Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 7528 sayılı Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. CHP, kanunun öğretmenlerin sorunlarını çözmediğini ve eğitim sistemine katkı sağlamadığını savundu.
CHP, Anayasa Mahkemesi'ne Başvurdu
CHP'nin başvurusu, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'tan oluşan bir heyet tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunuldu. Günaydın, 1 Haziran 2023’ten itibaren 39 yasa ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hakkında Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını belirterek, 28. dönem 3. yasama yılı itibarıyla TBMM’den geçen 8 yasayı da Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeye taşıyacaklarını ifade etti.
Suat Özçağdaş, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun, öğretmenlerin sorunlarını çözmediğini ve eğitim sistemine iyileştirmeler getirmediğini dile getirdi. Özçağdaş, bu kanunun 1.2 milyon öğretmen, 19 milyon öğrenci ve Türkiye'nin genelini ilgilendirdiğini belirterek, kanunun öğretmenlerin yoksulluk sınırında yaşamalarını önlemek ve mesleklerinin itibarını artırmak adına bir çözüm sunmadığını söyledi.
CHP'nin Hedefi: Eğitim Sisteminde Değişim
CHP’nin açtığı davada, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nda yer alan ve sıkça tartışılan maddeler de yer alıyor. Bunlar arasında Milli Eğitim Akademisi'nin kurulması, akademinin yapısı ve aday öğretmenlerin yetiştirilmesine ilişkin hükümler yer almakta. Özçağdaş, bu maddelerin iptal edilmesi ve yürürlüğünün durdurulmasını talep ettiklerini açıkladı.
CHP, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun yalnızca öğretmenleri değil, tüm eğitim sistemini etkileyen bir düzenleme olduğunu belirterek, kanunun halk arasında büyük tepkilere neden olduğunu vurguladı. Özçağdaş, kanunun, öğretmenlerin özel sektörle ilgili kayıplarını ve depremzede öğretmenlerin yaşadığı sorunları çözmediğini dile getirdi.
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyla, öğretmenlik mesleğine yönelik kapsamlı bir düzenleme yapılmasını ve eğitim sistemine kalıcı iyileştirmeler getirilmesini talep ediyor. Özçağdaş, hükümetin bu kanunla ilgili yaptığı düzenlemelerin öğretmenlerin haklarını tanımlamak yerine, sadece bir “yama” niteliği taşıdığını ifade etti.