Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine dair görülen davada ara karar açıklandı.
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, ara kararın açıklanmasının ardından açıklamalarda bulundu.
Ayşe Ateş, alınan her kararı hukuki olarak eksik olduğunu vurgulayarak "Şu anda burada dudağımdan dökülecek her sözün adalet dileyen birer yoksul olarak kayda geçmesini talep ediyorum. Sincan Yerleşkesinde 5 gün boyunca sanıkların ve müdafilerin siyasi cinayeti alacak verecek davasına indirme çabasına şahit olan kumpas tiyatrosu bugün sonlandı. Şüpheliler aralarındaki bağlantılar ve deliller bakımında ilişkili olması gereken 2 ayrı dosya var. Bu yargılamaya eksik iddianameyle yapılan yarım mahkeme diyoruz. Alınan her kararı hukuki olarak eksik buluyoruz" ifadelerine yer verdi.
Ayşe Ateş'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Dosyaya bakan savcılar hakkında HSK'ya suç duyurusunda bulunuldu. Düne kadar eksik iddianameyi beğenip bize nispet yapanlar bunu beğenmez oldu.
Müdafiler cıvık iddiaları önümüze sundular. Müdafilerin duruşma boyunca yaptığı konuşmanın eçvçevesi sosyal medyada günler önce yazılıyordu, kapsıyordu.
Müdafilerin duruşma boyunca yaptığı sorguların çerçevesi sosyal medyada belirli bir odak tarafından günler önce öne sürülen iddia ve ithamları kapsıyordu. Dün X hesabım üzerinden bununla ilgili belgeli bir paylaşım yaptım. Gerçekleri görmek isteyenler oraya bakabilirler.
"OLAYI FETÖ YAPTI DİYEREK KAPATMAK İSTİYORLAR"
Ayrıca dün sabah yaptığım basın açıklamasında da duruşma esnasında maruz kaldığımız bu saldırıya dikkat çekmiştim. Hemen akabinde karanlık gücün satılık kalemleri “Ayşe Ateş, FETÖ İmamı’nı savundu” şeklinde tezvirat yapmaya başladı. Çünkü bu olayı “FETÖ yaptı” diyerek kapatmak istiyorlar. Tezgâhı açmışlar, beyanlarınızı “FETÖ’yü, FETÖCÜleri, FETÖ İmamı’nı savunmak” olarak pazarlıyorlar.
Aslında diyorlar ki biz ne diyorsak onu kabul edecek, çizdiğimiz çerçevenin dışına çıkmayacaksın. Çıkarsan seni mahvederiz. Çıktım, çıkıyorum, çıkacağım! Çizdiğiniz çerçeveyi de paramparça edeceğim!
Müşahede ettiğimiz süreç bizi şu sonuca ulaştırdı: Hem katledilmeden hemen önce resmî hesaplar üzerinden hem de katledildiği andan itibaren açılan sahte hesaplar aracılığıyla Sinan’la alakalı olarak yürütülen karalama kampanyalarının, FETÖCÜ iftiralarının merkezinde, kurgulanan ve içinde bulunduğumuz süreçte sergilenen bu tiyatro varmış.
“Biz bunu öldürdükten sonra savcı, emniyet mensubu; ana, bacı, eş demeden karşımıza kim çıkarsa FETÖCÜ ilan eder. Sinan da FETÖCÜ’ydü. Bu bizi hedef almak için gerçekleştirilmiş örgüt içi infaz, der ve elimizdeki gücü kullanarak da üzerini bu şekilde kapatırız.” şeklinde bir plan yapılmış. Bunu iddia etmiyorum. Bu senaryoyu karanlık gücün satılık kalemleri ve trol hesapları sosyal medyada ve basında her gün yazıp çiziyor. Bu organize kötülüğü sizler de müşahede ediyorsunuz.
Lafı daha da uzatıp hem sizlerin hem de bizlere kulak veren aziz milletimizin değerli vaktini çalmak istemiyorum. Zaten görünen köy de kılavuz istemiyor. Çünkü her gelişme bir kez daha kamuoyu önünde cereyan ediyor."