Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Türkiye- Katar Yüksek Stratejik Komite 7.Toplantısı'na katılmak üzere Katar'a yapacağı resmi ziyaret öncesinde düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 19 yıldır olduğu gibi gelecekte de sermaye ve yatırım düşmanı mandacılara rağmen Türkiye olarak büyümeye, güçlenmeye, bölgesinin ve dünyanın parlayan yıldızı olmaya devam edeceklerini ifade etti.
Erdoğan, "Bu amaç doğrultusunda Katar'ın yanı sıra Körfez'deki diğer ülkelerle de işbirliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Körfez bölgesinde diyalog kapılarının tekrar açılması ve yanlış anlamaların giderilmesi yönünde yürütülen diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye olarak, hiçbir ayrım yapmadan Körfez'deki kardeşlerimizle olan münasebetlerimizi ortak menfaatlerimiz ve karşılıkla saygı çerçevesinde ilerletmeyi sürdüreceğiz. Doha'daki temaslarımızın, Katar'la olan ilişkilerimizin derinleşmesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret hatırlatılarak Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilere yönelik değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, "Türk yapısı olarak, Türkiye olarak tüm Körfez ülkeleriyle olan birlikteliğimizi, dayanışmamızı bundan sonraki ilişkileri çok daha güçlenerek devam ettirmekten yanayız" dedi.
"Rakamlar Artarak Devam Edecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu konuda muhalefetin rahatsızlıklarını zaten biliyoruz. Bu rahatsızlıklara rağmen, bu ilişkileri devam ettirmekte kararlıyız. Neticede Katar'a yönelik uygulamaya konulan abluka ve müeyyideler bu yılın başından itibaren kaldırıldı. Şu anda Körfez ülkeleri arasında da bir birliktelik, bir beraberlik, dayanışma yeniden tesis edildi. Tüm bölge ülkelerinin de ülkemizin Körfez bölgesinin politikalarına yönelik attığı ve atacağı adımların bunlar bir işaretidir. Muammed bin Zayid'in Türkiye ziyareti bu adımın bir ifadesidir. Nasip olursa şubat ayında yine geniş, kapsamlı bir heyet ile Abu Dabi'ye bir ziyaretimiz olacak. Şu anda ekonomik ilişkilerde atılan adımları daha da etraflıca ele almak suretiyle ve bu konuda gerek Türkiye'de yapılan yatırımlar gerekse BAE'de yapılan ve yapılacak birçok yatırımla bunu perçinleyeceğiz. Şu anda yine bölgenin en güçlü ülkelerinden bir tanesi olan Katar'la zaten attığımız adımlar bunun nişanesidir ve rakamlar öyle ufak rakamlar değil. Çok ciddi yatırımlarla bunu sürdürüyoruz. Özellikle Türk iş adamlarına yönelik Katar'ın yaklaşımları altyapıda, üst yapıda çok çok yüksek rakamlardır. Bunların artarak devam edeceğine inancım tamdır. Bunlar, şu an itibarıyla Türk iş adamlarına verilen Katar'daki işlerin tutarı yaklaşık 15 milyar dolar civarındadır."
Asgari Ücret Tartışmaları
Bir gazetecinin, "Asgari ücret konusundaki son durum nedir? Bu hafta da görüşmeler gerçekleşecek. Sizin gönlünüzden geçen rakam nedir? 'Çok büyük bir artış olacak' demiştiniz" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in heyetiyle birlikte gerek işçi, gerekse işveren kesimiyle bugün ve perşembe günü bu tür görüşmeleri yapacaklarını, bu görüşmelerle birlikte de bir yere varacaklarını söyledi.
