Başkent Londra'daki İngiliz yayın kuruluşu BBC önünde toplanıp Başbakanlık ile bazı bakanlıkların bulunduğu Whitehall Caddesi'ne yürüyen göstericiler, İngiliz hükümetini, "İsrail'in Gazze'deki soykırımına suçları ortak olmakla" itham etti ve hükümeti bu ortaklığa son vermeye çağırdı.
Ellerinde, "Özgür Filistin", "Gazze'yi bombalamaya son verin", "Şimdi ateşkes" ve "Katil Netanyahu" yazılı pankartlar taşıyan Filistin yanlısı göstericiler, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de, "soykırımın durdurulması" talebinde bulundu.
Yürüyüşü organize eden Filistin Dayanışma Kampanyasından (PSC) yapılan açıklamada da İngiliz hükümetinin Uluslararası Adalet Divanının (UAD) kararına verdiği yanıtın "kesinlikle utanç verici" olduğu belirtilerek söz konusu yanıtın, mahkemenin kararının önemini ve aciliyetini küçümsemeye çalıştığı kaydedildi.
Açıklamada, İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının askıya alınmasının, "acil tepki" olması gerektiğinin altı çizilerek şu ifadelere yer verildi:
"Ancak İngiliz hükümeti bunun yerine, Gazze'deki ve bölgenin diğer yerlerindeki Filistinli mültecilere temel hizmetlerin sağlanmasında hayati rol oynayan UNRWA'ya yönelik finansmanın askıya alınmasında diğer ülkelere katıldığı vurgulandı. Bu, bir soykırım bağlamında vicdansızlıktır."
"Dünyanın Gazze halkının yanında olduğunu gösterme gibi bir görevimiz var"
Gösteriye katılanlardan Hannah, yaptığı değerlendirmede, "Burada bulunmamızın nedeni, Filistin halkını temsil etmek, İngiliz hükümeti onların yanında olmasa da dünyanın onların yanında olduğunu gösterme gibi bir görevimiz olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Hannah, yürüyüşe her yaştan insanın katılıp, Filistin'e desteğini gösterdiğini vurgulayarak şunları dile getirdi:
"Etrafınıza bakarsanız, her yaştan insan var. Her etnik kökenden, toplumun her kesiminden insanlar bir araya gelmiş durumda ve (Filistinliler) unutulmuş gibi hissetseler de unutulmadıklarını göstermek için onlara destek olmak bizim görevimiz. Hepimiz onların yanındayız ve yıllardır da öyleyiz."
Hannah, İngiliz hükümetine, Gazze'de acil ateşkes talebinde bulunması çağrısında bulundu.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını açıkladı.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 11 bin 500’ü çocuk, 8 bini kadın olmak üzere 27 bin 238 Filistinli öldürüldü, 66 bin 452 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 224’ü karadan işgal sürecinde olmak üzere 561 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 381 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 30 Lübnanlı sivil ve 176 Hizbullah mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 10 İsrail askeri öldü.