Ülkemizin farklı illerinde değişik nedenlerle - yapı kayıt belgeleri iptal olanlar, yapı kayıta başvuramayanlar, pandemi ve depremler sürecinde şehir dışına kaçıp müstakil ev yapmak zorunda kalanlar olmak üzere - imar mağduriyeti yaşayan vatandaşlar sosyal medya üzerinden bir araya gelerek Yapı Kayıt Mağdurları Platformu adı altında yaşadıkları mağduriyetin çözülmesi için yetkililere sesleniyor.
05.06.2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "İmar Barışı" olarak bilinen ve milyonlarca konutun imar ve iskân sorununu çözmesi hedeflenen Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin detayları açıklarken, ''Yaklaşık 15 milyon insan imar sorunları nedeniyle devletle ihtilaflı, kavgalı, bir türlü mahkemelik. İnsana böldüğümüzde 50 milyon ediyor." diyerek bu konunun çok büyük toplumsal bir mesele olduğunu işaret etmişti. Bu konuşmanın üzerinden yıllar geçti ancak yapı kayıt belgesi mağdurları ve devlet daireleri arasında davalar henüz sonuçlanmadı.
Vatandaşlar, müteahhitler tarafından kandırılarak imar izni olmayan evler satın aldı. İmar Barışı döneminde ortaya çıkan gerçekle hayal kırıklığına uğrayan yapı kayıt mağdurları bedelini ödeyerek aldıkları evlerinden çıkartılma korkusuyla karşı karşıya kalırken bitmek bilmeyen mahkeme süreleri, masrafları altında da ezilmeye devam ediyor. Yapı kayıt mağdurları, ücretini ödeyerek aldıkları evlerinin yıkılma korkusuyla beklemek yerine devlet dairelerine müracat ediyor. Ancak o kapıdan diğer kapıya gönderilirken ellerinde uzun süren mahkeme süreçleri ve mevcut koşullarda yaptıkları harcamaların borçları kalıyor sadece.
Yapı Kayıt Mağdurları Platformu çatısı aldında bir araya gelen vatandaşlar, bu süreçte zor durumda olan ailelerin sorunlarını ve yaşadıkları sıkıntıları gündeme taşımak, yetkililere seslerini duyurmak ve evleri için verilen telafisi olmayan yıkım kararlarını durdurmayı amaçlarken şu sözlerle yetkililere sesleniyorlar:
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere, tüm siyasi büyüklerimizden ve devletimizden talebimiz; tapulu yerlerimizde bulunan yuvalarımız yıkılmasın. Devletimizden beklentimiz yıkım değil, depreme dayanıklı olması şartı ile evlerimizin ruhsatlandırılmasına yönelik alternatif bir yol ve çözüm bulunmasıdır. Aksi halde milyonlarca vatandaş maddi ve manevi olarak büyük sıkıntılar yaşayacak ve devletine küsecektir. Bizler devletimizi seviyoruz ve devletimizden çözüm bekliyoruz. Kendi tapulu yerlerimizdeki yuvalarımız için verilen yıkım kararları durdurulmalı, hakkımızda açılan davalar, cezalar iptal edilmeli ve yeni bir düzenleme ile bu yaşanan sorunlar çözülmelidir. Geçmiş dönemlerde imar affından yararlananları, şehirlerde rant elde etmek için kaçak kat çıkan bunu fırsata çeviren müteahhitlerle kendi arsasında basit bir veya iki katlı müstakil ev yapanları birbirinden ayırmak gereklidir. Çünkü hiç kimse kendi ailesinin yaşayacağı evi inşa ederken malzemeden çalmaz, kötü malzeme kullanmaz. Aksine sağlam yapmak için elinden geleni yapar. Bu nedenle vatandaşın kendi arsası üzerinde evler depreme dayanıklı olup olmadığı test edilerek gözden geçirilmeli ve depreme dayanıklı olanlar ruhsatlandırılmalı, olmayanlar ise kentsel dönüşüm yada yada güçlendirme sürecine sokulmalıdır, zira bilindiği üzere kayıt altına alınmayan evlerin kentsel dönüşüm sürecinden yararlanması kanunen mümkün değildir.
