İSTANBUL (AA) ÇİĞDEM ALYANAK İçinde ne olduğunu bilmeden yıllarca önünden geçtiği Darülaceze'nin kapısından, çocuklara "gönüllü annelik" yapma arzusuyla içeri giren ancak burada çocukların değil, yaşlıların bakıma muhtaç olduğunu öğrenen Sevim Zengel, 15 yıldır yaşlı ve hasta kadınların saçlarını kesip boyuyor, manikür, pedikürlerini yapıyor ve yıkanmalarına yardımcı oluyor.
Kuaförlükten emekli olan 62 yaşındaki Sevim Zengel, hem gönüllülük sevdası hem de işine olan düşkünlüğüyle emekliliğinde de mesleğini bırakmadı.
Yıllarca önünden geçtiği Darülaceze'ye emekli olduktan sonra çocuklara gönüllü annelik yapmak arzusuyla giden, ancak yaşlıların bakıma muhtaç olduğunu öğrenen Zengel, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü dolayısıyla hayatını tümden değiştiren gönüllülük hikayesini AA'ya şöyle anlattı:
"Hep önünden geçerdim ama içinde ne olduğunu bilmiyordum. Bir gün önünden geçerken, gönüllü gelebilir miyim acaba diye düşündüm. Buradaki çocuklara gönüllü annelik yapmak istedim. 15 sene önce çocuklara gönüllü anne almıyorlardı. Derken burada rehabilitasyon şefi Havva hanım vardı. Ona yönlendirdiler beni. 'Sen ne iş yaparsın?' dedi. Ben de tırnak keserim, saç boyarım, yüz alırım dedim. Saç kesmiyordum ama senelerce çalışınca görüyorsun. Ama buradaki gibi yoğun bir saç kesimi yapmıyordum.
Bir gün ile başladım. Bir gün iki gün oldu, iki gün üç gün oldu. Sonra hamam yıkama ihtiyacı oldu. Hamama başladım. Yolda giderken bir bayan bana 'Hamama banyo yapmaya gelmek istiyorum' dedi. Yoksa o ana kadar benim banyo yaptıracağım diye bir düşüncem de yok. Demek ki Rabb'im öyle nasip etmiş. Bekledim, bekledim gelmedi ama ben hamama girdim o gün."
"Şu kapıdan girdiğim an dopinglenmiş gibi hareket ediyorum"
Pandemiden önce Darülaceze'ye haftanın üç günü geldiğini, şimdi ise haftanın iki gününe bütün işlerini sıkıştırmaya çalıştığını belirten Zengel, sözlerine şöyle devam etti:
"15 sene oldu. Çok mutluyum, çok huzurluyum. Ne kadar yorgun olursam olayım, ne kadar stresli olursam olayım, şu kapıdan girdiğim an sanki insana bir doping gelir ya dopinglenmiş gibi hareket ediyorum. Buradaki insanları çok seviyorum. Gördünüz nasıl dua ediyorlar.
Ben eskiden açık bir insandım. Bir akşam oturuyorum, sanki biri bana dedi ki 'Sen umreye git.' Aniden yeğenimi aradım, 'Umreye gitmek istiyorum' dedim. O gün öyle bir olay ki kendi kendime de şaşırıyorum. Aynaya bakıyorum, 'Evet Sevim senin gitmen lazım' diyorum. O sene bana nasip oldu. Ramazan umresine gittim. O zaman yeğenime kaç günlüğüne gidiyorum diye sordum. '21 gün hala.' dedi. 'Çok değil mi 21 gün?' dedim. 'Yok değil.' dedi. Oraları bilmiyorum, dua bilmiyorum, namaz bilmiyorum. O sene umre yaptım ve ardından 9 sene ramazan umresine gittim. Ayrıca oradayken Hac davetim de çıktı, hacca bile gittim. Buradaki insanların duasıyla çok şükür ayaktayım, sağlıklıyım, içim huzurlu, çok mutluyum. Buradakilerin hepsini ayrı ayrı seviyorum. Sevmezsem bu iş olmaz."
"Gelmediğim zaman özlüyorum"
Darülaceze sakinlerinin kendisini de çok sevdiğini dile getiren Zengel, "15 sene az bir zaman değil. Benim annem babam da yaşlı. Onlara da ben bakıyorum. Bir kız kardeşim var, 3 tane engelli çocuğu var. Onlara yardım etmeye çalışıyorum. Annemin, babamın doktor işlerini bile buraya geleceğim güne denk getirmemeye çalışıyorum. Bir denge kurduğun zaman tıkır tıkır yürütmeye çalışıyorsun. Burayı mağdur etmemeye çalışıyorum." dedi.
Kendisinin de yeterince genç olmadığını ifade eden Zengel, "Ama O, güç ve kuvveti veriyor ya. Bu güç ve kuvveti verdiği müddetçe, gelmeye çalışacağım. Bu kapıdan girdiğin zaman ayrı bir sevgi... Gelmediğim zaman özlüyorum. Bir yere gideceksem önceden herkesin ihtiyaçlarını yapmaya çalışıyorum. Rabb'im demek böyle bir şeyi bana nasip etti. Ben de böyle bir şey yapıyorum. Onların duası yeter." diyerek sözlerini tamamladı.