Fiona Harvey, ABD'nin California eyaletinde bölge mahkemesinde açtığı davada, Netflix'i karalama, bilinçli olarak duygusal strese sebep olma, ihmal ve yayın hakları ihlal etmekle suçladı.
Uluslararası seviyede büyük başarıya ulaşan dizide, başroldeki Richard Gadd'ın gerçek hayatta yaşadığı bir olaydan esinlenildiği belirtiliyor. Dizide Gadd'ın karakteri, Harvey'den esinlenildiği iddia edilen Martha Scott karakteri tarafından uzun süre boyunca takip ve taciz ediliyor.
Harvey, kameralar önünde Martha Scott karakterinin kendinden esinlenildiğini söylese de bir "stalker" olduğu ve Gadd'a 41 bin e-posta, yüzlerce sesli mesaj ve 106 mektup gönderdiği iddialarını yalanladı.
Verdiği bir söyleşide Harvey, "Ona hiçbir şey yolladığımı düşünmüyorum. Belki birkaç e-posta olabilir, ama şakalaşıyorduk, o kadar" dedi.
"YALANLAR GERÇEK HİKAYEDEN DAHA İYİ PARA KAZANDIRIYORDU"
Netflix'in de davalı olarak gösterildiği suçlamada şu ifadeler yer alıyor:
"Davalıların Harvey hakkında dünya çapında 50 milyondan fazla kişiye söyledikleri yalanlar arasında Harvey'nin iki kez hüküm giymiş ve beş yıl hapis cezasına çarptırılmış bir sapık olduğu ve Harvey'nin Gadd'a cinsel saldırıda bulunduğu da yer almaktadır. Davalılar bu yalanları söylediler ve hiç durmadılar çünkü bunlar gerçeklerden daha iyi hikayelerdi ve daha iyi hikayeler para kazandırıyordu."
Harvey'nin avukatları ise Netflix'in sahip olduğu büyük maddi kaynaklara rağmen Gadd'ın hikayesini doğrulamak için hiçbir şey yapmadığını öne sürdü.
Netflix sözcülerinden biri, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "Bu konuyu yoğun bir şekilde savunmaya ve Richard Gadd'ın hiayesini anlatma hakkının arkasında durmaya devam edeceğiz" dedi.