"İstihdam, Üretim, İhracat, Büyüme"
Yurt dışı ziyaretinden dönünce, bu görüşmelerde ne yaptılar, tarafların teklifleri nedir, bunları göreceklerini ifade eden Erdoğan, "Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız. Asgari ücret noktasında da inşallah en uygununu, en ideal olanını gerek brüt gerek net, masaya yatırarak nihai kararımızı vereceğiz. Bu nihai kararla birlikte de temenni ediyorum ki sadece işçi kesiminin buradaki memnuniyeti değil, iş verenin de bu alınan kararla memnun olması lazım. Çünkü hep söylüyoruz ya yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme... Şimdi bizim burada hem işçinin emeğine, iş verenin de bu noktadaki yatırım gücüne ihtiyacımız var. Bu iki gücün ayakta durması bizim için büyük önem arz ediyor. İnşallah sadece bu dönemde alınacak karar değil, bir de önümüzdeki yıl seçim öncesi alınacak olan karar da var. Bütün bunları düşünerek bir karar vereceğiz. Bu kararla beraber yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
"Stokçuluk Yenilir, Yutulur Bir Şey Değil"
"Stokçuluk biliyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanımın yanında bunu konuşmak bana düşmez ama bizim dinimizde de haramdır. Böyle bir şeye gidemezsiniz. Fakat görüyoruz ki stokçuluk yapanlar var, her alanda. Son zamanlarda otomotiv sektöründe bile stokçuluk var. Birçok kapalı otoparklara sıfır otomobiller depolanmak suretiyle onun da stokçuluğunu yapıyorlar. Hele hele gıdada stokçuluk yenilir, yutulur bir şey değil. Onun için şu andaki cezai müeyyide çok düşük.
Ben Mehmet Bey'e de söyledim, hazırlıklarınızı yapın, bu müeyyideyi onları rahatsız edici bir noktaya çıkaralım. Ondan sonra yine yapabiliyorsa yapsın bakalım stokçuluğu. Bu işin başka çıkar yolu yok. Bedelini ağır ödeyecekler. Sen mi stokçuluk yapıyorsun? Bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Çünkü vatandaşımıza, hele hele gıdada bu tür zulmü yapanlara biz 'Buyur yoluna devam et' diyemeyiz. Ne gerekiyorsa, başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere gerekli adımları atacağız, üzerine üzerine de gideceğiz bu işin.
Kılıçdaroğlu da Gündemindeydi
"Her ne kadar Bay Kemal, eğer fırsat bulur da göreve gelirse Kandil'i onların başına yıkmayı vaat ediyorsa, buradan bir beklentisi varsa ki yapacağı herhangi bir şey söz konusu değil zaten, onun ne denli bu noktalarda pozisyon aldığını gayet iyi biliriz. Bir taraftan terör örgütünün temsilcileriyle yürüyüşler yapacaksın, öbür taraftan az önce ismini verdiğiniz terörist başının alkışını alacaksınız, 'Bu yaptığınız iş doğrudur, iyi yolda ilerliyorsunuz' diyecek terörist başı, Kandil'den Bay Kemal'e selam verecek, 'Başarılısınız, iyi gidiyorsunuz' diyecek, ondan sonra da Kandil'i yakıp, yıkmaktan bahsedecek. Bunlara güven olmaz. Bunlarla bir yere de varılmaz. Bu işin hakkından nasıl biz mağaraları, Kandil'i bunların başına geçirdiysek, en son biliyorsunuz 9 teröristi mağarada sıkıştırmak suretiyle orada bizim bir binbaşımız o bölgede şehit edilmişti, binbaşımızı şehit edenleri o mağaradaki olayda, oraya gömdük. 9 teröristi oradan o şekilde çıkarmış olduk. Bu işin ispati bizdedir. Biz bu işin ispatını yapıyoruz, lafını değil. Bundan sonraki süreçte de nasıl şu anda Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestlerderesi'nde bütün bunları aştıysak, bundan sonraki süreçte de aşmaya devam edeceğiz. Şehitlerimiz var, evelallah bu şehitlerimizin kanını da yerde bırakmadan yola devam."