Yapı kayıt mağdurları sosyal medya hesaplarından yetkililere seslenirken evleri hakkında da şu açıklamalarda bulunuyor:
''YAPI KAYIT ALTINA ALINACAK EVLER HAKKINDA:
1- SEBEPLER
- Vatandaş artan nüfusa karşın 40-50 yıl imar çalışması yapılmayan tapulu yerine müstakil bir ev yapmak için izin alamadı
- Yada önüne mali ve bürokratik yükler çıkarıldı
- Pandemi ve deprem gibi durumlarda insanlar acilen arsasına bir müstakil ev yapıp sığınma ihtiyacı hissetti
- Balkon kapama vb eklentiler şikayetler üzerine dava konusu oldu
2-EVLERİN ÖZELLİKLERİ
- Özel mülk üzerinde
- Çoğu az katlı, prefabrik yapılar da var
- Karmaşık mühendislik ve statik hesapları gerektirmeyen az katlı basit risksiz yapılar
- Yap-sat kaygısı olmadan kişiler kendi ailesi için yaptığından malzemeden çalınan çürük yapılar degil. Depremde bu tür yapılar ayakta kaldı.
3-TALEPLER
- 31.12. 2022 ye kadar yapılan evlerin kontrol edilerek sağlam olanlarının yapı kayıt altına alınması diğerlerinin güçlendirme ve kentsel dönüşüme sokulması
- Hisseli tapularda (ortak mülkiyetler hariç) muafakatname istenmemesi
- Mahkeme ve para cezalarının iptali ve onun yerine yapı kayıt bedeli alınması
4-KAMU YARARI
- Milli ve bireysel servetin korunması
- Olan ve olması beklenen depremlerde bu az katlı evlerin konut stokunu desteklemesi
- Vergi ve kamu geliri sağlaması
- Kentlerdeki nüfusu azaltması
- 2018 imar barışı yasasında belirtilen alanlara yapılaşmaya izin verilmemesi
5-ÇÖZÜM
- İleride, yeni yerlerin imara açılmasıyla teşviklerle, bürokratik ve mali yüklerin hafifletilmesi ile izinsiz yapıların önüne geçilebilir, yıkım çözüm değildir. Her bölge için hazır ücretsiz projeler üretilmelidir. Vatandaşa yasaklar yerine yer ve imkan gösterilmelidir.''
Yapı kayıt mağduriyeti Meclis'e taşınacak!
Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, yapı kayıt mağdurları için soru önergesi verdi.
Milletvekili Doğan Demir, "Ülkemizin bir deprem ülkesi olmasına rağmen yürürlüğe sokulan ve 6 Şubat 2023 tarihinde büyük kayıplar vermemize neden olan depremde ortaya çıkan tablodan da anlaşılacağı üzere, bakanlığınızın ve iktidarın İmar Barışı politikasının ne denli zararlı sonuçlar ortaya çıkardığını maalesef görmüş bulunmaktayız." ifadelerini kullandı.
Milletvekili Doğan Demir'in soru önergesi şu şekilde:
Sağlıklı bir şekilde bina deprem dayanıklılığı testleri ve titiz bir yapı denetim kontrolleri yapılmaksızın “İmar Barışı” adı altında kusurlu ve ruhsatsız yapıların kullanımına izin verilmiştir. Bu süreç içerisinde Yapı Kayıt Belgeleri için başvuruda bulunarak ücret yatıran vatandaşlarımızın bir kısmının Yapı Kayıt Belgeleri iptal edilmiş ve yatırmış oldukları ücretler geri ödenmemiştir. Son imar barışı düzenlemesinin bulunduğu, 3194 Sayılı Kanun'un 16. geçici maddesinde; yapı kayıt belgesi almak için ödenen miktarın; belgenin iptal edilmesi halinde geri ödenmesine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Yapı Kayıt Belgeleri iptal edilmesi ve yatırdıkları ücretlerin iade edilmemesi sebebiyle mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız çözüm arayışı içerisindedirler. Üstelik mağduriyetlere sebep olan bu işleyiş aynı zamanda Anayasamızın 125. Maddesinde bulunan “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmüne de aykırı bir işleyiştir.
Yine aynı süreç içerisinde başvuruda bulunan ve Yapı Kayıt Belgeleri onaylanan milyonlarca vatandaşımız ise tapularını alamamışlar ve mağdur olmuşlardır. Vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik hiçbir adım atılmamış ve bilgilendirilmemişlerdir.
Bu bağlamda;
1- Bakanlığınıza Yapı Kayıt Belgesi için toplam kaç kişi başvurmuştur ve Yapı Kayıt Belgesi onaylanan kişi sayısı kaçtır?
2- Yapı Kayıt Belgeleri onaylanan vatandaşlarımızın tapuları ne zaman verilecektir?
3-Bakanlık tarafından, yapı kayıt belgeleri iptal edilen kaç kişi vardır?
4-Yapı kayıt belgeleri iptal edilen kişilerin yatırmış olduğu toplam ücret kaç liradır?
5-Bakanlığınızın yapı kayıt belgeleri iptal edilen kişilerin yatırmış olduğu ücretlerin iadesine yönelik bir çalışması var mıdır, var ise iadeler ne zaman yapılacaktır?