TBMM (AA) AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Bu millet, tezkereye 'hayır' diyene 'evet' der mi? Bu millet, 'PYD komşumuz olsun' diyene 'evet' der mi? Bu millet, Mavi Vatan, Kuzey Kıbrıs, Karabağ dendiğinde yüreği atarken, bunlara yan bakan, ithamda bulunanlara 'evet' der mi? O yüzden göreceksiniz, daha çok uzun yıllar bu ülkede sayın Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin asla iktidar yüzü göremeyeceğine hep beraber şahit olacağız." dedi.
Turan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmaya işaret ederek, "Türkiye'nin bu seviyeyi, bu üslubu haketmediğini söylemek istiyorum. Türkiye büyürken, güçlenirken, muhalefetin adeta küçüldüğünü bir kez daha görmüş olduk." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun sayısız defa konuşmasında "Bu son seçiminiz, gidiyorsunuz" dediğini anlatan Turan, "Bu millete iktidarda hizmet etmek kadar, muhalefette hizmet de azizdir, mübarektir. Hiçbirimiz iktidar olarak doğmadık. Tabii ki milletin kararı baş göz üstünedir. Ancak ortada bir gerçek var." ifadelerini kullandı.
Turan, yaz döneminde gerçekleştirdikleri ziyaretlerde, bu milletin geleceğini Cumhur İttifakı'ndan başka göğüsleyecek bir ekip olmadığını gördüklerini kaydetti.
"Tüm anketler, CHP'nin oyunun bir puan dahi artmadığını göstermekte"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun her seçim öncesinde "İktidar gidiyor, ben geliyorum" dediğine dikkati çeken Turan, "Ancak bir insan 11 kez seçim kaybeder de aynı ifadeyi kullanırsa, biz buna yazık deriz. Kaldı ki tüm anketler, CHP'nin oyunun bir puan dahi artmadığını göstermekte. Hatta daha ötesi kerhen yüzde 25 oy aldığı tüm siyasal bilimcilerin ifadesi." değerlendirmesinde bulundu.
"CHP'ye kerhen oy veren seçmen var." diyen Turan, "Bu millet, tezkereye 'hayır' diyene 'evet' der mi? Bu millet, 'PYD komşumuz olsun' diyene 'evet' der mi? Bu millet, Mavi Vatan, Kuzey Kıbrıs, Karabağ dendiğinde yüreği atarken, bunlara yan bakan, ithamda bulunanlara 'evet' der mi? O yüzden göreceksiniz, daha çok uzun yıllar bu ülkede sayın Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin asla iktidar yüzü göremeyeceğine hep beraber şahit olacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu'ndan tezkereyle ilgili gelen eleştirilere cevap vermesini beklediklerini dile getiren Turan, "Tezkere, bu milletin güvenliği, askerimizin kararlılığı için çok özel bir adımdı. Tezkerede aslında Cumhur İttifakı'nın başka bir partinin oyuna ihtiyacı yoktu. Sayısal olarak bir ihtiyacımız yok ama isterdik ki; bu ülkenin iktidardan sonraki en büyük partisi tezkereye, bu milletin kalbinin olduğu yere 'evet' diyerek milletin yanında yer alsın." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin terörü kaynağında yok etmek için büyük adımlar attığını belirten Turan, "Irak ve Suriye tezkeresinin geçmesi Kandil'i, PKK'yı, PYD'yi üzmüş olabilir. Ama biz isterdik ki; CHP de tam tersi olduğu yerde dursun, tarihi hatıralarıyla barışsın isterdik ama maalesef olmadı." dedi.
HDP Sözcüsü Ebru Günay'ın CHP'nin tezkerede "ret" oyu vermesiyle ilgili açıklamasının ardından terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Mustafa Karasu'nun bu konudaki açıklamasına işaret eden Turan, "Bu, Kılıçdaroğlu için siyasi bir utanç vesikasıdır." diye konuştu.
