Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde 16 ve 20 yaşlarındaki iki çocuklarını iki ay arayla kas erimesi hastalığından kaybeden aile, aynı rahatsızlıktan muzdarip 11 ve 14 yaşlarındaki oğullarını yaşatmak istiyor.
Şekeroba Mahallesi'nde yaşayan AyşeBilal Yiğit çiftinin ilk çocukları Hilmi Yiğit 2001'de dünyaya geldi. Çiftin, ikişer yıl arayla Arif, Emircan ve Abdulkadir ismini verdikleri üç oğulları daha oldu. Aile, en büyük çocukları Hilmi'nin 2009'da yürümekte zorlanmaya başlaması sonucu gittikleri hastanede kas erimesi olarak bilinen Duchenne Musküler Distrofi (DMD) hastalığıyla tanıştı.
Doktorların tavsiyesiyle diğer çocuklarına da test yaptıran çift, Arif dışındaki oğullarının da aynı hastalıkla mücadele ettiğini öğrendi.
2010'da dünyaya gelen beşinci çocukları Musa'da da aynı hastalık teşhis edildi
Hastalığın pençesindeki Hilmi, Emircan, Abdulkadir ve Musa'nın yaşam şartlarını iyileştirmek için çabalayan ailenin diğer oğulları Arif, Temmuz 2016'da geçirdiği trafik kazası sonucu 13 yaşında yaşamını yitirdi.
Kas erimesiyle mücadele eden diğer çocuklarının ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenen ve hayatlarını kolaylaştırmaya çalışan Ayşe ve Bilal Yiğit, bu yıl 9 Eylül'de 16 yaşındaki Emircan'ı, iki ay sonra 14 Kasım'da da 20 yaşındaki oğulları Hilmi'yi kaybetti.
Geride kalan 2 çocuklarının üzerine titreyen Yiğit ailesi, zorluklara rağmen yaşama umutla bakıyor.
Devlet desteğiyle evde eğitim gördüler
Baba Bilal Yiğit (45), yürüme bozukluğu çeken en büyük çocuklarına kas erimesi hastalığı teşhisi konulmasının ardından yaptırdıkları testlerde biri hariç diğer çocuklarında da aynı hastalığın bulunduğunu öğrendiğinde şok yaşadığını söyledi.
Yaşadığı tüm zorluklara rağmen Allah'a sürekli dua ettiğini anlatan Yiğit, şöyle konuştu:
"İmtihanımız böyleymiş, şükürler olsun. Biz, bu durumda ne yapmamız lazım, diye düşünürken çocukların hastalığı giderek ağırlaşınca yürüme zorlukları çektiklerini gördük. Çocuklarım tekerlekli sandalyeye bağlı kaldı. Bu süreçte çok şey yaptık. Sağ olsunlar büyüklerimiz akülü araba getirdiler, çocuklara ayak oldu. Allah devletimizden razı olsun. Devletimiz 'eğer okula gidemiyorsan ben evde eğitim için öğretmen de gönderiyorum' diyor. Okula gidemedikleri için eve öğretmen geldi ve okuma yazmayı öğrendiler."
Kas erimesi rahatsızlığı bulunmayan tek çocuğunu ise trafik kazasında kaybettiğini hatırlatan Yiğit, elinden geldiğince çocukların her isteğini yerine getirmek için mücadele verdiğini belirtti. Yiğit, "Çocuklar bizlere Allah'ın bir emaneti, herkes bir engelli adayıdır. Bugün sağ isek yarın engelli olmayacağız, diye kaide var mı? Verirken iyi de sıkıntısı olduğu zaman mı kötü, böyle bir şey yok." diye konuştu.
Anne Ayşe Yiğit de (43) en büyük çocuğunun 3 yaşında yürümeye başladığını, 9 yaşında ise hastalık nedeniyle yürüme yetisinin gerilediğini söyledi.
Evlatlarının hepsinin 9 yaşına kadar normal birer çocuk gibi hayatlarını sürdürdüğünü aktaran Yiğit, çocuklarının sağlığına kavuşması için çok sayıda hastaneye gittiklerini ancak doktorların "yapılabilecek bir şey yok" diyerek kendilerini geri yolladığını ifade etti.
Yiğit, çocukların akülü tekerlekli sandalyelerinden evin tadilatına kadar birçok konuda devletin desteğini esirgemediğini sözlerine ekledi.
"Hayvanat bahçesine gitmek istiyorum"
Çiftin en küçük çocuğu 11 yaşındaki Musa Yiğit, 9 yaşına kadar normal çocuklar gibi sağlıklı olduğunu, sonrasında yürüme yetisini kaybetmeye başladığını ifade etti.
Anneannesiyle zaman geçirmeyi çok sevdiğini anlatan Yiğit, "Hayvanat bahçesine gitmek ve orada lemur görmek istiyorum. Anneannem hayvanat bahçesine gitmiş ve orada fotoğraf çekmiş. Hayvanat bahçesini çok merak ediyorum." dedi.
"Rüyalarımda umreye gidiyorum"
14 yaşındaki Abdulkadir Yiğit ise gününün büyük bir kısmını annesiyle geçirdiğini, onunla tavuklara baktığını söyledi.
En büyük isteğinin umreye gitmek olduğunu belirten Abdulkadir, "Rüyalarımda evden çıkıp havalimanına, sonra da umreye gidiyoruz. Orada dualar okuyup eve dönüyoruz ve 56 gün sonra da ayağa kalkıyorum." diye konuştu.