Tatar, Türkiye’deki temasları kapsamında Ankara Ticaret Odası (ATO) ekim ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, adada federasyon talebinin Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmaya yönelik bir plan olduğunu vurgulayarak, "Bu, bizi son derece tehlikeli bir maceraya sürükleyecek bir anlayıştır. Dolayısıyla böyle bir anlayıştan uzak durmamız lazım." ifadesini kullandı.
Türkiye’nin 1974’te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bu yana tesis edilen barışın sürdüğüne işaret eden Tatar, şunları söyledi:
"(1974’ten bu yana) Hiç kimsenin burnu kanamamıştır. Kıbrıs’ta huzur vardır. Kıbrıs’ta iki taraf vardır, iki devlet vardır. Rumlar da bu barıştan faydalanmıştır. Avrupa Birliğine girdikten sonra da özellikle bu barışın onlara da büyük faydaları olmuştur. Bu barış, Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada olmasına bağlıdır. Eğer TSK bir caydırıcı güç olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde olmasaydı, Kıbrıs’ta çok çatışma olacaktı ve bu ekonomik gelişmeler olamayacaktı."
Tatar, 1974 öncesinde Kıbrıs Türklerinin ekonomik hayatta şirket ve işletme sahibi olamadığını sadece Rumların yanında işçi olarak çalıştığını belirterek, "Şimdi KKTC’de bizlerin büyüyen ve gelişen şirketleri, kurumları, kuruluşları ve devletiyle, yürütmesiyle yargısıyla tam teşekküllü bir devletin KKTC çatısı altında oluştuğunu görüyoruz." diye konuştu.
KKTC, kıymet ve değer açısından gerçekten bir noktaya gelmiştir
KKTC’nin Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bugüne kadar eğitim, turizm, ekonomi, sosyal ve siyasi alanlarda atılımlar gerçekleştirdiğinin altını çizen Tatar, "Bütün bu emperyalist güçlere karşı Rum ve Yunan ikilisine karşı bizlerin orada bir araya gelmesi, Türkiye’nin de desteğiyle 1974’ten sonra orada yapılan bütün çalışmalarla KKTC kıymet ve değer açısından gerçekten bir noktaya gelmiştir. Şimdi önemli olan bundan sonra burayı güçlendirebilmektir." değerlendirmesinde bulundu.
Tatar, Kıbrıs’ta Maraş’ın açılmasının halihazırda KKTC için insanların ekonomik ve sosyal olarak faydalanması, Doğu Akdeniz’de yeni bir siyasetin ortaya konulması bakımından önemli olduğunu, kenti bugüne kadar 250 bin kişinin ziyaret ettiğini anlattı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgınından sonra Türkiye ile KKTC arasındaki iş birliğinin daha da artmasını beklediklerini vurgulayan Tatar, bu durumun Türkiye’den KKTC’ye turist akışı başta olmak üzere diğer iş kollarındaki hareketlilikle ekonomik olarak daha fazla canlanmasına imkan sağlayacağını belirtti.
Tatar, KKTC ile Türkiye arasında "birtakım kendini bilmezlerin" iki halkın arasını açmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, "Biz Kıbrıs’ta çok zahmetler çektik. Yok oluşun eşiğinden döndük, katliamlardan, soykırımlardan geçtik, var olduk. Her zaman Türkiye Cumhuriyeti yanımızda olmuştur. Dolayısıyla bunu bizim unutmamız mümkün değildir." diye konuştu.
AB’ye girmek için KKTC’ye sunulan entrikalara "evet" diyerek, Kıbrıs'ın geleceğini tehlikeye atmaya ve böyle bir yanlışı yapmaya kimsenin hakkı olmadığını dile getiren Tatar, "(Böyle bir hatayı) Yapmayacağız. Yaptırtmayacağız. Birlik ve beraberliğimizi sonuna kadar sürdüreceğiz." dedi.
Tatar, temaslarının ardından Resim ve Heykel Müzesi’ne geçti.