kaldığı cinsel saldırıların ve tacizlerin topyekun kamuoyu ile paylaşılması ve ifşa açıklamasıdır" diyerek söze başlayan Bakır, özetle şu ifadeleri kullandı:

"MESAİ ARKADAŞIMIZ TACİZE MARUZ KALDI"

Bu kurumda-mesaisi başında çalışma arkadaşımız, asistan Dr. S.E. isimli erkek fail tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı. Bizler, kadını yönelik türlü saldırıya karşı etkili cezalandırmalar ve hukuksal düzenlemeler diye bağırdıkça, etkin ve köklü çözümler üretebilecek mekanizmalar devre dışı bırakıldığı gibi, göstermelik uygulamalarla sorunlar daha da derinleştirilmekte, cezasızlık politikaları ile kadına yönelik her türlü saldırı zihniyetin cüreti ve cesareti daha da büyütülmektedir.

"YOĞUN BAKIM HASTASI HASTA BAKICININ CİNSEL SALDIRISINA UĞRADI"

Bu kamu kurumunda, bahsettiğimiz 2 yıllık zaman dilimi içerisinde yoğun bakım servisinde yatan bir hasta, hasta bakıcı tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı. Olaya tanık olan çalışanlar bu kişiyi o gece alandan uzaklaştırdı ve hakkında tutanak tuttular.

"HASTANE YÖNETİMİ TEPKİSİZ KALDI"

Fakat kurum idarecileri olayı duydukları anda bu kişiyi iş yerinden uzaklaştırmadıkları gibi, ilgili tutanağı kendilerine referans alarak, varsa herhangi bir ihmal ve eksiklik bunun sorumlularının tüm boyutları ile gün yüzüne çıkarmasını sağlamadılar. Ya da adli bir suç olan bu durumu ilgili mecralara taşımadılar. Çünkü biliyorlardı; kurumun yöneticileri olarak böyle bir soruşturmanın ucu kendilerine de dokunacaktı. Sessiz kalmayı, üstünü örtmeyi, suç ortağı olmayı tercih ettiler. Bu saldırıyı kendileri de ifşa etmediler.

"CİNSEL SALDIRI YAPAN ÇALIŞAN HASTAYI TEHDİT ETTİ"

Saldırıya uğrayan kadın hastamız 3 gün sonra, evet yanlış duymadınız tam 3 gün sonra yoğun bakım servisinden bir klinik servisine transfer edildikten sonra ancak şikâyetçi olarak ifşa etti. Çünkü ilgili saldırgan kendisini yoğun bakım servisinden sağ çıkamamakla tehdit etmişti.

ÖNLEM ALINMADIĞI İÇİN 2 AYLIK HEMŞİRE ARKADAŞIMIZ BIÇAKLI SALDIRIYA UĞRADI 

Bu kamu kurumunda gerekil güvenlik önlemleri alınmadığı için, daha 2 aylık hemşire olan arkadaşımız, pandemide ilgili ve yeterli önlemler alındı imajı yaratılmak için açılan ve merkez binamıza 2 saat uzaklıkta olan, çoğu çalışanın nerde olduğunu dahi bilmediği Arnavutköy Niyazi Kurtulmuş ek binasında bıçaklı saldırıya uğradı ve 6 ay raporla evine gönderilerek üstü örtüldü.

Arkadaşımızın bu saldırıdan tesadüfen kurtulduğunu aylar sonra öğrendik. Yine hiç kimse hakkında soruşturma ve ihmal tartışması yürütülmedi. Güvenlik zafiyeti var dememize rağmen Hadımköy ek binasında her hangi değişikliğe gidilmedi.

GÜVENLİK SORUMLUSU BİRDEN FAZLA KİŞİYİ TACİZ ETTİ, AYLAR SONRA TERFİ ALDI 

Bu kurumda, ismin ve etiketin her şeyin üzerinde olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz iş yerimizde, güvenlik personeli, yani hepimizin güvenliğinden sorumlu olan kişi, birden fazla kadını taciz etti. Tacize uğrayan kadınlar, kurum amirlerine yaşadıklarıyla ilgili bilgilendirme yaptılar, fakat yine üstü örtüldü. Gözden uzak olan, sözden de uzak olur denilerek, biraz önce bahsettiğimiz şehrin neresinde olduğunu çoğu çalışanın bilmediği o ek binaya gönderilerek, suların durulması, olanların unutulmasına terk edildi. Aylar sonrasında terfi alan bu şahıs güvenlik amiri olarak Yedikule de mesaisini doldurmaya devam etti.

