Diyanet'e sorulan “Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verilen fetvada, “İslam dininin, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymadığı, bunu piyasa şartlarına bıraktığı” belirtildi. Ancak fetvada yer verilen bir hadis dikkat çekti. İlgili kısım ve hadis şöyle:
“Konuyla ilgili olarak Allah resulü, fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur, ‘Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem.’”
'KAMU OTORİTESİNİN YETKİSİ VAR'
Fetvada, piyasada suiistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme yetkisinin olduğu vurgulandı.
İHSAN ELİAÇIK'TAN YORUM
Diyanet'e ve Türkiye'deki muhafazakar siyasete getirdiği eleştirilerle öne çıkan İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ise gelişmeyle ilgili farklı bir yorum getirdi.
Eliaçık, sosyal medya adresinde Diyanet'in fetvasını Bir Kur'an ayetiyle yorumladı. Eliaçık'ın konuyla ilgili paylaştığı Rum Suresi 41. ayeti şöyle:
"İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor."
UYDURMA HADİS
Eliaçık, Diyanet fetvasıyla ilgili "Fiyatları tayin eden Allah'tır" uydurma hadis. Böyle bir ayet de yok, abdestli kapitalistin biri uydurmuş. Madem fiyatları 'serbest piyasada arz-talep kanunlarına göre' Allah belirliyor, merkez bankasına, faiz oranlarına neden müdahale ediyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
İSLAM'DA KÂR HADDİ
Eliaçık fetvada geçen kâr haddiyle ilgili olarak da şu yorumda bulundu:
"Diyanet "Dinimizde kâr haddi yok" diye fetva yayınlamış. İyice kafanız karışsın, iyi gelir: Kâr var mı ki haddi olsun? Kâr aslında nedir? İçinde sömürü var mıdır? İşçilikten ayrıca neden bir de kâr denmektedir? Kur'an'da neden kâr değil hep 'ücret' denmekte?"