Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Bakan Şimşek'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı ve onu destekleyici şekilde mali disiplin. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve yeni sanayi politikası öne çıkacak. Sürdürülebilir yüksek büyüme fiyat istikrarıyla mümkündür. Dezenflasyon bu yılın ikinci yarısında başlayacak.
Dezenflasyona geçiş için para politikasında bir normalleşme süreci gerekiyordu, bunu şu anda Merkez Bankamızın ifadesiyle başarmış durumdayız. Dezenflasyonu destekleyecek ilave adımlar atacağız, daha çok maliye politikası ve yapısal reformlar alanında olacak.
Maliye politikası önemli bir bileşen olacak. Enflasyonla mücadele bir süreç, zaman alıyor. Enflasyonu sıkı para, maliye politikası, hedeflerle uyumlu bir gelirler politikası, yapısal dönüşüm ve verimlilik artışı ile düşüreceğiz, sonuçları yılın ikinci yarısında almaya başlayacağız. Faizin durduğu yere oranla para politikası daha sıkı bir durumda.
Bu sene de deprem harcamaları ön planda ama biz önümüzdeki seneden itibaren deprem harcamaları dahil bütçe açığını ciddi bir şekilde yüzde 3'ün altına çekeceğiz. Bu sene harcama ayağına odaklanacağız.
"ENFLASYONU DÜŞÜRMEK BİR SÜREÇ İŞİ"
Enflasyonu düşürmek, şok öncesi döneme dönmek bir süreç işi. Dünyada da böyle. Enflasyonla mücadele bir süreç işidir zaman alıyor. Enflasyon yaz aylarında çok hızlı düşecek. Baz etkisi de var, program etkisi de var.
"BÜTÇE AÇIĞININ MİLLİ GELİRE ORANI YÜZDE 3'Ü GEÇMEYECEK"
Harcamaların gözden geçirilmesi bir süreç işi, tasarruf konusunda çalışmalarımızı nihai bir noktaya getirdik, yakında bazı hususları paylaşacağız ve gereken adımları atacağız. Harcama kontrolü devreye girecek.
Kamuda tasarruf 2024'ün ikinci yarısında güçlü bir şekilde devreye girmiş olacak. Önümüzdeki seneden itibaren bütçe açığı hiç bir zaman milli gelire oran olarak yüzde 3'ü geçmeyecek.
Kayıtdışılık ile ilgili eylem planı açıklamayacağız, uygulama yapacağız, Hazine ve Maliye Bakanlığı çok güçlü bir şekilde sahada olacak. Şoklara karşı Türkiye'nin kırılganlıklarını azaltacağız.
Geçici olarak büyümede yavaşlama olabilir ama bizde hem büyüme potansiyeli güçlenecek, hem de büyüme performansı dünyaya oranla orta-uzun vadeli perspektifte çok güçlü şekilde seyretmeye devam edecek.
Bu sene OVP'de yüzde 3,1'lik cari açık öngörümüz var ama çok büyük ihtimalle yüzde 2,5'in altında olacak. Bütçede de açık öngörümüz yüzde 6,4; ama bizim hedefimiz yüzde 5'in altı.
Enerjide dönüşüm önemli bir alan; Bu sadece dünyada moda olduğu için değil, Türkiye için bir zaruret. İkiz açığı çok daha yönetilebilir bir patikada yürüteceğiz. Nükleer santralin devreye girmesiyle birlikte dışa bağımlılık büyük oranda azalmış olacak.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AR-GE'YE ÖNCELİK VERECEĞİZ"
Önümüzdeki yıllarda belki ülkemizin yüzde 20-25 ihtiyacını Türkiye'de üretilen doğal gaz ve petrolden karşılayabileceğiz. Cari açık iyileşmesi tamamen makroekonomik politikalarla ilişkili. Katma değer zincirinde arzuladığımız yerde değiliz. Türkiye şu anda çok güçlü bir şekilde savunma sanayinde yüksek teknolojili ürünler üretiyor. Savunma sanayinde önümüzdeki yıllarda dünyada ilk beşe girmeyi öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde AR-GE'ye öncelik vereceğiz.
Yeşil ekonomide potansiyelimiz büyük. Büyüme sorunumuz yok ama büyümenin kompozisyonunu değiştirmekte kararlıyız. Dezenflasyon sürecinde büyüme bir miktar yavaşlayabilir, bunu biz geçici bir dönem olarak görüyoruz.
KUR OYNAKLIĞI AZALDI
Program tam bizim planladığımız çerçevede çalışıyor, bazı alanlarda öngördüğümüzden çok daha iyi çalışıyor. Gelecek sene bu vakitlerde belki çok daha farklı konuları konuşuyor olacağız. Kur oynaklığı azaldı. Çok büyük ihtimalle ilk çeyrekte net ihracatın katkısı pozitife dönecek.
Yılın ikinci yarısından itibaren iç talep yumuşarken, dış talepteki toparlanmayla birlikte net ihracat pozitife dönecek, büyümede yumuşak bir geçiş yaşayacağız ama makul düzeyde kalacak ve dezenflasyon süreci başlamış olacak.
NET PORTFÖY GİRİŞİNDE CİDDİ ARTIŞ VAR
Ekonomide dengelenme başladı, programın çalıştığının en güzel gösterge budur, önümüzdeki çeyreklerde çok daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor. Yıllıklandırılmış cari açık bu sene 25 milyar doların altına inecek. Net portföy girişinde ciddi artış var. Rezervlerde bir toparlanma var; Tabii ki bu bir süreç işi. Türkiye'nin kaynağa erişim sorunu yok; Dünyada Türkiye ekonomisine çok ciddi bir güven var. Rezervlerde arzuladığımız yerde değiliz, biriktirmeye devam edeceğiz.
Enflasyon yıllık olarak yaz aylarında baz ve programın etkisiyle çok hızlı düşecek. Piyasanın enflasyon beklentileriyle hedeflyerimiz arasındaki fark yaz aylarında kapanacak. Bütün kredi derecelendirme kuruluşları "bu program sayesinde notu artıracağım" diye pozitif görünüme geçtiler, yetmedi bir kuruluş notumuzu hem artırdı hem pozitife çevirdi. Pazartesi günü bütün bu rating kuruluşlarının üst düzey yöneticileriyle çok kapsamlı ayrı ayrı toplantılar yapacağım.
"ORTA-UZUN VADELİ PERSPEKTİFİNDE KÖTÜMSERLİĞE YER YOK"
Programın güçlü uygulanmasının devamıyla birlikte Türkiye'nin kredi notuna artış geleceğine inanıyorum. Biz doğruları yapacağız, eninde sonunda bu doğruların takdir edileceğine inanıyorum. Türkiye ekonomisine ilişkin orta-uzun vadeli perspektifinde kötümserliğe yer yok. Dışarıdaki yatırımcıların önümüzdeki dönemde ilgisinin artacağına inanıyorum.
Bu sene "Yüksek Gelirli Ülkeler" grubuna Dünya Bankası tanımına göre girme ihtimalimiz var, ama olmazsa OVP döneminde gireceğiz."