TBMM Genel Kurulunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerinin görüşmeleri sürüyor.
Bütçeler üzerinde HDP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, "Ekonomide 'dış mihraklar' bahanesi nasıl beceriksizliğin, iş bilmezliğin kanıtı ve içe kapanmanın göstergesi ise tarımda da rekolte kaybını, fiyat istikrarsızlığını kur ve kuraklık bahanesine sığınarak izah etmek, aynı iş bilmezliğin ve beceriksizliğin kanıtıdır." ifadesini kullandı.
Turan, sözlerini şunlara değindi:
"Tarım bütçesinde küçük ölçekli üreticiler yok, topraksız köylüler yok, kadın çiftçiler, mevsimlik işçiler yok; sermayedarlar, tüccarlar var ve esasen bütçe de yok hükmündedir. Eğer bütçe kanunu dikkate alınacaksa bir ek bütçe ihdası zorunludur. Zira orta vadeli programda doların 9,27 lira üzerinden tasarlanmış olan tarım bütçesi, şu anda doların 14 liraya çıkmış olması sebebiyle kadük kalmıştır. Bütçe kanununa göre, bir ek bütçenin mutlaka yapılması gerekiyor. İşte, onu söylüyorum, bakan bize karşı gayet cebbar biçimde savunduğu bütçesini dolara karşı savunamıyor."
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, "Çok değil, son üç ayda yaşananlar AKP, saray iktidarının tabutuna çiviyi çakmıştır. Bu iktidar artık siyaseten yaşayan bir ölüdür." dedi.
Bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu anımsatan Ersoy, "Sevgili Aysel Tuğluk; insan hakları savunucusu, meslektaşım ve bu sıralarda sizinle beraber oturan bir milletvekili. Aysel Tuğluk'a anlatılanları bir kez daha, yeniden duyun. O, hukuksuz yere cezaevine attığınız yerden annesinin cenazesine gitti ve orada ırkçı, faşist saldırıları gördü, onları duydu ve annesinin gömüldüğü yerden çıkartıldığına tanık oldu. Sevgili Aysel'in yüreği de aklı da almadı ve o günden itibaren hastalığı gittikçe derinleşiyor. Ben size gerçekten, buradan soruyorum: Bu, neyin intikamıdır? Siz bu kadar kötülüklerle nasıl yaşayabiliyorsunuz? Adalet sizin keyfiliklerinizi, yolsuzluklarınızı, hırsızlıkları örtmek için kullanılan bir örtü sadece sizin için. Bir de sarayda oturanın kişisel ve siyasi amaçları için kullandığı bir sopa." görüşünü savundu.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu belirterek, Türkiye'de insan haklarının zerresinin bulunmadığını öne sürdü.
"Kandıra 1 Nolu Hapishane'de Garibe Gezer dün yaşamını yitirdi." diyen Gülüm, Garibe Gezer'in fotoğrafını milletvekillerine gösterdi. Gülüm, "Garibe, yaşamını yitirmeden önce yaşadığı cinsel şiddeti ve fiziksel şiddeti sorduk, 'Tedbir alın' dedik; yapmadınız. Garibe'ye cinsel saldırıda bulunan ve işkence suçu işleyen gardiyanlar ve hapishane idaresi hakkında 'Soruşturma açın, tekrarlamasınlar.' dedik. Bırakın soruşturma açmayı, bilgi bile edinme gereği duymadınız. 'Tek başına hücreye koymayın.' dedik; yapmadınız ve dün ölüm haberini aldık." ifadelerini kullandı.
Gülüm'ün konuşmasının ardından HDP milletvekilleri, eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk ve Garibe Gezer'in fotoğraflarının olduğu dövizleri açtı.
TBMM Başkanvekili Celal Adan ise "Sayın milletvekilleri, Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart benzeri materyal getirmek ve kullanmaktan dolayı Meclisten geçici çıkartma kararına beni mecbur etmeyin." diyerek milletvekillerini uyardı.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kendisinin Meclis'te Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e en çok soru soran milletvekili olduğunu belirterek, sorularının yüzde 80'ine cevap verilmediğini söyledi. Gergerlioğlu, "Neden cevap verilmiyor? Çünkü ihlaller ortaya çıksın istenmiyor. Cevapların çoğu da zaten 'Şu linki okuyun, orada cevap vardır.' şeklinde. İhlalleri, cezaevindeki sıkıntıları öğrenmemiz istenmiyor ama biz sonuna kadar gayret ederek bunları öğrenmek istiyoruz." dedi.
Gergerlioğlu, bazı cezaevlerinde yaşandığını öne sürdüğü sorunları anlattı.
"Kürt düşmanı olanlar, Kürtleri katleden PKK ve yardakçılarıdır"
HDP milletvekillerinin konuşmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu belirterek, "Bu münasebetle bütün milletimizin İnsan Hakları Günü'nü tebrik ediyorum." diye konuştu.
19 yıllık AK Parti iktidarları döneminde insan hakları, demokrasi ve özgürlükler alanında sessiz devrimlere imza attıklarını, kalkınmayla ilgili de destanlar yazdıklarını vurgulayan Akbaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hakikaten büyük işler başardık. Ancak bu İnsan Hakları Günü'nde hep beraber milletçe bütün terörü, teröristleri, terör örgütlerini lanetleme ortak noktasında buluşmamızın bir hakikat olduğu da hep beraber idrak edilmeli ve ifade edilmelidir. Şunu ifade etmek isterim ki asla ve kata bizler Kürt düşmanı değiliz, Kürtçe düşmanı değiliz. Kürt düşmanı olanlar, Kürtleri katleden PKK ve yardakçılarıdır. Sonuç itibarıyla hakikaten Kürt düşmanı olanlar, Kürtleri öldürenlerdir, Diyarbakır analarının sesine kulaklarını tıkayanlardır. Kürt düşmanı olanlar bölgeye yatırımı engellemeye kalkanlardır; Kürt düşmanı olanlar PKK'ya, teröre 'terörist' ve 'terör' diyemeyenler, onları lanetleyemeyenlerdir. Şunu herkes bilsin ki emperyalistlerin vekalet savaşını yürüten PKK, Kürtlerin en büyük düşmanıdır. Emperyalistler de onların destekçileri olarak teröre, teröriste destek veren herkes bilsin ki asla ve kata teröre geçit verilmeyecektir."
Yerinden söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "Diyarbakır annelerinin sesini de Türkiye'deki bütün annelerin sesini de soluğunu da yüreklerinde hisseden parti biziz, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Türkiye'yi bölgesinde ve dünyada "bütün kötülüklerin anası" olarak göstermeye çalışmanın ağır bir bühtan olduğunu, bunu şiddetle ve lanetle kınadıklarını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "Sayın Akbaşoğlu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü andı, çok mutlu oldum yani çok sevindim ama İnsan Hakları Günü'nü kutlayabilmesi için bir insanın AİHM kararına rağmen bu kararlara uymayan bir hükümetin arkasında da kurşun asker gibi durmaması lazım. AİHM kararlarına rağmen Demirtaş'ın, Kavala'nın halen cezaevinde tutulduğu bir tabloda bu tutulmayı gerçekleştiren siyasi iradenin çok insan haklarından bahsetmeye hakkı da yoktur." ifadelerini kullandı.