Teröre karşı duruşun hep hatıralarda var olacağını vurgulayan Turan, şöyle devam etti:
"Olmaz ya, ya olsaydı da o gün tezkere geçmemiş olsaydı, HDP ile CHP'nin talep ettiği gibi sonuçlansaydı, sarı hat var ya, sınırımızın derinliklerinde olan askerimiz geri çekilmek zorunda kalacaktı. Askerin geri çekilmesi durumunda, bu alan teröristlere açılıp orada bir devlet kurmanın adımı atılacaktı. Buna nasıl olur da 90 yıllık bir parti, Mustafa Kemal'in partisi 'evet' diyebilir? Buna nasıl olur da emperyalizme karşı olduğunu ifade eden, 6 oku içselleştirdiğini iddia eden bir parti bu bölgeye PKK'nın, PYD'nin gelmesini, bir terör devletinin kurulmasına imkan verilmesini isteyebilir?"
Geçmiş tezkerelere 'evet' diyen CHP'nin bu sene neden 'hayır' dediğini soran Turan, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun kulağına üflenen suflenin sahibini bu millete söyleme borcu var. Yıllarca 'evet' dediği tezkereye neden bugün 'hayır' dediğini millete söylemeye borcu var." dedi.
"Ümit ediyorum hiçbir ülke yanlış yapmaz"
Turan, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
ABD'nin Dedeağaç'ta üs kurma faaliyetlerini hızlandırdığına ilişkin haberlerin sorulması üzerine Turan, şunları söyledi:
"ABD'nin Suriye, en son bahsettiğiniz yer başta olmak üzere birçok yerde benzer adımları, tüm dünyanın barışına hizmet etmediği aşikardır. Biz, güçlü olmaktan başka yol bilmiyoruz. Biz, dostlarımızı etrafımızı artırmaktan, barışmaktan başka yol bilmiyoruz. Biz, Türkiye'nin tarihten gelen hatırasını ayakta tutmaktan başka yol bilmiyoruz. Biz, Türkiye'ye yan bakan kim varsa gereğini yapmakla ilgili Türkiye'yi üzen, kıran kim varsa Türkiye bu konuda milli egemenliğini sonuna kadar kullanmakla ilgili kararlılığını bir daha söylemiş oluyoruz. Ümit ediyorum hiçbir ülke yanlış yapmaz. Ümit ediyorum tüm bu yaşananlardan ders alırlar. Yemen'in, Suriye'nin, bütün ülkelerin etrafına baktığımızda ortaya çıkan tablonun, en son Afganistan örneği, maalesef tüm insanlık için bir dramdır. Bu dramın başka yerlerde yaşanmaması en büyük temennimizdir."
Terör örgütü PKK elebaşlarından Duran Kalkan'ın Avrupa ülkelerinin kendilerine "çatışmayı kesmemeleri" yönünde talimat verdiği yönündeki açıklaması sorulan Turan, "Bizim, ABD, Avrupa ile kavga etmek gibi bir derdimiz yok. Ancak bir hakikat var ki; çok uzun zamandan beri ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin terörle olan ilişkisinde ortaklığa, ittifaka yakışmayan bir hal olduğu bir gerçek." diye konuştu.
Terör örgütü PKK elebaşlarından Kalkan'ın ifadelerine işaret eden Turan, "Terör örgütü liderinin açıklamalarında da şunu bir kez daha gördük; Avrupa'nın bir kısmının kuruluş felsefesinden çok uzak, insanlık ilişkilerinden, hukuktan, demokrasinden çok uzak, rakiplerini, çevresini terörle dizayn etmeye çalışma iddiasının devam ettiğini gördük. Hepsinin farkındayız. Bu kadar uzun yıllardan beri AB'ye girmek için büyük adımlarımıza rağmen alınmamızın aslında cevabı budur. Tarihten gelen hatıramızla beraber bizi rakip gören insanların, maalesef bu tavrı yaralayıcıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kendi kararlılığında, büyüme iddiasında olmaya devam edeceğini vurgulayan Turan, "Biz, Avrupa olmadan da yolumuza devam edebiliriz. Biz, Avrupa'nın veya başka yerlerin yaptığı tüm yanlışları bilen bir ekibiz. PKK'nın nasıl Avrupa'nın göbeğinde para topladığını, eroin ticareti yaptığını devletimiz yakından takip etmekte, bilmekte. Ama bunun itiraf olarak ortaya konmasını da çok önemli buluyorum." dedi.
