ELHALİL (AA) AVAD ERRUCUB Filistinli Şeyh Nevvaf ezZegarine, Filistin toplumundaki anlaşmazlıkların çözümünde ve sivil barışın korunmasında aşiretlerin önemli rol oynadığını belirtti.
Filistin'deki aşiretlerin ileri gelenlerinden 69 yaşındaki Şeyh Nevvaf, Batı Şeria'daki aşiretler ve kabile yargısının toplumdaki rolünü, bunların yönetimle ilişkilerini, aşiret mensuplarının olaylara müdahalesini ve bu müdahalenin önemini AA muhabirine anlattı.
Şeyh Nevvaf, "Aşiretlere düşman olanlar burayı yönetemez." diyerek bölgede aşiretlerin önemine dikkati çekti.
"Aşiret yargısı yüzde 90 oranında İslam şeriatıyla uyumlu"
Anlaşmazlıkların çözümü için başvurulan aşiret liderlerinden Şeyh Nevvaf, Batı Şeria'nın güneyinde bulunan Ramadin köyündeki evinde vaktinin büyük bölümünü sorunlara çözüm bulmak için harcıyor.
Her gün en az 3 hasımla muhatap olduğunu ve kendisinden aralarındaki soruna çözüm bulması için müdahalede etmesinin istendiğini belirten Şeyh Nevvaf, sorunu, aynı mecliste çözüme ulaştırmaya çalıştıklarını, bunu yapamadıklarında ise hasımların ikamet yerlerindeki diğer ileri gelenlerle anlaşmazlığı giderme yolları aradıklarını kaydetti.
"Aşiret yargısı yüzde 90 oranında İslam şeriatıyla uyumludur ve ona dayanmaktadır." diyen Şeyh Nevvaf, ihtilaflı noktaların oldukça az olduğunu, bunları da aşmaya çalıştıklarını söyledi.
Şeyh Nevvaf, Filistin’e hükmeden yönetimlerin çokluğu ve art arda gelişine bakıldığında sivil barışın korunmasında temel dayağın kanunlar değil aşiretler olduğunu ifade etti.
Şeyh Nevvaf’ın sözünü ettiği aşiret yargısı, Filistin’de geçmiş yıllarda uzun süre yalnızca sahrada ve şehir merkezine uzak yerlerde uygulanırken, şimdi ise kentler ve kırsal kesimde de uygulanır oldu.
Aşiretlerin altın çağı
Filistin yönetiminin kurulduğu 1993'ten önceki döneme işaret eden Şeyh Nevvaf, o dönemde Filistin Kurtuluş Örgütünde (FKÖ) resmi bir kurum ve örgütün kollarından biri olarak aşiretlerin oldukça etkin ve nüfuzlarının zirvesinde olduklarını hatırlattı.
"Filistin yönetimi kurulmadan önce aşiretler altın çağını yaşadı. O dönemde, her şey hakkında hakim karar makamı bizdik." diyen Şeyh Nevvaf, herkesin aşiretlerin verdiği kararlara bağlı kaldığını, kimsenin muhalefet etme gücüne sahip olmadığını, FKÖ'nün sivil barış ve güvenliğin korunması için aşiretleri desteklediğini anlattı.
İlk resmi birliklerinin 1979'da kurulduğunu belirten Şeyh Nevvaf, "Filistin Ulusal Konseyi, Ürdün’ün başkenti Amman’da Aşiretler ve Islah İşleri Genel İdaresinin kurulmasına karar verdi." ifadesini kullandı.
Şeyh Nevvaf, "Ancak yönetimin işin içine müdahil olmasıyla sap ile saman birbirine karıştı. Aşiretlere inanmayanlar vardı sonra haklı olmadıkları ortaya çıktı ve yeniden aşiretlere dönmek zorunda kaldılar." değerlendirmesinde bulundu.
Aşiret çözümlerinin kanunlara göre artı yönleri
Aşiret çözümlerinin kanunlara göre artı yönlerinden bahseden Şeyh Nevvaf, bu yönleri, "davaların süratle sonuçlanması" ve "hasımlar arasındaki psikolojik yönleri de dikkate alması" şeklinde ifade etti.
