Ay’a geri dönüş çalışmalarının hız kazanmasıyla birlikte, Avrupa'daki mühendisler, uzay görevlerinin büyük enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla mini nükleer güç sistemi geliştirdi. Bu sistem, Tractebel tarafından yönetilen ve Euratom tarafından finanse edilen PULSAR Konsorsiyumu’nun bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Proje, radyoizotop güç sistemi (RPS) olarak adlandırılan bir teknolojiyi temel alıyor. Sistem, radyoaktif Plütonyum-238 (Pu-238) izotopunun bozunmasıyla elektrik üretiyor ve uzun süre kesintisiz enerji sağlıyor.
PULSAR projesinin geliştirdiği bu mini nükleer enerji kaynağı, özellikle Ay yüzeyinde keşif yapacak araçlar ve yük taşıyıcılar için tasarlanmış. 100 ila 500 watt arasında elektrik gücü sağlayabilen sistem, daha önce kullanılan nükleer batarya ve jeneratörlerden çok daha verimli ve hafif olacak şekilde optimize edilmiş. Sistem, Plütonyum-238'in bozunması sonucu ortaya çıkan ısıyı elektriğe dönüştürmek için iki Stirling motoru kullanıyor. Bu motorlar, yüksek verimlilikle çalışarak Ay'ın zorlu koşullarında bile sürekli enerji sağlıyor.
Ay'ın Zorlu Koşullarına Uyum Sağlayan Tasarım
PULSAR ekibi, Ay’ın aşırı sıcaklık değişimlerine, radyasyon ortamına ve mekanik zorlanmalara karşı dayanıklı bir sistem geliştirmek için kapsamlı mühendislik çalışmaları gerçekleştirdi. Testler sonucunda, sistemin termal-elektrik dönüşüm verimliliğinin yüzde 20’ye ulaşabileceği belirtiliyor. Bu, nükleer enerjinin Ay’da kullanılabilirliği açısından önemli bir kilometre taşı.
Güvenlik de bu projede önemli bir yer tutuyor. PULSAR sistemi, Fransız Guyanası’ndan güvenli bir şekilde fırlatılabilecek şekilde tasarlanmış. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın şu anda Plütonyum-238 üretiminde dışa bağımlı olduğu biliniyor. Ancak PULSAR Konsorsiyumu, Avrupa’nın kendi Pu-238 üretim altyapısını kurarak, uzay keşiflerinde stratejik bağımsızlığını sağlamak için de çalışmalarını sürdürüyor.
Ay’da Gelecek Keşiflerde Nükleer Güç İhtiyacı Artacak
Ay’da yapılacak keşifler, özellikle güneş ışığı almayan kalıcı gölgeli kraterlerde yoğunlaşacak. Bu bölgelerde, güneş enerjisinin kullanılması imkansız olduğu için, nükleer enerjiye olan ihtiyaç giderek artıyor. PULSAR projesi, bu zorlu koşullarda çalışacak keşif araçlarına sürdürülebilir bir güç kaynağı sunuyor. Bu sistem, Avrupa’nın Argonaut Ay iniş misyonuna da katkı sağlamayı hedefliyor ve bu alandaki en büyük enerji sorunlarından birini çözmeye yönelik önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Avrupa'nın mini nükleer güç sistemi, Ay'da sürdürülebilir keşifler yapabilmek için kritik bir çözüm sunuyor. Bu gelişme, Ay’a yönelik uzun vadeli görevlerin başarısını doğrudan etkileyecek ve Ay keşiflerinde yeni bir dönemin kapılarını aralayacak.