CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankasının kendisine ait olmayan dövizleri satmaya devam ettiğini belirterek, "Son iki haftada piyasaya 10 milyar dolar satılmış. Ama Türk lirası kar gibi erimeye devam etmiş. Dibi delik kovaya su boşaltmış." diye belirtti.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Parti Sözcüsü Öztrak, Türkiye'nin görülmemiş bir güven krizi ve çok ağır bir ekonomik buhran yaşadığını aktardı.
Milli paranın dünyanın tüm para birimleri karşısında pul olduğunu ifade eden Öztrak, milletin yıllarca çalışıp, biriktirdiği alın terinin heba edildiğini ve milli varlıklarının değerinin "beş paralık" olduğunu savundu.
Öztrak, "Dünya bizden kötüyse, Amerika battıysa neden paramız Amerikan doları karşısında yılbaşından bu yana yüzde 58 değer kaybetti? Almanya, Fransa, Avrupa perişan ise neden Türk lirası, avro karşısında son bir yılda yüzde 54 değer kaybetti? Dünya bizden kötüyse dolar, avro bizim paramız karşısında değer kaybetmeliydi. Tam tersi oldu." diye konuştu.
Türk lirasının değer kaybettiğini ifade eden Öztrak, sorunun dışarıda değil, içeride olduğunu savundu. Öztrak, şöyle devam etti:
"İktisat okuyanlar gayet iyi bilir. Sermaye hareketlerine açık bir ekonomide, hem döviz kurlarını hem de faizleri aynı anda kontrol etmek için döviz satmak dibi delik kovaya su boşaltmaktan başka bir şey değildir. İktisat teorisinde buna 'imkansız üçlü' denir. İşte ekonomi konusundaki katmerli cehalet, Merkez Bankasının bir kolunu bağladı, sonra diğerini de kesip attı. Ülke tarihinde görülmemiş bir devalüasyonla karşı karşıya kaldı. Ülke toprakları yabancıların talanına açıldı. Erdoğan kendisine ekonomist diyor da, bu rahmetli Erbakan'ın dediği gibi olsa olsa IMF ekonomisti olur."
Merkez Bankasının kasasında kendine ait tek sent olmadığını savunan Öztrak, 10 Aralık itibarıyla Merkez Bankasının döviz kasasında 38 milyar 781 milyon dolar açık bulunduğunu ileri sürdü.
Öztrak, "Merkez Bankası kendisine ait olmayan dövizleri satmaya devam ediyor. Son iki haftada piyasaya 10 milyar dolar satılmış. Ama Türk lirası kar gibi erimeye devam etmiş. Dibi delik kovaya su boşaltmış. Hata bir kez yapılırsa hatadır. Hata tekrarlanırsa bu bir tercihtir veya yapılan alenen birileri için tezgahtır. Böyle büyük bir yıkımı, bu şiddetle gerçekleştirmek ancak özel bir gayretle mümkündür." ifadesini kullandı.
Merkez Bankasının faizinin 5 puan indirildiğini ama hazinenin borçlanma faizinin aynı dönemde 5 puan arttığını aktaran Öztrak, "Merkez Bankasının tabela faizinin 19'dan 14'e inmesinin gerekçesi Nas. Peki hazinenin borçlanma faizini yüzde 17'lerden 22'lere çıkarmanın gerekçesi ne oluyor?" dedi.
Devlete borcunu geç ödeyen vatandaşa aylık yüzde 1,6, yıllık yüzde 19,2 gecikme faizi uygulandığını belirten Öztrak, gecikme faizini sıfırlamanın piyasanın değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yetkisinde olduğunu savundu.
"Madem faizi indirmek Nas gereği, bu faizi de sıfırlasanız, milletin yüzünü güldürseniz." diyen Öztrak, milletin borç faiz yükünün giderek arttığını söyledi.
Öztrak, enflasyonun 30'a ve 40'a çıktığında hazinenin borçlanma faizinin ve bankaların kredi faizinin de bu seviyeleri geçeceğini kaydetti.
"Çözüm, iktisat bilimi içinde aranmalıdır"
Aklı başında hiç kimsenin yüksek faizden hoşlanmayacağını ama enflasyon alıp başını giderken faizleri emirle indirmeyi kimsenin düşünmeyeceğini dile getiren Öztrak, "Dünya üzerinde resmi enflasyon hızla yüzde 30 ve üzerine yükselirken, faizleri indirmeye devam edeceğini ilan eden tek ülke biziz. Bunu ne zaman yapıyoruz? ABD Merkez Bankasının, parasal sıkılaştırma takvimini açıkladığı zamanda." dedi.
Dünyada faizlerin artırılacağını vurgulayan Öztrak, İngiltere Merkez Bankasının faizleri artırmaya başladığını, ucuz para döneminin biteceğini söyledi. Öztrak, Türkiye'ye benzer ekonomilerin hepsinin faizlerini artırdığını ya da artırmaya hazırlandığını belirtti.
Herkesin faizlerin düşmesini istediğini aktaran Öztrak, şunları kaydetti:
"Ekonomik dengeleri bozmadan, iktisat bilimi içinde kalarak faizleri düşürmenin yolları ve yöntemi bellidir. Çözüm, iktisat bilimi içinde aranmalıdır. Faizleri düşürmek için enflasyon beklentilerini ve risk primini düşürmek gerekir.