"Türkiye kararlı duruşunun karşılığını almıştır"
Hollanda Başbakanı Mark Rutte'un, 10 büyükelçinin, tutuklu Osman Kavala ile ilgili yaptıkları açıklama konusunda geri adım atmadıkları yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Turan, "10 büyükelçinin troll anlayışıyla bir araya gelip, aynı metni imzalayıp yayınlamış olması, sosyal medyada paylaşmış olması haddi aşmaktan başka bir komediydi." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığının altını çizen Turan, "Siz, 10 ülke bir araya gelir de liseli ergenlerin yaptığı gibi ortak adımlar atma iddiasını ortaya koyarsanız, bunun cevabını alırsınız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasının ardından bir tavır değişikliği olduğuna dikkati çeken Turan, şunları kaydetti:
"Neden Bakanlar Kurulu devam ederken hızlıca bu yeni bildiri açıklandı? Neden Cumhurbaşkanımızın onayına sunup bu konuda 'Kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz' diye soruldu? O büyükelçilerin yapmış olduğu hatayı telafi etmek için bir adım atıldı. Onlar da bu adımı attılar. Kabul ederdik, etmezdik başka bir şey. Bu saatten sonra nasıl olduğuna ilişkin tartışmanın çok ötesinde bir hakikat var ki; kendi egemenliğimize halel getirecek bir adıma Türkiye engel olmuştur. Bundan biz gurur duyduk. Bu gururun gereği de o 10 büyükelçi ikinci bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Türkiye kararlı duruşunun karşılığını almıştır."
"Anıtkabir bir grubun, bir partinin değil, tüm milletindir"
Anıtkabir'de, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında akreditasyon uygulandığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Turan, şöyle konuştu:
"Basın özgürlüğünü, kamunun bilgi alma hakkını sonuna kadar savunmak, bir hukukçu olarak benim de AK Parti'nin de görevidir. Hiç kimsenin hele ki en özel günde Anıtkabir'e girememiş olması kabul edilmez. Ancak şimdiye kadar bir usul işlemi var. Bu usul işlemini yerine getiren kim varsa o gün Anıtkabir'de görev almış zaten. Testtir, pandemi tedbirleridir, benzer bir takım usul işlemlerdir, bunları ihmalinden kaynaklı bir sıkıntı olmuş. Yoksa Anıtkabir bir grubun, bir partinin değil, tüm milletindir. Aynı şekilde 29 Ekim, bir grubun, bir partinin değil, tüm milletin en özel günüdür. Sorun ilgili gazeteci arkadaşlarımızın pandemiden kaynaklı bazı usul işlemleri yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Bir daha böyle bir sorun olmaz diye ümit ediyorum."
Turan, 29 Ekim'deki Cuma Hutbesi'ne ilişkin tartışmalara yönelik ise Diyanet gibi kurumların siyasete malzeme olmasını doğru bulmadığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 29 Ekim'de yaptığı açıklamalara işaret eden Turan, "Açıklamalarında Atatürk'ün ismini geçiriyor, anlatıyor. Kaldı ki; cumhuriyetin olduğu yerde Atatürk olmaz mı Allah aşkına?" diye sordu.
Bu konuyu araştırdığını anlatan Turan, şunları söyledi:
"Diyanet İşleri Başkanlığının bizzat Atatürk'ün imzasıyla yürürlükte olan bir kararnamesi var. Türkiye Reisi Cumhuru Gazi Mustafa Kemal Atatürk kendi imzasıyla 'Hutbelerde isim zikretmeyin' talimatı var. Bu bir vizyon, bu bir kıymet. Bunu, CHP'nin anlamasının imkanı yok. O hutbede, o camide din hizmeti verilirken hiçbir siyasi, hiçbir lider, hiçbir kişi adı geçmesin diyen bizzat Atatürk'ün kendisi. Bu çok kıymetli bir vizyon, bu çok kıymetli bir yaklaşım. Aslında aradaki vizyon farkını ortaya koyan bir belge. Kendi imzasıyla 'Adım geçmesin' diyen bir lider ama polemikten başka hiçbir şey yapmayan başka bir lider. O yüzden bu tartışmayı doğru bulmuyorum."
Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili bir soru üzerine de Turan, "Tüm milletin derdi, bizim derdimizdir." dedi.