Audrey Hepburn Belçika'nın Ixelles kentinde dünyaya geldi. Babası İngiliz, annesi ise Hollandalıydı. Çocukluğu Nazi işgalinin dalga dalga yayıldığı yıllarda Alman işgali altındaki Hollanda'da geçti. O dönemde üstlendiği rol ona Hollywood'un kapılarını açtı. Güzelliği ve çekiciliği ile kısa sürede büyük bir hayran kitlesine ulaşarak, hem moda hem de sinema dünyasına adını altın harflerle yazdırdı.
2. DÜNYA SAVAŞI'NDA GEÇEN ÇOCUKLUK YILLARI
Audrey Hepburn, 2. Dünya Savaşı sırasında, küçük bir kızdı ve Hollanda’nın Nazi işgali altındaki Arnhem kentinde yaşamını sürdürüyordu. Zor bir çocukluk geçirdi; savaşın sebep olduğu ekonomik krizden ailesi de nasibini aldı. Almanlar Hollanda'nın büyük bir bölümünü işgal ederek, kentin bütün giriş çıkışlarını kapattı. Audrey'in ailesi savaşın başlarında Mihver İttifakı'nı Destekliyordu (Almanya, İtalya ve Japonya'nın olduğu grup). ancak savaşın ilerleyen dönemlerinde baskı ve zulümlere dayanamayan ailesi düşüncelerini değiştirdi. Audrey'nin babası ise savaş öncesinde Nazi sempatizanıydı ve ailesinden ayrı yaşamıştı. Yaşanan olaylar çocukluk yaşlarda Audrey'in siyasi görüşünü şekillendirdi ve milliyetçi duyguları kabarmaya başladı. İşgal altındaki Arnhem'de yaşadıkları, onun dünyaya karşı olan bakış açısını değiştirdi. Ailesi savaşın ilerleyen dönemlerinde direniş grubunda Nazilere karşı bir takım faaliyetlerde bulundu. Audrey'in yaşının küçük ve tanınırlığının az olması ile direniş grubunda muhbirlik yaptı.
DİRENİŞÇİLER ARASINDAKİ KÖPRÜ: AUDREY HEPBURN
Audrey Hepburn, çocuk olmasından dolayı dikkat çekmeyeceği gerekçesiyle, Hollanda direniş grubu arasında köprü oluşturarak iletişimin güçlü kalmasını sağladı. Audrey, bisikletiyle bireyler arasında gizli mesajlar taşıdı. O dönemde bisiklet, Hollanda'da popüler bir ulaşım aracıydı ve genç bir kız çocuğunun bu şekilde seyahat etmesi göze batmıyordu ama yakalanma olasılığı yüksekti. Mesajların konusu çoğu zaman direniş grubunun yapacağı çalışmalar planlar veya Nazi hareketleri hakkında bilgiler içeriyordu. Eğer bu belgelerle yakalansaydı, canından olabilirdi. Aldığı görevler esnasında genç Audrey tehlike altındaydı. Nazi askerlerinin sık sık yaptığı baskınlar, onu endişelendiriyordu. Ancak ölümü göze aldı ve aktif bir şekilde görev aldı.
Savaş Yıllarında bir avuç hollandalının Direnişi
Hollanda'nın Arnhem kenti, İkinci Dünya Savaşı sırasında bulunduğu konum itibariyle stratejik öneme sahipti. Kent hem coğrafi konumu hem de Ren Nehri üzerindeki köprüleri nedeniyle Naziler için önemli bir bölgeydi. Ancak Arnhem sakinleri, Nazilerin baskı ve zulümlerine karşı direniş göstermiş ve işgal altındaki Hollanda'nın özgürlük mücadelesinin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Arnhem, Alman askerleri Ren Nehri üzerindeki köprü sayesinde, ekipmanları taşıyordu. Mayıs 1940'tan sonra Nazi zulmünün gölgesine düşen kent, nefes alamaz hale geldi. Bu durum yerel halkın üzerinde büyük bir kontrol ve korku atmosferi oluşturdu. İşgal sırasında Yahudi toplumuna baskılar, kaynakların ele geçirilmesi, erkeklerin Nazi sanayi tesislerinde çalıştırılması gündelik yaşamın bir parçası haline geldi. Yaşanan olaylar, Arnhem’deki direniş hareketini körükledi ve halkın işgalcilere karşı birleşmesine yol açtı.
2. DÜNYA SAVAŞI'NIN Audrey Hepburn ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
İkinci Dünya Savaşı, Audrey Hepburn ve ailesi için büyük zorluklarla geçti. Savaşın bitmesi, Audrey’nin , dünya görüşünü ve gelecekteki hayatını derinden etkiledi. Audrey, ilerleyen zamanlarda UNICEF’in iyi niyet elçisi olarak durumu olmayan ailelere yardımda bulundu. Savaş sırasında tanıklık ettiği zorluklar, onun bu alana olan bağlılığını artırdı. Audrey, sanat kariyerinde insanlık ve iyilik konularını ele alarak, savaşın karanlık yüzünün aksine umut ve dayanışmayı yansıtmaya çalıştı.
Audrey, İkinci Dünya Savaşı'ndan dansa olan ilgisini hayata geçirmek için Londra’ya gitti. Bale eğitimi aldı ve kısa sürede dikkat çekti. Ancak savaş sırasında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle profesyonel bir balerin olma hayali gerçekleşemedi. Bu durum, onu sahne sanatlarından oyunculuğa yönlendirdi. 1950’ler ve 1960’lar boyunca birçok filmde rol aldı. Hem canlandırdığı karakterlerle hem yeteneğiyle Hollywood'un ikonik isimlerinden biri hale geldi.