Aşiret örfüne de değinen Şeyh Nevvaf, hasımların tüm anlaşmazlıkların sonunda hatır gönül alma, husumetlerin sonlandırılması ve sulhun tamamlanması gibi aşiret şanına yaraşır davranışların bulunduğunu aktardı.
Islah ve çözüm bulmak için çalışan kişiler ile ileri gelenlerin, aşiret yargısını temsil ettiğini dile getiren Şeyh Nevvaf, bu kişilerin cinayet vakalarında eksen rolü oynadıklarını kaydetti.
Şeyh Nevvaf aşiret yargısının tüm alanlarda etkin ve tam bir sisteme sahip olduğunu aktararak, "kadının, çobanın, komşunun" haklarının bulunduğunu; iş, işçi, trafik kazaları, çek, miras ve inşaat konularının çözüme kavuşturulduğunu dile getirdi.
Kim "Islah adamı" olur?
Aşiret yargısında görev alabilecek kişilerin özelliklerini sayan Şeyh Nevvaf, bu kişilerin, zeki ve aşiret sahibi bir evden geliyor olması gerektiğini söyledi.
"Maddi durumunun da iyi olması lazım. Çünkü yeri geldiğinden kendi cebinden harcamak zorunda kalıyor." diyen Şeyh Nevvaf, ıslah adamlarının yaptıkları işten dolayı herhangi bir ücret almadığını, bazılarının sağlık sigortasından dahi yoksun olduğunu, aileleri ve çocuklarıyla bir arada oturmaya vakit bulamadıklarını ifade etti.
Islah adamlarının sırtında büyük bir yük bulunduğunu kaydeden Şeyh Nevvaf, 1,5 yıl içinde anlaşmazlıkları gidermek için cebinden yaklaşık 145 bin dolar para harcadığını söyledi.
Sorunların yüzde 90'ı aşiret içinde çözülüyor
Şeyh Nevvaf, "Filistin toplumunda halihazırda davaların yüzde 90'ı aşiretler üzerinden yürütülen çözüm yollarıyla sonuçlanıyor." ifadesini kullandı.
Filistin yargısında şu anda 150 bin davanın askıda olduğunu hatırlatan Şeyh Nevvaf, "Şayet bizim çözdüğümüz davalar da onlara ulaşacak olsa mahkemelerdeki davaların sayısı 1,5 milyonu bulur." diye konuştu.
Ortağı sakinleştirme rolü
"Aşiretlerin oynadığı en önemli rol, ortalığı sakinleştirmek, haksızlığa uğrayanlara haklarını teslim etmek ve her iki taraf için de güvenli bir ortam sağlamaktır." diyen Şeyh Nevvaf, cinayet vakalarında da ilk saatlerden itibaren harekete geçtiklerini, katilin yakınlarını ve bu kişilerin malını korumak için devreye girdiklerini anlattı.
Cinayet vakalarında maktulün yakınlarının, o öfkeyle katilin yakınlarının malına ve mülküne zarar verebildiğini söyleyen Şeyh Nevvaf, bu tür bir eylemde bulunanların aşiretlerle bağının koparıldığını aktardı.
"Devlete alternatif bir yapı değiliz"
Aşiretlerin toplumda önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Şeyh Nevvaf, "Aşiretler olarak düzene, herhangi bir kuruma, en önemlisi de devlete alternatif bir yapı değiliz. Sivil barışın sağlanması ve yurttaş haklarının korunmasını destekliyoruz." ifadesini kullandı.
Filistin yönetimi 1994'ten bu yana aşiret yargısını tanıyor. Aşiret yargısı, Filistin'deki resmi yargı ile birlikte işlev görüyor. Daha önce Filistin Devlet Başkanlığı ofisine bağlı olan Aşiret İşleri Genel İdaresi, 2005 yılında İçişleri Bakanlığına bağlanmıştı.