AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, "Siyasette muzdarip olduğumuz zaman zaman küfürlü dil, kaba söz; Bingöl'deki şehit yakınının kız kardeşine, orada hiç varlığı olmayan bir kadınla ilgili İYİ Partili Lütfü Türkkan'ın ağır bir söylemde bulunmasıyla başlamış olan bir süreç var. Sayın Meral Akşener, Meclisteki grup toplantısında erkeklerden duymak istemediğimiz fakat kadınlardan hiç duymak istemediğimiz daha ağır söylemleri, Meclisin çatısı altında söyledi. Kadın siyasetçileri bu durum çok üzdü." dedi.
Düzce Depremi Anma Programı
Düzce Depremi'nin 22. yılında düzenlenen anma programlarına katılmak üzere kente gelen Keşir, Belediye Başkanı Faruk Özlü ile Düzce Mutfak Sanatları Merkezi'nde gazetecilerle bir araya geldi.
Keşir, burada yaptığı konuşmada, depreminin üzerinden 22 yıl geçtiğini belirterek geçen sürede kent gelişip büyüse de yaşanan felakette canlarını kaybedenlerin acısının taze olduğunu söyledi.
Kadının siyasetteki varlığını önemsediklerini, AK Parti olarak 2002 yılından bu yana kadının siyasette etkin olmasıyla ilgili ciddi hamleler yaptıklarını vurgulayan Keşir, bu anlamda istatiksel verilerin yükseldiğini aktardı. Keşir, siyasette küfürlü dilin kendilerini üzdüğünü dile getirerek şöyle devam etti:
"Siyasette muzdarip olduğumuz zaman zaman küfürlü dil, kaba söz; Bingöl'deki şehit yakınının kız kardeşine, orada hiç varlığı olmayan bir kadınla ilgili İYİ Partili Lütfü Türkkan'ın ağır bir söylemde bulunmasıyla başlamış olan bir süreç var. Sayın Meral Akşener, Meclisteki grup toplantısında erkeklerden duymak istemediğimiz fakat kadınlardan hiç duymak istemediğimiz daha ağır söylemleri, Meclisin çatısı altında söyledi. Kadın siyasetçileri bu durum çok üzdü. Ben de kendisine bir çağrıda bulundum; siyasette temiz dil iddiamızı biz kadınlar el ele vererek yapmalıyız. Bir Genel Başkan olarak da sorumluluğu olduğunu düşünüyorum, bunu hatırlatmak istedim kendisine."
"Beni Hayal Kırıklığına Uğrattılar"
Kadın siyasetçilerin varlığının artması için siyasette temiz dil çağrısında bulunan Keşir, şunları kaydetti:
"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde sivil toplum kuruluşları, kadına şiddete yönelik iddialarda bulunacak. Bu iddiaları savunacakların büyük bir kısmının, o gün Bingöl'deki olaydan sonra hiçbir yorumu olmadı. Buradan kadın sivil toplum örgütlerine seslenmek istiyorum, kendi siyasi görüşlerine yakın kadınlar mı şiddete maruz kaldığında sesleri çıkacak veya kadınlar arasında ayrımcılık mı yapıyorlar? Şehit kardeşi olması onları ilgilendirmiyor mu? 25 Kasım yaklaşırken altını çizmek istiyorum, kadın fiziksel veya sözlü şiddete maruz kalırsa bu konuda kadınları savunan kim varsa bu mücadelede ortak olmasını beklersiniz doğal olarak. Bunun, beni hayal kırıklığına uğrattığını ifade etmek isterim."