Uzun süredir Türkiye gündemini meşgul eden ve eğitimi çok derinden etkileyen 'atama bekleyen öğretmenler' sorunu çığ gibi büyümeye devam ediyor. KPSS'den yüksek puan alsalar bile atamaların yetersizliği nedeniyle mesleklerini icra edemeyen öğretmenler artık sabırlarının kalmadığını belirterek yetkililere sesleniyor.
Öğretmenler, senelerce eğitimini aldıkları mesleklerini icra etmek, atanarak işlerini eşit işe eşit hak ve eşit maaş kapsamında gerçekleştirmek istediklerini belirterek yetkililere sesleniyor.
Yıllarca alanlarında eğitim alan öğretmenler hayallerini kurduğu mesleklerini yapmak için uzun süre boyunca KPSS ve atanma stresiyle mücadele etmek zorunda kalmalarına tepki gösteriyor. Ülkemizdeki eğitim sistemi ağır eleştiriler alırken milyonlarca öğretmenin mesleklerini icra etmek için yıllarca atama beklemesi eleştirilerin de odağı oldu.
'Ataması yapılmayan öğretmenler' sorunu çığ gibi büyümeye devam ederken yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in katıldığı canlı yayında öğretmenlikte mülakatın kaldırılmayacağını ancak içeriğinin değişeceği duyurması öğretmenlerin tepkilerini artırdı.
Gelecek nesli adım adım yetiştiren öğretmenlerin atanmak, mesleklerini icra etmek için önlerinde birçok engel olması tepki çekerken atama bekleyen öğretmenlerin psikolojik ve fiziksel olarak zor günler yaşamasına neden oluyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Atanamayan hiçbir öğretmen bırakılmamalı" dedi.
"Ücretli, sözleşmeli veya bir başka ad ve tanım altında hiçbir öğretmen kalmamalı" diyen Bahçeli, etap etap tüm öğretmenlerin kadroya geçirilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, "Kanaatimiz ve kararlılığımız budur. Çünkü öğretmen Türk milletinin varlık güvencesi, istikbal ve istiklal güvenliğidir" dedi.
Bahçeli'nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:
"Ruhu büyük olanların, yaşadığı dönemlere sığmayıp çağlar üstüne sıçrayanların mutlaka rahle-i tedrisinden geçtikleri bir öğretmenleri, bir büyükleri, yalçın bir dağ gibi arkalarında duran muhterem hocaları vardır ve bu durum kaçınılmaz bir hayat gerçeğidir.
İlk kalemi elimize aldığımızda, ilk harfi beyaz sayfalara yazdığımızda, ilk heceyi okuduğumuzda ömür boyu sürecek, bu suretle yaklaştıkça uzaklaşacak, uzaklaştıkça çekim gücünü artıracak bir mücadele de başlamış olacaktır.
Nerede durup nerede sonlanacağını Allah’ın bildiği bu fani hayatın en büyük mucizesi akletmek, buna dayanarak öğrenmek, bundan daha da mühimi sabırla öğretmektir. Tarihin mimarı tek tek insanlardan mürekkep milletler, milletlerin ve medeniyetlerin mimarı da öğretmenlerdir.
Öğretmen demek dünya demektir. Aynı zamanda öğretmen demek cehaletin avcısı, ümitlerimizin kamçısı, öğrenme susuzluğumuzun pınarı, kendimizi ve çevremizi tanıma arayışımızın mihmandarı ve müşahidi anlamına gelecektir.
Biliyoruz ki, eğitim ve öğretim dediğimiz çok boyutlu süreç, satırlar ve sınıflar arasında değil elbette gönüller arasındadır. Öğretmen de gönülleri buluşturan, geleceğimizin hamurunu yoğuran emek, fedakarlık, özveri, merhamet ve aydınlık meşaledir.
Öğretmenlerimizin her daim yanında olacağız. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakılmamalıdır. Ücretli, sözleşmeli veya bir başka ad ve tanım altında hiçbir öğretmen kalmamalı, etap etap hepsi kadroya geçirilmelidir. Kanaatimiz ve kararlılığımız budur. Çünkü öğretmen Türk milletinin varlık güvencesi, istikbal ve istiklal güvenliğidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, görevleri başında hain terör saldırıları sonucunda şehit düşen, ayrıca bir sebeple hayatını kaybetmiş bütün öğretmenlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, çalışan veya emekli tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum.