11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nde, her kız çocuğunun güvende ve mutlu bir yaşam hakkını hatırlıyoruz. Ancak, Türkiye'de ve dünyanın pek çok yerinde kız çocukları, bu temel haktan mahrum kalıyor.
Ayşenur Halil, İkbal Uzuner, Münevver Karabulut, Narin Güran ve Sıla Bebek... Bu ve bunun birçok kız, sadece temel hakları yaşamak olan kız çocuklarıydı. Korkunç cinayetler, hayallerini yarım bıraktı. Onların anısını yaşatmak, hepimizin sorumluluğudur. 14 gündür kayıp olan Rojin Kabaiş için arama çalışmaları devam ederken genç kızın başörtüsü Van Gölü kenarında bulundu.
KIZ ÇOCUKLARI, ÇOCUKLUKLARINI YAŞAMALI
Kız çocuklarının güvenliği, sadece ailelerin değil toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Şiddet, istismar ve çocuk yaşta evlilikler gibi sorunlarla mücadele etmek başta devletin ve toplumun elinde. Eğitim, bir kız çocuğunun geleceğini güvence altına almanın temel yolu. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde eğitim imkanlarına erişim hala kısıtlı. Eğitim hakkının sağlanması, toplumun gelişimi açısından çok önemli.
Kız çocukları, çocukluklarını yaşamak zorunda. Erken yaşta evlilikler, birçok çocuğun hayatını olumsuz etkiliyor. Bu durumu değiştirmek için sesimizi yüksetmemiz gerekiyor.
ÇOCUKLARI KORUMAK İÇİN BİRÇOK KURUM VAR
Türkiye’deki güvenlik sorunları sürerken, savaş bölgelerindeki kız çocukları çok daha ağır şartlarla karşılaşıyor. Filistin, Suriye ve Afganistan’daki kız çocukları, eğitimden ve sağlık hizmetlerinden yoksun kalıyor.
Çocukları korumak için çalışan birçok kurum var. UNICEF, Save the Children gibi organizasyonlar, çocukların güvenliğini ve eğitimini sağlamada önemli rol oynuyor. Desteklemek, bu mücadelenin bir parçası olmaktır.