Filistin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail'in Gazze'deki durumla ilgili gerçek niyetleri ve hedefleri her geçen gün ortaya çıkıyor; ölüm ya da tehcir seçeneğini dayatıyor.” ifadelerine yer verdi.
Bu yönetimlerin tek anlamının, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki işgalini sahte bahanelerle sürdürmek ve en iyi ihtimalle Batı Şeria'daki durumu kopyalamak olduğu belirtilen açıklamada, "Bakanlık, İsrail hükümetinin bu hedef doğrultusunda sosyal dokunun geri kalanını vurmak, iç çatışma çıkarmak, kendi ajandasını büyük devletlere ve uluslararası topluma dayatmak için kasıtlı olarak Filistinli siviller arasında kaos ortamı yaratma çabasında olduğunu belirtiyor." denildi.
İsrail'in "Batı Şeria ile Gazze Şeridi arasındaki ayrılığı, Filistin'in coğrafyasının ve meşru liderliğinin birliğine yönelik saldırıyı sürdürmeye" çalıştığı aktarılan açıklamada, bazı ülkelerin ve uluslararası yetkililerin, bu içler acısı durumda sivillerin korunması, yardımların ve temel insani ihtiyaçlarının girişini güvence altına alınması için İsrail'e talep ve çağrılarda bulunmaya devam etmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi.
İsrail devlet televizyonu KAN'ın ocak ayında yayınlanan haberine göre, İsrail ordusunun Gazze'deki çatışmalar sonrası dönem için Gazze Şeridi'ni aşiretler tarafından yönetilen bölgelere bölmeyi ve insani yardım dağıtma sorumluluğunu üstlenmeyi içeren bir planı bulunuyor. Bu, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki tüm Filistinli gruplar tarafından reddediliyor.
Filistinli grupların temsilcileri, 29 Şubat-1 Mart tarihlerinde başkent Moskova'da toplanmıştı. Görüşmelerde Filistinli gruplar, Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleşen uzlaşı görüşmelerinin ardından ulusal birliğin gerçekleşmesi için çalışmaya devam etme kararı almıştı.