Ama eylül başında ülkemizin kredi risk primi 359 iken şimdi 522'ye sıçradı. Neden? Çünkü saray faizleri indirin emri verdi de ondan. Kaş yapayım derken, göz çıkarıldı. Hem enflasyon beklentileri hem de risk primi sıçradı. Türk lirasının para olma fonksiyonları gitti. Faizi düşürmek mi istiyorsunuz? Önce şu parmaklarınızı bir tuşlardan çekeceksiniz."
Öztrak, Türkiye'nin ekonomisi için en önemlisinin döviz kurunda aşırı oynaklığı ve ekonomide istikrarsızlığı gidermek olduğunu dile getirdi.
Vatandaşların, paralarının satın alma gücünü korumak için dövize koştuğunu, bankalardaki mevduatın yüzde 64'ünün yabancı para mevduatına döndüğünü aktaran Öztrak, böyle bir dolarizasyonunun 1994 ve 2001 krizlerinde görülmediğini söyledi.
Öztrak, döviz piyasasında büyük oynaklık yaratıldığını, kimsenin fiyat belirleyemediğini belirtti.
"İkramiyelerin önemli bir bölümü vergiye gidecek"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın "Tüm işçilerin ücret gelirlerinin, asgari ücrete kadar olan kısmından, gelir ve damga vergileri kaldırıldı" ifadesini kullandığını hatırlatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama Meclise yeni gelen teklifte baktık düzenleme böyle değil. Sadece brüt asgari ücreti geçmeyen ücretten gelir ve damga vergisinden istisna ediliyor. Ücreti, brüt asgari ücretin üzerinde olanlarda asgari ücrete kadar olan kısma istisna getirilmiyor. Gelir ve damga vergisi eskisi gibi tahsil ediliyor hem de tamamından. Sadece vergiden sonraki ücret, net asgari ücretin altına düşerse aradaki fark net asgari ücrete tamamlanacak.
Bu hükümet, ülkemizde çalışanların yüzde 60'ını zaten asgari ücretli yapmıştı. Şimdi anlaşılan tamamını, asgari ücrete mahkum etmek. Bu düzenlemeyle, asgari ücrete yakın ücret alanlarla ilgili ayda asgari ücret dışında fazla mesai ve sosyal ödenek alanlar ciddi bir kayba uğrayacaktır. Fazla mesainin, sosyal ödeneklerin, ikramiyelerin önemli bir bölümü vergiye gidecektir. Mevcut ücretler aşağıya çekilecektir. Asgari ücret tek tip ücrete dönüşecektir. İşçilerin çok ciddi kıdem ve emeklilik aylığı kayıpları olacaktır. Bu haliyle bu düzenleme, ülkemizde iş barışını bozar, ücret adaletini ortadan kaldırır. Ekonomide kayıt dışılığı artırır. Elden, açıktan maaş ödemeleri artırır."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında da koordinasyon sıkıntısı olduğunu savunan Öztrak, vergi sorunun ciddi olduğunu, söz konusu düzenlemenin Mecliste ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.
TOBB, TÜSİAD, İstanbul Sanayi Odası başkanlarının, ekonomideki "akıl dışı" gidişi eleştirmeye başladığını söyleyen Öztrak, ülkeyi yönetenlere düşen görevin, bu eleştirilere ön yargısız kulak vermesi olduğunu kaydetti.
Öztrak, "Çünkü Türkiye ekonomisi, üzerinde kumar oynanacak, 'Ya tutarsa' denilerek, üzerine elbise biçilecek bir ekonomi değildir. Söz konusu olan 84 milyonun kaderidir, 800 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz. Böyle giderse Türkiye gelecek yıl, 800 milyar dolarlık bir ekonomi de olamayacaktır. Dolayısıyla milletin, emekçinin, emeklinin, çiftçinin, esnafın, iş dünyasının kaygılarına kulak verilmelidir." diye konuştu.
"Getirirler sandığı, görürler adayımızı"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"CHP'den yapılan açıklamalarda belediye başkanlarının Cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak bakılmadığı ifade edilmişti. Ama belediye başkanlarının yeniden Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu yeniden gündeme geldi. Bu konuda görüşleriniz nedir?" sorusuna Öztrak, bu konudaki görüşleri birçok kez ilettiklerini ve tekrarlamaya gerek olmadığını belirtti.
Öztrak, "Ama Cumhurbaşkanı adayımızı karşımızdakiler merak ediyorlarsa getirirler sandığı, görürler adayımızı." dedi.
"Bir süredir iktidar cephesinden 'sıkıntıların farkındayız' açıklamaları geliyor ve enflasyonu düşürme sözleri de veriliyor. Siz bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "Son 20 yıldır bu ülkede tek zenginleşen saray ve şürekası. Millet ise ezim ezim ezildi. Erdoğan enflasyonu nasıl düşürecekmiş? Beşli çetesine dolarlı, avrolu ihaleleri veren kendisi. Saray beslemelerine 35 ayrı yerden 35 maaş veren kendisi. Tefecileri ihya eden Erdoğan'ın kendisi. Bunları yaptıkları için ülkede israf, talan ve enflasyon aldı başını gitti." yanıtını verdi.