Erbaş, yazılı açıklamasında, Hicri takvime göre muharrem ayının 10'uncu gününün Aşure Günü olarak anıldığını, bu günün insanlık tarihi ile Müslümanların zihin ve gönül dünyasında önemli hatıralar barındırdığını bildirdi.
Hicri 61 yılının 10 Muharrem'inde "müminleri asırlardır derin bir hüzne boğan Kerbela hadisesi"nin yaşandığını aktaran Erbaş, "1384 yıl önce bugün, Peygamber Efendimizin 'Cennet gençlerinin efendisi' buyurduğu torunu Hz. Hüseyin ve beraberindeki 70'den fazla yaranı çeşitli işkencelere maruz bırakılarak Kerbela'da şehit edilmiştir. İslam tarihinin en hazin olaylarından biri olan Kerbela faciası, dünyanın neresinde olursa olsun, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun ümmet-i Muhammed'in ortak matemi, ortak acısıdır." ifadelerini kullandı.
Yürekleri ehlibeyit muhabbetiyle dolu müminler için Hz. Hüseyin sevgisinin ayrı bir yeri olduğuna işaret eden Erbaş, Kerbala'yı doğru okumak ve anlamak için Hz. Hüseyin'i iyi tanımak gerektiğini, Hz. Hüseyin'in, Kur'an ve sünneti hayatına rehber edinmiş, hak ve hakikat yolunda mücadele ederek bu uğurda şehit olmuş mümtaz bir şahsiyet olduğunu kaydetti.
Hz. Hüseyin'i sevmeyi, "onun şahsında somutlaşan değerleri ve destanlaşan erdemleri yaşama ve yaşatma gayreti içinde olmaktır." diye tanımlayan Erbaş, "Hz. Hüseyin'in yolundan gitmek, doğruluk, sadakat, samimiyet içinde olmaktır. Özü sözü bir olmaktır. Adaleti ayakta tutmak ve iyiliği yaymaktır. Hz. Hüseyin'in temsil ettiği değerleri yaşatmanın mücadelesini vermektir. Bu da ancak cahillikten, şiddetten, yalandan, riyadan, fitneden, fesattan ve bencillikten uzak durmakla mümkündür." değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, Kerbela'nın, pek çok yönüyle müminlere hatırlatmalarda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce Kerbela, bizlere İslam ahlakıyla ahlaklanmanın, insan-ı kamil olmanın önemini hatırlatmaktadır. Kardeşlik hukukunun ve ahlakının değerini hatırlatmaktadır. Aynı medeniyetin aynı kıbleye yönelen insanları olarak birlik ve beraberliğimize sahip çıkmanın, birbirimize olan muhabbeti güçlendirmenin kıymetini hatırlatmaktadır.
Bugün bizlere düşen, öncelikle Kur'an ve sünnetin rehberliğinde güçlü bir kardeşlik bilinci geliştirmektir. Duygu, düşünce, söz ve davranışlarımızla birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirmenin gayreti içerisinde olmaktır. Bizleri bir arada tutan değerlere suikast sayılacak her türlü söylem ve eylemden uzak durmaktır. Böylece yeni acıların yüreklerimizi yakmasına, yeni Kerbela'ların vahdetimizi yıkmasına fırsat vermemektir.
Bu duygu ve düşüncelerle başta Hz. Hüseyin ve Kerbela mazlumları olmak üzere asr-ı saadetten günümüze kadar din, iman, vatan ve mukaddesat uğrunda fedayı can eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Muharrem ayının ve Aşure Günü'nün birliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirmeye vesile olmasını, Müslümanların huzur, barış ve güven içerisinde bir hayat yaşamasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."