Son günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı "cuntacı" olmakla suçlayan açıklamalarda bulundu. Ancak CHP'nin geçmişinde, özellikle 1960 darbesinin ardından yaşananlar, partinin kendisinin de zaman zaman cuntacılık ve darbecilikle özdeşleştiğini gösteriyor. Özel'in yaptığı bu suçlamaların arkasında, geçmişte kendi partisinin uygulamalarını gözden geçirmemek ve geçmişin hesaplaşmasını yapmamak gibi bir yaklaşım olduğu söylenebilir.
CHP’nin ‘Cunta’ Suçlaması: Geçmişteki Cuntacılığa Göz Yumuluyor mu?
1960 yılında yapılan askeri darbe sonrasında, dönemin Başbakanı Adnan Menderes ve hükümet üyeleri tutuklanarak yargılandı. CHP'nin kurucu lideri ve o dönemin en etkili ismi İsmet İnönü'nün liderliğindeki hükümet, darbe sonrası kurulan yargılamalarla Adnan Menderes'i idam cezasına çarptırmıştı. Peki, Adnan Menderes neden idam edildi?

Menderes, 1950’lerde Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandıran reformlar yapmış ve halkın büyük desteğini kazanmış bir liderdi. Ancak 1960’taki askeri darbenin ardından, Menderes hükümeti “anayasayı ihlal” suçlamasıyla yargılandı. Adnan Menderes ve hükümetinin diğer üyeleri, darbenin getirdiği rejim değişikliği sonrası, askeri cunta tarafından mahkemeye çıkarıldı ve idam cezasına çarptırıldı. 17 Eylül 1961’de Menderes’in idamı, o dönemin hükümetinin cunta ile işbirliği yaparak halkın seçtiği lideri devirmesinin bir sonucu olarak tarihe geçti.

15 Temmuz Darbesi ve AK Parti’nin Direnci
15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişimi, Türk milletinin demokrasiye olan bağlılığını ve bağımsızlığını bir kez daha ortaya koydu. AK Parti, bu darbe girişimi sırasında Türkiye’nin geleceği için büyük bir sınav verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, Türk milleti darbeyi bastırarak demokrasiye sahip çıkmış, ülke yeniden hukuk ve halk iradesine dayalı bir yönetim biçimine odaklanmıştır. AK Parti’nin darbe karşıtı duruşu, ülkenin geleceği açısından tarihi bir öneme sahiptir.
Bu noktada, CHP’nin darbe ile ilgili tavrı ve geçmişteki darbe destekleri göz önünde bulundurulduğunda, bugünkü ‘cunta’ suçlamalarının geçerliliği sorgulanmaktadır. 15 Temmuz’daki direnişin ardından CHP’nin geçmişteki darbeci yaklaşımlarını gözden geçirmesi, demokratik bir siyasi duruş sergilemesi gerektiği aşikardır.

CHP, Geçmişi ile ne zaman yüzleşecek?
Parti içindeki yolsuzlukla suçlanan başkanlar ve skandalların üstü örtülmekte, bu da halkın güvenini sarsmaktadır. Parti, her ne kadar darbe ve cunta karşıtı duruş sergilediğini iddia etse de, kendi geçmişini doğru değerlendirmediği sürece bu tür suçlamalar yalnızca tartışma yaratacaktır.
Bugün CHP, geçmişindeki darbe ve cunta desteklerini sorgulamadan, başkasını suçlamakla meşgul. Ancak Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin temelinde, sadece geçmişin hatalarından ders çıkararak, halkın iradesine saygı göstermek yatmaktadır. CHP’nin geçmişini sorgulaması, hem kendi içindeki çelişkilerden kurtulmasına yardımcı olacak hem de Türk milletinin gerçek demokrasi mücadelesini takdir etmesine olanak sağlayacaktır.
Kaynak: İŞÇİ HABER