Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus yayın kuruluşu Russia Today'in (RT) Arapça kanalına röportaj verdi. Rusya-Ukrayna savaşında 100’üncü güne yaklaşılırken Moskova’dan başta ABD başta olmak üzere Batı’ya yeniden ‘kırmızı çizgi’ uyarısı geldi.
SAVAŞIN TIRMANMASINA YOL AÇACAK
Batılı ülkelerin Ukrayna’ya sağladığı uzun menzilli silahların Rus topraklarını vurmak için kullanıldığına işaret eden Moskova, “Bu durum, savaşın tırmanışına yol açacak” açıklamasını yaptı.
Ukrayna’daki savaşı daha da alevlendirecek gelişmelerin kayda alındığını söyleyen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Ukrayna ile ilgili son gelişmeler, Batılı ülkeleri ciddi bir şekilde uyarmamızı gerektiriyor. Rusya’yı yıpratmak amacıyla Ukrayna üzerinden bize karşı yürütülen vekalet savaş daha önce ilan ettiğimiz kırmızı çizgilere yaklaşıyor. Ukrayna’ya her geçen gün Batı’nın verdiği biraz daha uzun menzilli silahlar, ihtilafı kabul edilemez noktaya taşımaya başlıyor. Kiev yönetimine sağlanan uzun menzilli silahların doğrudan Rusya topraklarını vurmak için kullanılması Batı’nın doğrudan Rusya’ya karşı savaşa dahil olduğu anlamına geliyor” diye konuştu.
"ERDOĞAN SADECE BARIŞIN SAĞLANMASINDAN YANADIR"
Lavrov röportajı sırasında muhabirin, Türkiye ve İtalya'nın Rusya ile Kiev arasında müzakereleri organize etme çabalarına yönelik sorduğu soruyu da yanıtladı.
"Batılı meslektaşlarımızın Zelenski ve Ukrayna halkını bize karşı zafer elde etmek için kullandıklarını defalarca söyledik" diyen Lavrov konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Washington'da Berlin'de, Londra'da ve Varşova'da bu açıkça dile getiriliyor. Operasyon başladıktan sonra Kiev'in müzakere teklifine hemen karşılık verdik. Belarus'ta yüz yüze müzakereler gerçekleşti. Ukrayna'nın müzakerelerden ne elde etmeye çalıştığını anlamaya çalıştık. Birkaç tur sonra İstanbul'da bir oturum önerildi. Bu oturumda ilk kez Ukrayna tarafı tekliflerini kağıda döktü ve biz de Vladimir Putin'e (Rusya Devlet Başkanı) rapor verdikten sonra Ukrayna tarafına temel konularda çalışmaya hazır olduğumuzu söyledik. Ertesi gün askerlerimizin çekilmesiyle başlayan adımdan 3 gün sonra Bucha'da bir provokasyon oldu. İnsanları öldürmekle suçlandık.
Türkiye ve İtalya'nın durumuna gelince. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz 29 Mart'ta yapıldığı gibi Türkiye'nin bu imkanları sağlamaya hazır olduklarını düzenli olarak söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece barışın sağlanmasından yanadır ve buna mümkün olan her şekilde katkıda bulunmaya hazırdır."
İtalya'nın anlaşma planına değinen Lavrov, henüz kendilerine bir belge sunulmadığını ve ortada sadece spekülasyonların bulunduğunu belirtti.
RUSYA NEDEN SURİYE'DE?
Röportajında Rusya'nın Suriye'de bulunma nedenini Esad ile yapılan ikili anlaşmalara bağlayan Lavrov, "Biz Suriye'de ülkenin devlet başkanının ve meşru hükümetinin talebi üzerine buluyoruz. Biz orada Birleşmiş Milletler'in sözleşmelerine uygun olarak bulunuyoruz ve BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararını uyguluyoruz. Buna devam edeceğiz ve Suriye yönetiminin Suriye topraklarının tamamını geri alma çabalarına destek olacağız" dedi.
TÜRKİYE OLANLARA KAYITSIZ KALAMAZ
Lavrov Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlama çabalarına karşı ABD'nin, Suriye'nin kuzeyindeki faaliyetlerini işaret ederek, "Hala kimsenin oraya çağırmadığı ülkelerin ordu birlikleri var orada. ABD askerleri, hala Fırat Nehri'nin doğu yakasının büyük bölümünü işgal ediyor. Orada sözde devlet kurmaya çalışıyorlar, bölünmeyi destekliyorlar ve bölgedeki Iraklı Kürtlerin bir kısmının duygularını kullanıyorlar. Bu şekilde Iraklı ve Suriyeli Kürtleri birleştiren yapıda sorunlara yol açıyorlar. Türkiye tabii bunlara kayıtsız kalamaz. Bu sorunların Suriye'nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde çözülmesini istiyoruz. Kürtlerle de görüşüyoruz. Onları, ABD'nin bir vaatte bulunup nasıl yerine getirmediğini daha dikkatle görmeye davet ediyoruz. Uluslararası meşruiyeti bir kenara bırakın, pragmatik temellere göre de Şam ile ciddi bir diyaloğa girmek ve birlik içindeki bir devlette yaşamı düzenlemek için anlaşma yapmak en iyisi" ifadelerini kullandı.