CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, yaptığı basın açıklamasında gündem maddelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sinan Ateş davasına da değinen Günaydın, şu açıklamalarda bulundu:
"NASIL BİR ÖNLEM ALDI Kİ..."
"Merkez bankası Başkanı yüzde 70 olan gıda enflasyonunu yıl sonu itibariyle yüzde 35,5 olarak öngördüğünü söylüyor. Başkanı ben pazara çıkmaya davet ediyorum. eskiden kırmızı et alamadığı için beyaz et alan vatanda, artık tavuk etindeki artışlarla da beyaz et tüketemiyor. Soruyorum Merkez Bankası Başkanı'na gıda enflasyonunu yüzde 70'den yüzde 35'e indirmek için Merkez Bankası veya hükümet nasıl bir önlem aldı ki yarıya düşeceğini ön görüp tahminde bulunuyor?
Yine konut fiyatlarında yavaşlama var bunun da kira fiyatlarında bir gevşemeye yol açacağını ön görüyoruz diyor. Bu kez de Merkez Bankası Başkanı'nı İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de görevlileri aracılığıyla bazı semtlerde kiralama yapma ve verilerini öğrenme ve kamuoyuyla paylaşmaya davet ediyorum. Bırakın ev almayı vatandaş kirasını ödeyemiyor. Bu öngörü mantıkla bağdaşmıyor.
Daha önemlisi bir iktisat politik okuma yapmak zorundayız. Başkan 'para politikalarında olan kararlı duruşumuz enflasyonu aşağı doğru çekecek' kararlı duruş dediğiniz faizi yüzde 50 civarında tutmaktır. Bu para politikanızı destekleyen mali politikanız yok."
"VATANDAŞIN NASIL EZİLDİĞİNİ NE GÖRMEKTE..."
"'Kredi faizlerinin geldiği durum itibariyle iç talebin yavaşlamaısndna' bahsediyor. Merkez Bankası Başkanı. Yeni diyor ki tüketici kredileri o kadar artmış ki kimse kullanamaz ve dolayısıyla harcama yapamaz demek. Bunu iç talebi daraltmanın bir vesilesi olarak görüyor. Kredi kartlarındaki faiz oranlarının arttırılması vatandaşın temel ihtiyaçlarını kredi kartları üzerinden görebilmesi olanağını da ortadan kaldırıyor. Merkez Bankası Başkanı'na göre bu iç talebi baskılamak ve enflasyonu düşürmektir. Vatatandaşın nasıl ezildiğini ne görmekte ne umursamamaktadır."
SİNAN ATEŞ İDDİANAMESİNİ DEĞERLENDİRDİ
"Sinan Ateş iddianamesinin kabul edilebilir bir yanı yoktur. Tetikçiyi Ankara'dan İstanbul'a kaçıran aracın plakasının kime ait olduğuna ilişkin bilgi iddianamede yok. Kime ulaşacağız. Plakayı mı suçlu bulamacağız. Bu aracın MHP Genel Merkezi önünde fotoğrafları var. Sahibi kim, kullanan kim, kime tahsisli? Ben bu soruların cevabını iddianamede bulamıyorsam yargılama sırasında cevabının bulabileceğini nereden bulabilirim. Bu iddianameyi kabul eden Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti'ne soruyorum. Bu planın sahibini yazmayan savcıya iddianameyi iade ederek, bu plakanın sahibi yazılsın, böyle olmazsa kavuşturmaya geçemeyiz demeyi hiç aklınıza getirmediniz mi?"
"BU SİSTEME ADALET AÇISINDAN GÜVENEN VAR MI?"
"Türkiye Maarif modeli diyerek AKP aklını tarih eden bir maarif modeli dayatması var. İfade edelim Acaba Milli Eğitim Bakanlığı'nın güvenirliğini ölçen bir anket yapılsa AKP'li yurttaşlarda dahil olmak üzere devlet okullarına çocuklarını gönderenlerin eğitimden memnuniyet durumlarını ölçsek acaba ortaya nasıl br tablo çıkar? Öğretmenler üzerinden de araştırma yapalım. Acaba çalışan öğretmenlerden kaçı hayatlarından memnun ve mülakatla girmeye zorlanan öğretmenlere soralım. Bu sisteme adalet açısından güvenen var mı?"