Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, üyelerini diri tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak amacıyla avukatlar ve sosyal medya grubu üzerinden oluşturduğu güncel yapılanmasına yönelik davada toplam 14 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sanık Adnan Oktar, tutuklanmasının hukuksuz olduğunu öne sürerek hakkındaki cinsel istismar iddialarının da asılsız olduğunu dile getirdi.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Bir kısım tutuksuz sanık ise duruşma salonunda hazır bulundu.
"TÜRKİYE'NİN EN ÜNLÜ CEZA PROFESÖRLERİ 'BU DAVADA SUÇ YOK' DİYORLAR"
Duruşmada savunma yapan sanık Oktar, tutuklu kalmasının bir nedeni olmadığını savunarak, "Bana hüküm verildi ve ben zaten tutukluyum. Gasp yok, yaralama yok, tehdit yok. Tamamen boş neden ve amaçtır. Türkiye'nin en ünlü ceza profesörleri de 'bu davada bir suç yok' diyorlar, inanılır gibi değil, bu ciddi bir suç ve kimse bunu kaideye almıyor. Mahkeme de ben ve arkadaşlarımın suçsuz olduğunu biliyor" dedi.
Tutukluluğunun hukuksuz olduğunu ileri süren Oktar, "Ben mahkemeye hazırlanmak için duruşmaya katılmak istiyorum ama bu mümkün değil. Savunmam bloke oluyor, nefes alamıyorum. Amaç şu; avukatlarımı tutuklamak ve basın tarafından korku oluşturmak" ifadelerini kullandı.
“YÜZÜMÜ GÖRMÜYORSUNUZ VE SAMİMİYETİME İNANMIYORSUNUZ”
Oktar savunmasının devamında, "Bir avukat tutmak istedim, memur bana, 'örgüt genişletmek istiyor' dedi, siz de buna inandınız. Bu baş edilemeyen oyunu mahkemenin bozmasını istiyoruz. Duruşma salonuna gelerek savunma yapmak istiyorum. Yüzümü görmüyorsunuz ve samimiyetime inanmıyorsunuz. Konuşmalarımın bir kısmı cımbızla alınıyor, yine de taktir mahkemenindir." diye konuştu.
“YAPTIKLARIMDA ANORMALLİK OLSA CUMHURBAŞKANI KONUŞURDU”
Oktar, cinsel istismar iddialarına ilişkin ise, "Neymiş ben küçük kız çocuklarına tecavüz ediyormuşum. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey olsa yer, gök inlerdi. Ben vatanını, milletini seven Türk milliyetçisi bir insanım. Yaptıklarımda bir anormallik olsa en ufak şeylerde bile yeri göğü inleten Cumhurbaşkanı benim aleyhimde bir şey söylerdi. Ama hakkımda tek bir kelime konuşmadı. Sayın Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu da konuşmadı. Sayın Devlet Bahçeli’nin girişimleri güzel, ‘yumuşama olsun’ diyor. Bunlar güzel gelişmeler. Cumhurbaşkanımız solcu ve demokratik bir insan ama FETÖ tehdidi nedeniyle çok gergin. Bu nedenle özgür adalet anlayışının olmadığını görüyoruz. Hapis cezam 10 bin yıla çıkacak muhtemelen ama umurumda değil. Adalet Bakanımız çok dürüst bir insan. Kanun yararına bozma yoluyla hakkımda verilen cezaların hepsinin düşeceğine, beraat edeceğime inanıyorum” diye konuştu.
"15 GÜN İÇİNDE GAZZE'DEKİ SAVAŞI DURDURURUM"
Oktar, “Ben militan sol güçlerin gücünü kırmış biriyim. Devlet bana görev verirse 15 gün içinde Gazze'deki savaşı durdururum. Cezaevinden çıkmama da gerek yok. Bana bir oda ayarlasalar burada rahatça yapabilirim. Gençlerin de mutlu olmasını sağlayabilirim. Kadına karşı nefreti ortadan kaldırabilirim. Türkiye'yi bayram havasına sokabilirim" dedi.
ARA KARAR AÇIKLANDI
Ara kararın açıklanması için duruşmaya ara verildiği sırada adliye koridorunda görüntü almak isteyen bir muhabire tutuksuz sanıklar ve avukatları engel olmak istedi. Olaya güvenlik görevlileri ve adliye polisi müdahale etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Adnan Oktar'ın bir sonraki celse duruşma salonunda hazır edilmesi için cezaevine yazı yazılmasına ve sanık Oktar'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı ertelendi.
Duruşma 6 Aralık’a ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, 20 kişi şüpheli olarak yer alıyordu.
Mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar'ın bu nedenle cezaevinde bulunduğu ve bu süreçte örgütsel faaliyetlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, Oktar'ın özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtiliyordu.
Adnan Oktar, Meltem Arıkan Daban ve Ferhunde Eda Babuna'nın bu kapsamda, "örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçundan 10,5 yıldan 31,5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenilen iddianamede, diğer 17 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte yardım" ve "örgütün veya amacının propagandasını yapma" gibi suçlardan farklı sürelerde hapisle cezalandırılması talebi yer alıyordu.