"HASTA YAKINIYLA CİNSEL İLİŞKİYE GİRDİĞİ İFŞA OLAN KİŞİ MÜKAFATLANDIRILDI"

Onlarca yıllık tarihsel kimliği ile övünen, bu kamu kurumunda bir hasta yakını, gece nöbetçi hemşire tarafından kandırılarak duygusal ilişkiye sürüklendiğini ve olayın cinsel ilişkiye kadar vardırıldığını kurum amirleri ile paylaştı. Yine ilgili fail gözden uzağa alınarak üstü örtüldü. Hatta gözden uzağa gönderildi demekle haksızlık edilir, 'Mükâfatlandırıldı' denilecek kadar rahat bir yerde çalıştırıldı.

İLK DEFA 1 YILDIR SİSTEMATİK UĞRADIĞI TACİZİ BEYAN EDEN BİR ARKADAŞIMIZ ÇIKTI 

Yedikule’de, marka hastanemizde, 3 gün önce cinsel saldırıya uğrayan çalışma arkadaşımızın yaşadıkları henüz kendisi tarafından ifşa edilmemişken, aynı gün ve birkaç saat öncesinde tarafımıza şu bilgi ulaştı. Yine bir kadın arkadaşımız, 1 yıldır sistematik bir şekilde duygusal ilişkiye zorlanmakta ve tacizlere maruz kalmaktaydı. Üstelik 3 ay önce hastane müdürü ile yaşananları paylaştığını ve hiçbir şey yapılmadığını ifade ediyordu. İlk defa yaşananları kendi ağzı ile çalışma arkadaşlarıyla paylaşan, dayanışma talep eden ve gerekli olan ne varsa yapmak konusunda beyanda bulunan bir kadın arkadaşımız vardı.

"HEMŞİRE ARKADAŞIMIZIN DA DR. S.E.'NİN CİNSEL SALDIRISINA UĞRADIĞINI ÖĞRENDİK"

Sizler ve kamuoyuyla paylaştığımız tüm saldırılar ve üstü örtülen olaylar silsilesi hakkında süreci zorlamamıza rağmen, mağdur arkadaşlarımızın isminin olayla anılmasına dair yaşadıkları tereddütler ve kurum amirlerini karşısına almaya dair çekinceleri yüzünden yaşananları suç duyurusuna dönüştüremedik.

Kadının beyanının esas olduğu bilinci ve ifşa kararının kendisi üzerindeki etkilerinin önemini bildiğimiz için kurum amirleri ile her seferinde yaşananları sözel olarak paylaştık ve yaşananlar karşısında yapılması gerekenler konusunda görüşmeler yaptık. Bizler Yedikuleli kadınlar olarak, elimizde cinsel tacize dair ilk defa beyanda bulunmayı kabul eden bir kadın arkadaşımız üzerinden, kamuoyuna bu olaylar silsilesini ve ihmalleri tüm boyutlarıyla paylaşmayı düşünürken, aynı günün saatler sonrasında hemşire arkadaşımızın Dr. S.E. tarafından cinsel saldırıya uğradığı bilgisiyle sarsıldık.

"YAŞANANLARA SESSİZ KALMAK SUÇ ORTAKLIĞI DEĞİL DE NEDİR?"

Kadınlar her gün üçer, beşer öldürülüyorken ve bu bir sistematik katliama dönüşmüşken, kadınlar evde, sokakta, iş yerinde her türlü şiddet, taciz ve cinsel saldırıya maruz kalıyor derken, üstelik bir kadın için ifşanın, en az saldırının kendisi kadar zor olduğunu biliyorken, yaşananlara sessiz kalmak suç ortaklığı değil de nedir?

Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği isterken, eril zihniyeti yine yeniden üreten akılla hareket etmek suç değil de nedir? Kadınlar öldürülüyoruz diye çığlık atarken ve bu bir soykırım raddesine gelmişken, yok saymak, önlem almamak, adeta failleri affeden yasal uygulamalar suç değil de nedir?

"FAİLİN CEZA ALMASI İÇİN SALDIRININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

Herkes susabilir, herkes gözünü kapayabilir, hatta herkes suç ortaklığını kendine yakıştırıyor olabilir, ama bizler susmayacağız. En son kadın, hakikat ile buluşana ve özgür olana dek bu eril akıl ve onun değirmenine su taşıyanlarla mücadele etmeye devam edeceğiz.

Çalışma arkadaşımız sadece S.E. isimli fail tarafından cinsel saldırıya uğramadı. Her gün duyup sessiz kaldığımız, bakıp görmediğimiz, görüp bir şey yapmadığımız, yapsak da daha fazlasına ihtiyaç olduğunu idrak etmemizin de kurbanıdır. Failin ilgili cezayı alması için yaşanan saldırının sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaşımızı o mahkeme salonuna hiçbir zaman yalnız yollamayacağız."