Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Bu ülkede kimi sendikaların, vesayete ortam hazırlamak için piyan olarak kullanıldığını gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların; demokrasiyi korumak yerine 5'li çete olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Milletin seçtikleri karşısında, 'ordu göreve' pankartlarıyla sıraya giren sendikalar gördük. Marjinali yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere destek veren sendikalar gördük. İnsan hayatını, özgürlükleri, emekçinin haklarını savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran sözde sendikalar gördük.
Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne demokrasimize katkımızın olmadığını göstermiştir. Türkiye'de bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü ve itibarı kalmamıştır. Ülkemiz son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur.
Seçimler öncesinde 'hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniliyordu. Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük. Şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenleme ile görevlerinin başına dönecekler.
Milletimizin her bir ferdine hizmet ettik. Kimseyi ötekileştirmedik, dışlamadık. Kimsenin inancına, hayat tarzına müdahale etmedik. Bize oy versin vermesin tüm vatandaşlarımız hakkına hukukuna samimiyetli riayet ettik. Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden herkesin faydalanmasını sağladık.
Konut edindirme yardımı, (KEY) yıllarca vatandaşımızdan kesilen 3,5 milyar liranın günümüz rakamları ile 20,3 milyar liranın hak sahiplerine ödemesini biz gerçekleştirdik. Ey CHP, sizler halkımızdan bu paraları topladınız. Biz bunları tekrar sahiplerine ödedik.
Tasarrufu teşvik hesaplarında toplanan 17,1 milyar lira tutarındaki kaynağı çalışanlarımıza biz ödedik biz.
Ne dedik, devlet vatandaşına borçlu olamaz. Altılı Masa'da olanlar var ya, onlar bu süreci iyi bilirler. İçlerinden bir tanesi var, "Devlet olarak bunu ödeyeceksin" diyen benim. Bu talimatı veren benim. Bunları şakır şakır ödedik.
Bugüne kadar, küresel ekonomik şartlar nasıl olursa olsun, kamu görevlilerimizi enflasyon karşısında asla ezdirmedik. İmkanlarımızı zorlama pahasına tüm kamu personelimize sahip çıktık.
Göreve geldiğimiz 2002'de en düşük devlet memuru aylığı sadece 392 liraydı, biz bunu 9 bin 105 liraya yükselttik.
Kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Birileri polisinden savcısına, öğretmeninden hâkimine kadar bütün kamu görevlilerimizi tehdit ederken biz sizler için çalışmaya devam ediyoruz.
Muhalefetin çapsızlığı karşısında rehavete kapılmadan milletimizin aydınlık yarınları için ter döküyoruz. 20 yıldır altyapısını hazırladığımız güçlü ve büyük Türkiye'yi hep birlikte inşa etmekte kararlıyız.