Adana'da 50 yaşındaki eğitimci İbrahim Ulusoy, Yüreğir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ekayıt ve proje koordinatörlüğü görevi ile Kiremithane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcılığı görevini yürütürken dönemin Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel'in yönlendirmesiyle 5 yıl önce boynuz işleme sanatıyla zihgir yapımını öğrenmeye başladı.
Yüreğir'de 3 yıl önce kendi atölyesini kuran Ulusoy, kesimhanelerden aldığı manda, boğa, keçi gibi hayvanların boynuzlarını işledikten sonra boyayarak takı ve süs eşyaları ile bıçak ve kılıç kabzaları yapıyor.
Hayvan boynuzlarından zihgir de yapan Ulusoy, geç öğrendiği el sanatını gelecek kuşaklara aktarmak istiyor.
Ulusoy, 5 yıl önce icra ettiği el sanatına çırak olarak başladığını ve ilk eserlerinin okçuların baş parmağının korunması amacıyla boynuzdan yapılan zihgir olduğunu belirtti.
Boynuzla zihgir yapımının ardından aynı materyalle kılıç ve bıçak kabzası, takı ve süs eşyası yapımının da yaygınlaştığını anlatan Ulusoy, boynuzun yanı sıra hayvan kemiklerinin de bu tür eşyaların yapımında yer aldığını söyledi.
"UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları listesinde gireceğim"
İnşaat teknik öğretmeni olarak ahşap ve onunla yapılan biblo gibi eşyalara, oymacılığa yabancı olmadığını, ancak zihgir ile boynuz ve kemik işlemeciliği hakkında bilgisi olmadığını anlatan Ulusoy, Kaymakam Genel ile tanıştıktan sonra konuya merak salıp bu sanata başladığını bildirdi.
Ulusoy, şunları söyledi:
"Teknik öğretmenlikte ahşap işleme de vardır. Ahşap ile değişik objeler yaparken Genel'in isteğiyle atölye kurulmasında onunla tanıştım. Onun zihgir yaptığını fark ettim. Onun çalışmalarına hevesle yardım ettim. Bunun üzerine bana 'Sizin bu işe el yatkınlığınız çok iyi. Neden buna devam etmiyorsunuz?' dedi. Ben de onun yönlendirmesiyle başladım. Ustam Fatih Genel'in çırağıyım. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu sanatta Kültür ve Turizm Bakanlığı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları listesine gireceğim. Ustamın elinden bayrağı aldık. Bayrağı bir şekilde daha ileriye taşımak için eserler yapmaya çalışıyoruz. Bu sanatı gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum."
"Geleneksel okçuluğa hizmet ediyorum"
Ulusoy, atölyesini vakit geçirme, hobi amaçlı kurduğunu, eserlerini de bu yönde verdiğini belirtti.
45'inden sonra bu sanata başlamasının, sanatı hobi olarak görmesinde etkili olduğunu ifade eden Ulusoy, "Bu sanatla uğraşırken aynı zamanda geleneksel okçuluğa hizmet ediyorum. Hiçbir şey yapamasam da şu anda tıp fakültesine okuyan iki çocuğum var. İkisi de at üzeri ok atabiliyorlar. Dolayısıyla bu sanatın bir sonraki nesillere aktarılmasına çocuklarımla başlamış olduk." dedi.
Ulusoy, eserlerinin her birinin kendisi için ayrı bir değeri olduğunu, sanatını maddi olarak değerlendirmediğini, hobi amaçlı kurduğu atölyede bu sanatı devam ettirmeye kararlı olduğunu sözlerine ekledi.