Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yönettiği İsrail’de, Filistinlilere karşı ayrımcı ve ırkçı politikalarıyla adından sıkça söz ettiren Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Özel Kalem Müdürü Chanamel Dorfman’ın skandal hareketi gündeme oturdu. İsrailli güvenlik görevlileriyle birlikte, ülkenin kuzeyindeki Nasıra kentinde, organize suç kaynaklı bir saldırıda, İsrail vatandaşı 5 Filistinlinin öldürüldüğü olay yerine gelen Dorfman, çok sayıda polis ve bölge sakininin gözleri önünde küçük tuvaletini yaptı.
O anlara ilişkin görüntüler, olay yerindeki bir kişi tarafından kayda alındı. Görüntülerde, Dorfman'ın, Filistinli 5 kişinin öldürüldüğü yerin yakınında bir açık alanda, ulu orta küçük tuvaletini yaptığı görülüyor. Aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir’in ‘sağ kolu’ olarak değerlendirilen Dorfman, bulunduğu yerin hassasiyetini umursamadan tuvaletini yaparken, bölge sakinlerinden biri ona tepki gösterdi.
Dorfman’a hakaret ederek seslenen kişi, “Ayıp sana! Etrafta kadın ve çocuklar varken nerede ihtiyaç giderdiğini görmüyor musun!” diye bağırdı. Bu tepkinin ardından Dorfman, toparlanarak güvenlik görevlilerin yanına döndü.
Söz konusu görüntüler, sosyal medyada yayılırken, aşırı sağcı Dorfman’ın, toplu ölüm hadisesinin yaşandığı yerdeki bu skandal davranışı, tepkiye neden oldu. Sosyal medya kullanıcıları tarafından yazılan yorumlarda, “İnsanlığa saygısızlık”, “İğrenç bir hareket”, “Sam Amca'nın, dünyadaki en saf demokrasiye sahip, Orta Doğu'daki tek müttefiki (İsrail). İşte bir örnek.”, “İsrail ırkçı bir suç devletidir.” gibi ifadelere yer verildi.
Aşırı sağcı hükümet eleştirilerin hedefinde
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in Özel Kalem Müdürü Dorfman’ın giriştiği skandal, İsrail vatandaşı Filistinliler arasında organize suç kaynaklı cinayetlerin arttığı ve bu soruna karşı İsrail hükümetini ihmalkarlıkla suçlayan eleştirilerin yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşti.
Organize suç kaynaklı cinayetler, “48 Arapları” olarak adlandırılan İsrail vatandaşı Filistinliler arasında yılbaşından bu yana 101 kişinin hayatına mal oldu. Filistinliler, ülke yönetimindeki aşırı sağcı hükümeti ve İsrail güvenlik güçlerini, Araplara karşı ayrımcılık yapmakla, organize suç çetelerinin yasa dışı silahlanma faaliyetlerine göz yummakla ve bu suçlara karşı ihmalkar ve ilgisiz davranmakla suçluyor.
Netanyahu hükümetinde, Filistinlilere karşı ayrımcı ve ırkçı politikalarıyla bilinen aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir gibi yetkililerin üst düzey mevkilerde bulunması da İsrail yönetimine karşı tepkileri artırıyor. İsrail'in 1948'de kurulmasıyla yüz binlerce Filistinli zorunlu göçe tabi tutulmuş, bazı Filistinliler ise artık İsrail sayılan sınırlar içinde kalmıştı. Bu nedenle "48 Arapları" denilen bu Filistinliler, bugün İsrail'deki nüfusun yaklaşık yüzde 21'ini oluşturuyor.