İstanbul Galata Köprüsü'nde, Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarına karşı düzenlenen mitingde İsrailli şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerine yönelik bir protesto pankartı alana sokulmak istendi. Ancak, pankartın alana girişine engel olunarak pankartı getiren grup üyeleri gözaltına alındı. Olay, sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, gözaltı görüntüleri üzerine tepki gösteren protestocular, adalet çağrısında bulundu.
Gazze Mitinginde Ne Oldu?
İstanbul'da düzenlenen Gazze konulu miting, "Milli İrade Platformu" tarafından organize edildi. AK Parti’ye yakın dernek ve vakıfların desteğiyle yapılan bu etkinlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da yer aldı. Bilal Erdoğan, aynı zamanda TÜGVA'nın Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olarak etkinlikte konuşma yaptı.
Miting alanına İsrailli şirketlere ait faaliyetlere karşı tepki gösteren bir grup, "Siyonizme Silah Taşıyan Katil Zim Katil Maersk Türkiye'den Defol!" yazılı pankartla girmek istedi. Ancak pankartın alana sokulmasına polis tarafından engel olundu. Pankartı alana sokmaya çalışan grup üyeleri, polis müdahalesiyle gözaltına alındı. Olayın ardından protestocular, gözaltı işlemlerine karşı tepkilerini dile getirdi.
Gözaltına alınan gruptan Hüseyin Kılıç, Galata Köprüsü’ndeki protestoyu ve gözaltı sürecini sosyal medyada şu ifadelerle paylaştı: "Arkadaşlarımız gözaltına alındı. ZİM ve Maersk şirketlerini korumak size mi düştü! 'Sizin pankartınıza saygımız sonsuz' dedikten sonra, arkadaşlarımız sırf alana bir pankart sokmak istedikleri için gözaltına alındılar. Galata tiyatronuzun gerçek yüzü böylelikle ortaya çıktı. Somut adım atın ve siyonist sermayeyi korumaktan vazgeçin. Arkadaşlarımızı serbest bırakın!"
Protesto Konusu: ZİM ve Maersk Şirketleri
Protestoların odak noktasında, Gazze'ye insani yardım götürmesi planlanan "Vicdan Gemisi"nin Türkiye'den yola çıkmasına engel olunması da yer alıyor. Hüseyin Kılıç, bu engellemeye dikkat çekerek, "Vicdan Gemisi"nin Haydarpaşa Limanı’ndan Gazze'ye yardım götürmesi için yapılan girişimlerin engellenmesiyle birlikte, uluslararası şirketlerin Türkiye'deki faaliyetleri de gündeme geldi. "ZİM" ve "Maersk" gibi şirketlerin, Gazze'ye insani yardım taşınmasına engel olmalarının ardından, bu şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerine yönelik protestolar arttı.
Galata Köprüsü'ndeki olay, sadece İstanbul'da değil, tüm Türkiye'de halkın siyasal ve toplumsal protestolarına karşı artan baskıyı da gözler önüne serdi. Protesto ve polis müdahaleleriyle ilgili süreçlerin nasıl şekilleneceği ve gözaltına alınanların hukuki haklarının nasıl korunacağı ise, Türkiye'nin yakın gelecekteki toplumsal dinamiklerini etkileyecek.